İyi okumalar.Rüzgar camları zorlayarak uğuldarken Yoongi,gördüğü kabusun etkisiyle yatağında kısık mırıldanmalar eşliğinde sarsılıyordu.
Saçları terden alnına yapışmış,göğsü aldığı nefeslerin şiddetiyle hızla inip kalkıyor,yüzünü ara ara korkuyla kırıştırıyordu.
Cama çarpan sulusepkenin çıkardığı tıkırtılar ve nefes sesleri odada yankılanırken hava,fırtınanın da etkisiyle olması gerekenden daha yavaş bir şekilde aydınlanmaya başlamıştı.
Rüzgar ağaçları yerlerinden sökecekmiş gibi sallayıp titretiyor, çevredeki gereksiz ama kaybolması halinde ihtiyaç duyulacak şeyleri önüne katıp sürüklüyordu.
Birden yeri göğü aydınlatan bir şimşek çaktı arkasından gelecek olan gök gürültüsünün şiddetli olacağını haber edercesine.
Bir...
İki...
Üç...
Öyle büyük bir gök gürültüsü yankılandı ki şehrin üzerinde camlar titreyip,sallanmıştı.
Yoongi hızla gözlerini açıp nefes nefese yataktan doğrulduğunda bir şimşek daha aydınlatmıştı odayı ve onun terden ıslanmış gergin yüzünü.
Gördüğü kabusun etkisinden bile daha çıkamamışken yataktan kalkıp sendeleyerek çalışma masasına yürüdü.
Titreyen elleriyle karanlıkta hedefine ulaşmaya çalışıyor,masanın üzerinde ne varsa etrafa dağıtıyordu.En sonunda bir şimşek daha çakıp tüm odayı aydınlattığında o da hedefini görmüştü.Etraf tekrar karardığında ışığa ihtiyaç duymadan elini ezberlediği yere uzattı ve kalın kapaklı kitabı hissetti.
Beklemeden kitabı açıp sayfaları çevirdiğinde okuyabilmek için gözlerini kısmıştı.Sonra bir şimşek daha çaktığında gözleri kocaman açıldı.Kitap elinden kayıp dizlerinin arasından geçerek yeri boyladığında kurumuş dudakları aralandı.
"Ho-hoseok.Ben ne yaptım?"
°
°
°
Kar son hızda yağmaya devam ederken Hoseok,mızmızlanarak kendisine atkı takmaya çalışan Taehyung'a bakıyordu."Sana ben giderim demiştim.
Bu havada dışarı çıkacak
sonra da salak salak öksürmeye başlayacaksın."Taehyung ikinci atkıyı da Hoseok'un boynuna sararken söylendi.Hoseok, adeta içi sonuna kadar doldurulmuş şişman oyuncak ayılara benzemişti.Bogazındaki atkılar tenini yakıp nefes almasını engellerken o dışarı çıkabilmek için susup,Taehyung ne derse itaat ediyordu.
Annesi bugün hastahanede nöbetçiydi ve eve gelmeyecekti.Yani planlarına göre bugün evde tek başına kalacaktı kalmasına fakat son anda eve Taehyung damlamıştı.
Annesi,Hoseok yalnız kalmasın diye Taehyung'un o gün orada kalıp kalamayacağını sormuştu.Taehyung da kendinden bekleneceği gibi bu teklifi büyük bir memnuniyetle kabul etmişti.Cidden Taehyung her seferinde dört ayak üzerine düşen şanslı bir piç olabilir miydi?
Şimdi de akşam beraber film izleyip, pineklerken yiyebilecekleri abur cuburları almak için markete gidiyorlardı.Dışarıdaki fırtına yüzünden Taehyung,Hoseok'u evde bırakmaya niyetliydi fakat Hoseok ısrarla gelmek istediğini söylemişti.
"Elimizden geldiğince çabuk gidip geleceğiz,karın altında oyalanmak yok."Taehyung çocuk tembihlermiş gibi sert ses tonuyla konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish//Sope✓
Fanfiction"Ne dilediğine dikkat et ölümlü.Ne kadar pişman olursan ol hiçbir dilek geri alınamaz." Tamamlandı.