Bana yardım edenler....
Kimlerdi bilmiyordum ama eğer öğrenirsem teşekkürlerimi en iyi şekilde sunmak istiyorum...
Olan olaylardan sonra dışarı çıkmayı bırakmış ve evde seokjoonu eğlendiricek şeyler üretmek için çabalamıştım. Bu süreç içinde kendimi rapunzeli kuleye kapatan o kötü cadı gibi hissetmiştim...
Ama bunu oğlum için yapmam gerektiğini biliyordum..1 yıl sonra
"Hyung!" Yoongi abi hastaneden taburcu olur olmaz benden çocuğunu görmek istediğini söyleyip duruyordu. Bende onu çocuğundan ayrı tutmak istemiyordum ama bir çocuğu annesinden ayırmak canice geliyordu o yüzden cesaretim yoktu.
"Ne var beak"
"Hyung ben min hoon la buluşucam"
"Ne yaparsan yap!"
Yoongi abi uzun zamandır böyle dargın ve kızgındı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ama şimdilik ablamı korumakla meşguldüm oyüzden abimi sonra düşünmek zorundaydım...."Seokjoon az sakin dur oğlum!. Tamam anlıyorum sıkıldın ama seni içerde tutmaktan başka çarem yok!" Seokjoon çok sıkılmaya başlamıştı ve ne yapsam onu eğlendiremiyordum artık. Onu evin içinde hapis tutmak beni çok üzüyordu ama başka çarem olmadığınıda biliyordum o yüzden sabretmeye çalışıyordum. "...uyusunda büyüsün ninni tıpış tıpış yürüsün ninni..." seokjoon uyumuştu. Onu beşiğine yatırıp bende yattım. Mesajın var~
Telefonumdan gelen mesaj sesiyle irkildim ve telefonumu aldım
" Eğer seokjoon u sana gönderdiğim yere iki gün içinde götürüp bırakmazsan sevdiğin ve değer verdiğin o iki kişi ölür!"
Gözlerim kocaman açılmıştı ve çok korkuyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Şu dünyada en çok sevdiğim ve değer verdiğim kişiler; erkek kardeşim byun beakhyun , sevgilim min yoongi ve oğlum Minseokjoon du ve hiçbirine zarar gelsin istemiyordum...Min yoongi
Kızgındım, dargındım ve uyumak dışında bişey yapasım gelmiyordu. Kısacası eski ben gibi davranıyordum..ve bu benden nefret ediyordum..
Lee sang beni değiştirdi..
Bir zamanlar....
Karanlık sokaklarda sigara içen, kavgalara bulaşan pislik serserinin tekiydim.
Ama simdi...onun sayesinde..mutlu oldum...üzüldüm...özledim..Duygularımı onun sayesinde ortaya koydum..ve değişmek istemiyorum...
Ama onu nekadar çok sevsemde...affetmeye niyetim yoktu. Bizi bırakmıştı..
Hemde hiç iz bırakmadan.. çocuğumla...çocuğumuzla birlikte..
Ama yinede ona kızamıyordum..Lee sang
Artık kapalı kalmaya bende dayanamıyordum..açık havanın tadını çıkartmak istiyordum.....yoongiyi görmeyeli tam 1 yıl oluyordu ve seokjoonun 3. Yaş doğum günü yaklaşıyordu. Markete gidip birkaç parça süsleme almalıydım. Seokjoonu giydirdim ve seokjoonu izledim. Paytak paytak yürüyüşüyle bana yeni ayakkabılarını getirişini izledim. Çok tatlıydı!. "Afferim oğlumaa". Seokjoonun ayakkabılarını giydirdikten sonra kapıdan çıktık ve temiz havanın hissini ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Kapıyı kapatıp kitledikten sonra seokjoonla sahile gittik. Biraz yürüdükten sonra parka gittik. Parkta iki üç aile dışında kimse yoktu oyüzden içim rahattı. Seokjoon etrafta koştu, oynadı ve eğlendi. Onun adına mutluydum.
Min yoongi
Boş boş sahilde dolaşıyordum. Etrafta eğlenen aileler, parkta oynayan çocuklar ve çimenlerde piknik yapan gençler vardı. Aile olmayı özlediğimi fark etmiştim. Bir çocuk parkının yanında çimenlere oturdum ve müzik dinlemeye başladım. Kapşonum kapalı olduğu için terliyordum ama görünmek ve dikkat çekmek istemiyordum, gerçi büyük ihtimalle daha çok dikkat çekiyordum ama umrumda değildi. Önümdeki banka bir anne oğul geldiler. Onlara baktım. Fakir ve mutsuz görünüyorlardı ama eğlenmeye çalışıyorlardı. Küçük çocuk iki üç yaşlarındaydı. Ve bana benzediğini fark etmem çok sürmedi. Ama birşey çok tanıdık geliyordu. Çocuk lee sang ı andırıyordu...çocuğa baktım. Ve sonra annesine baktım.. arkası dönüktü oyüzden yüzünü göremiyordum. Birden çocuk bana doğru gelmeye başladı. "A..appaaa" (appa= baba) çocuk bana baba diye sesleniyordu. Birden çok şaşırmıştım. Çocuk bana doğru koşup dizimin üstüne yattı ve bana gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benim tatlı serserim 1 (Düzenlenmiştir)
Fanfiction"Sang-ah!" "Hm" "Sen benim kader ikizimsin.."