Kusursuz Tesadüf [Beklemede]

20. Bölüm Geçmişin Tozlu Sandığı

İngiltere

Aylardır her gün daha da eriyen artık yaşama şansı çok düşük olan April'ın durumunda o gün ufak bir değişiklik oldu.

April'ın annesi duyduğu sesle aniden uyandı. Herkes kızından umudu kesmiş olsa bile o, hala kızının hayata dönme ihtimali olduğuna inanıyordu. Doktorlar ve çevresindekiler her ne kadar onu aksine hazırlanmaya ikna etmeye çalıştılarsa da o bunu yapmayacaktı. April o kazadan sağ kurtulduysa bir gün uyanabilecek güce de sahipti. Evet onun kızı güçlüydü.

April'ın kalp atışlarında ufak bir hızlanma olmuştu. Hemen yanına koştu, kızının başını okşadı.

Bir an kızının işaret parmağını hafifçe oynattığını gördü. Ama bu imkansızdı. Çoğu kez bu durumu yaşamış, yaşadığını zannetmiş, daha sonra doktorların ağzından çıkan her sözde umutları daha da yıkılmıştı, Doktorlar ya bu küçük hareketlerin istemsiz olduğunu ya da onun kızının uyanmasını çok istediği için kısacık bir hayal gördüğünü söylüyorlardı.

Bu onu deli ediyordu, hayal değildi. April o kazadan kurtulma şansı neredeyse yokken hala hayata tutunuyordu.

Belki de ona ihanet edenleri hissetmişti April, Dylan ve Cindy'yi hatırladı tatsızca. April'in komaya girmesinden görelice kısa bir süre sonra nişanlanmışlardı. Her ne kadar şüphe uyandırmamaya çalıştılarsa da o anlamıştı. Bu ilişki uzun bir suredir devam ediyor olmalıydı. Belki de April kaza geçirmeden önce de. Peki ya kazanın nedeni bu gerçeklerin ortaya çıkması olabilir miydi?

Kızının başında beklerken bunları düşünmek için fazlaca vakti olmuştu, en küçük bir ipucu, bir bakış, gerçek niyetleri ve geçmişin ihanet dolu sırlarını  açık edecek bir hareket ama bunu aklı almıyordu. Biri April'in nişanlısı digeri ise en yakın arkadaşıydı.

Evet ikisinin de ikiyüzlülüğü açığa çıkmıştı ama bu onları suç ortağı yapar mıydı?

Eğer kazanın sebebi onlar ise hiçbir şey olmamış gibi hastaneye gelebilirler miydi?

Kızının etrafındaki insanlar gerçekten bu kadar kötüyse o bunu nasıl fark edememişti?

Bunları düşündükçe kalbi acıdı, kızı iyi kalpliliği ve yardımseverliği yüzünden ondan en nefret kişiyle bütün sırlarını paylaşmış, onu zerre kadar sevmeyen bir insanla evliliğin eşiğine gelmişti. Ah,, kızını bu insanlara karşı koruyabilseydi...

Ama kızı hala yaşamaya devam ediyordu ve o inanıyordu, kızı bir gün uyanacak o ikiyüzlü insanlar cezalarını çekecekti.

April parmağını hareket ettirmişti. Bu seferki farklıydı. Gerçekti.

Kızının kabloları arasında kaybolduğu makinaların arasındaki umut çığlığıydı bu.

Fakat sonrasında hiçbir şey olmadı.

***

1 ay sonra Queenstown, Yeni Zelanda

April elindeki tabakları bırakıp aniden çalan telefonla yanından ayrılan Charles'ı izledi. Evet, o büyülü geceden sonra hem hiçbir şey değişmemiş hem de her şey değişmişti.

Artık büyük aşkı Charles ile nişanlıydı, hala bu küçük tatlı otelde çalışarak yaşamaya devam ediyordu, daha doğrusu Martha'ya yardım ediyordu. Hayatından memnundu, burayı evi olarak görmeye başlayalı zaten uzun zaman olmuştu.

1 ay önceki o gecede her ne kadar en mutlu anını yaşarken her şeyin bittiğini hissettiren arafa yeniden düşmüş olsa da Charles sayesinde oradan kurtulmuş ve uyanmıştı. Ama uyanınca her şey bitmemişti.