Final

189 8 24
                                    

"susamış ve su bulamamış gibi
kalktım sana geldim."
*

Vücudunda hissettiği ürperti ile gözlerini açtığında kehribar rengi bir çift göz ile karşılaştı. Gözlerin sahibi, dudaklarının bir karış uzağındaki dudaklarına oturmuş bir gülümseme eşliğinde onu izliyordu. Sol dirseğini yastığa koymuş yanağını yumruk yaptığı eline dayamıştı. Bakışları yeniden buluştuğunda gülümsemesi daha da büyüdü. Eğilip dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.

"İyi akşamlar."

İyi akşamlar? Kafasını geri itip dışarıya baktı. Tahmin ettiğinin aksine hava aydınlanmıyordu, kararıyordu. Çenesine ve boynuna belli belirsiz öpücükler bırakan Mahir'e çevirdi yeniden bakışlarını. Gülümsedi. Ellerini uzatıp boynuna sardı. Bir elini kısa saçlarına çıkarıp yavaşça gezdirdi. Buna karşılık Mahir kafasını boyun oyuntusuna gömdü. Nefesi tenini gıdıklıyordu. Kıkırdadı. Ürpermiş teninde onun dudaklarının da yukarı kıvrıldığını fark etti. Mahir dudağına son bir öpücük bırakıp geri çekildi. Yatağın içinde oturup arkasına, pencereden dışarıya baktı. Sonra bakışları onun gözleriyle buluştu.

"Dışarı çıkalım."

"Birdenbire?"

"Birdenbire. Yemeğe gidelim. Ne bileyim zaman geçirelim. Bir şeyler yapalım."

O da yatağın içinde oturdu. Yorgun hissediyordu. Fakat hayatında ilk kez yorgunluğunun üstüne çıkan bir şey vardı. Çocuksu bir heyecanla cevabını bekleyen bir çift göze bakıp kafasıyla onayladı.

Ellerini çırpıp yataktan kalktı. Onun tarafına dolaşıp o daha ne olduğunu anlamadan kucağına aldı. Gözlerini kapatıp başını geri attığında odanın kahkahalarıyla dolmasına izin verdi. Kollarını Mahir'in boynuna doladı.

Mahir adımlarını banyoya yöneltti. Onu küvetin içine bırakıp suyu ayarladı. İyi olup olmadığını onaylatmak için Vera'nın elini tutup suyun altına çekti.

"Biraz daha sıcak olabilir." dedi Vera.

Biraz daha sıcak tarafa çevirip gözlerine baktı. Kafasıyla onayladığında o da suyun altında ona katıldı. Sıcak su tenine dokunduğunda bundan hoşlanmadığı belli oluyordu. Fakat Mahir bundan şikayet etmek yerine ellerini omzunun iki kenarına yerleştirdi. Hareketlerini incelemeyi bırakıp gözlerini gözlerine çıkardı. Zaten ona bakmakta olan kehribar rengi gözlerin sıcaklığı bütün vücudunun kasılmasına sebep oluyordu.

"Ah Vera." diye fısıldadı bir avcunu yanağına koyarken. Başparmağı yavaşça gezindi elmacık kemiğinin üstünde. Söylemek istediği şeyleri bir öncelik sırasına koyamadığından bu içten hitabın devamını getiremeyeceğini biliyordu Vera.

Başparmağı dudağının köşesine ulaştığında gözlerini kapattı. Birazdan başparmağının dokunduğu yerde dudağını hissedeceğini sandı; ama öyle olmadı. Elinin teması kayboldu. Biraz sonra parmak uçları saç tellerinin arasında gezinirken şampuanının kokusunu duydu.

-

"Seni nereye götüreceğim konusunda endişelenmeme gerek yok." diye mırıldandı Mahir.

Yaklaşık bir saat sonra arabada Vera'nın daha önce gitmediği bir istikamete doğru gidiyorlardı. Arka fonda bir jazz kanalından yayılan melodiler ve yol kenarındaki kahveciden aldığı kahve eşliğinde, gözleriyle yağmur damlalarının camda bıraktığı şeritleri takip ederken Mahir'in bu cümlesiyle ona döndü.

"Hımm?"

"Şu an yol kenarında gördüğümüz simitçiden bir simit alıp eve geri dönsek bile sende hayal kırıklığı yaratmayacağı konusunda neredeyse eminim."

VeraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin