İyi okumalar.
"Senden vazgeçmek zorunda kalırsam da beraber olabileceğimiz bir konu var mıydı diye ölene dek kendime soracağım Yoongi."Sulanan gözleriyle hafifçe kıkırdadı Hoseok."Cidden çok acıtıyor seni sevmek.Seni sevmek kalbimi paramparça ediyor...Kalp kırıklarım göğsüme batıyor.Ölecek gibi oluyorum.Buna rağmen hâlâ peşinde dolanıyorum.Çok acizce ha?"
Hoseok akan gözyaşlarını koluna silip burnunu çekti."Bir başkasını sevebilmeyi o kadar çok istedim ki..."titrekçe nefes verdi."ama olmuyor.Kimi seveceğini seçemiyormuş insan."
"B-ben bunu en acı yoldan öğrendim.Bana bunu sen öğrettin..."Kendini tutamayıp bir kaç hıçkırık kaçırdı Hoseok.Omuzları titriyor,gözleri yanıyordu.
"Ben günden güne tükeniyorum sanırım...Bu hastalık bedenimi,sen ise ruhumu tüketiyorsun Yoongi.Ikiniz de beni yavaş yavaş öldürüyorsunuz ama ne kadar canımı yakarsanız yakın sizden kurtulamıyorum, ikinize de mahkûmum."
Tekrar hıçkırdı Hoseok sıcak gözyaşları soğuk yanaklarından akıp giderken."Her şeye rağmen tek bir dileğim var...Umarım sevilmemenin nasıl bir duygu olduğunu asla anlayamazsın.Ne kadar bencil olursan ol sen acı çek istemiyorum."Burukça gülümsedi.
Hoseok kafasını yavaşça kaldırıp Yoongi'nin açık olan camına son kez baktı.Yine her sabah yaptığı gibi gelmişti Yoongi'nin camının altına fakat evde değildi Yoongi.Aksi takdirde de az önceki söylediklerini onun yüzüne söylemeye cesaret edemezdi zaten.
Yoongi duymasa da duyan biri vardı.Bayan Min ağzı açık dinlemişti açık camdan gelen Hoseok'un sesini.
Cama yaklaşıp,yavaş yavaş uzaklaşan Hoseok'a baktı.
"Hoseok!Biraz bize uğrayabilir misin lütfen?"Seslendi bayan Min.
°
°
°"Basketbolda sandığımdan daha iyiymişsin."Sahanın ortasına yatmış derin derin nefes alıyordu Jimin.
Terden alnına yapışan saçları üzerine vuran güneşle parlıyordu.
"Daha iyi hissediyor musun?"Yoongi Jimin'i taklit ederek sırtını soğuk zemine verip yattı.
Jimin'i ağlarken görmüştü bu sabah... ve o an kalbini garip bir üzüntünün kapladığını hissetmişti Yoongi.
Neden ağladığını sorsada Jimin cevap vermek istememişti.Onun yerine Yoongi'den hiçbir şey sormadan yanında kalmasını istemişti.
Yoongi de kabul etmişti sulu gözleriyle kendine bakan gencin isteğini.Nasıl reddedebilirdi ki?
"Evet...Teşekkür ederim.Basketbol oynamak iyi geldi."Gözlerini kısarak güneşi örtmeye başlayan kara bulutlara baktı Jimin.
"Yağmur yağacak sanırım ha?"Başını Yoongi'ye çevirerek sordu.
Gözüne düşen damlayı koluyla silerken onaylamıştı Yoongi onu.Biraz daha burada kalacak olurlarsa yağmura yakalanıp ıslanacaklardı.
°
°
°
"Nasıl olmuş Hoseok?"Bayan Min ellerini birleştirip karşısında kurabiye kemirmekle meşgul olan Hoseok'a sormuştu."Ellerinize sağlık.Harika olmuş."Bayan Min bu cevabı beklermiş gibi ellerini sevinçle birbirine vurup dolaba ilerledi.
"Süt içmeye ne dersin?Yanında harika gider."Hoseok'un cevap vermesini bile beklemeden bardağa doldurduğu sütü masaya koydu ve yerine oturup tekrar Hoseok'u izlemeye başladı.
Hoseok üzerindeki gözler yüzünden gerildiğini hissediyordu.Bayan Min çağırınca gelmişti fakat hâlâ neden buraya çağrıldığını bilmiyordu.
Yoongi'nin camının altında söylediklerini duymuş olma ihtimali de Hoseok'u daha fazla germeye yetiyordu.
Bayan Min,oğlunun Hoseok tarafından bu kadar sevildiğini öğrenince biraz fazla mutlu olup ne yapacağını şaşırmıştı.
Sonuçta Hoseok terbiyeli,dürüst ve akıllı bir çocuktu.Kendi haylaz oğlunun aksine.Yoongi ile ne işi olurdu?
"Beni neden çağırdınız?"Hoseok boğazını temizleyerek sormuştu.
"Kurabiyeler..."Bayan Min ne diyeceğini pek biliyor sayılmazdı.Ne demeliydi?Aranızı yapmak için çağırdım,şimdi de Yoongi'nin gelmesini bekliyoruz mu?
Diyemese de amacı buydu.Oğlunun,Hoseok'a hiç de kibar davranmadığının farkındaydı ve ikili düzgünce konuşurlarsa en azından aralarındaki sorunları halledebilirler diye düşünüyordu.
"Kurabiyelerime yorum yapacak birine ihtiyacım vardı Hoseok."Bayan Min bunun tatmin edici bir cevap olması için dua ediyordu.
"Size bu konularda Yoongi yardımcı olmuyor mu?" Hoseok'un kalbi teklemişti dudaklarının arasından onun ismi kaçarken.Yoongi'nin ismi bile yetiyordu Hoseok'un kalbinin çıldırması için.
"Yoongi şekerli şeyleri pek sevmez.Bu yüzden bana yardımcı olarak seni seçtim Hoseok."Dışardan bakıldığında fark edilmiyor olsada bayan Min kendince iyi kıvırıyordu.
"Ellerinize sağlık çok güzel olmuşlar.Izninizle ben artık kalkayım."Hoseok sandalyeden kalkmaya yeltendiğinde bayan Min onu kolundan tutup durdurmuştu.
"HOSEOK!...Fırında börek de var.Biraz daha bekler misin?Bir iki dakikaya o da hazır olur."Tekrar oturdu Hoseok sandalyeye.
"Banyo ne tarafta?" Hoseok,Yoongi'nin eve gelebilme ihtimaliyle çok daha fazla geriliyordu.Buradan şimdilik gidemiyorsa en azından elini yüzünü yıkayıp sakinlesebilirdi.
"Merdivenleri çıktıktan sonra soldan ikinci kapı."
Hoseok yavaşça kalkıp mutfaktan çıktığında rahat bir nefes alabilmişti.
Etrafta fazla göz gezdirmeden direk merdivenlere yöneldi.Merdivenleri birer birer çıkıp üçüncü kapıyı açtığında oracığa mıhlanması bir olmuştu.Karşısında banyo yerine Yoongi'nin odası duruyordu çünkü.
Yanlış mı saymıştı kapıları?
Bir kaç dakika orada dikildikten sonra kendine engel olamayıp bir iki kararsız adımla odaya girmişti Hoseok.Bedeni ondan bağımsız hareket ediyordu sanki.
Odayı inceleyen gözleri,Yoongi'nin yatağının üzerinde katlanmış bir biçimde duran pijamalarına kaydığında anında orada bulmuştu kendini.
Emin olmuştu artık.Bedeni ondan bağımsız hareket ediyordu.
Titreyen elleriyle yumuşak pijamayı tutup burnuna dayadığında içinin titrediğini hissetmişti.
Kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu Hoseok'un?
Hep merak ettiği Yoongi'nin kokusunu ciğerlerine çekebildiği için miydi bu göz yaşları?
Neden bu huzur veren kokuyu ciğerlerine hapsetmek istermiş gibi derin nefesler alıyordu Hoseok?
Ona bu kadar yaklaşabilmişken,onun her gün dönüp dolaşıp geldiği bu yerdeyken,neden uzakta olduğu zamanlardan daha fazla canı acıyordu şimdi?
Doğru değildi burada olması.
Doğru değildi başkalarının eşyalarına izinsizce dokunması...
Ama durmuyordu gözyaşları...
Ama bırakamıyordu ki elindekini...
Sanki tek nefes alma yolu onu koklamakmış gibi kokluyordu...
Minik hıçkırıklar bırakırken, burnundan çekip sıkıca sarılmıştı Hoseok pijamaya.
Sanki Yoongi'ye sarılmak gibiydi.
Sanki Yoongi'nin sıcaklığını hissetmek gibiydi...
"ODAMDA NE İŞİN VAR?!"
Hoseok'un sarıldığı pijama kollarının arasından kayıp düşerken bedeni,kapıdaki sinirli bedene dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish//Sope✓
Fanfiction"Ne dilediğine dikkat et ölümlü.Ne kadar pişman olursan ol hiçbir dilek geri alınamaz." Tamamlandı.