Sabah kalktıgımda saat 8 i geçiyordu. Bu demek oluyorki okula geç kaldım. Anneme bu haftayı okulumda geçirmek istedigimi söyledim yani haftaya aldıracaktık kaydımı. Yataktan kalkıp duşa girdim. Zaten okula geç kalmıştım acele etmeme gerek yoktu.
Banyodan çıktıktan sonra okul formamı giydim. saçımı at kuyrugu baglayıp ayakkabılarımı ayagıma geçirdim. Sadece göz kalemi sürüp çantamı alıp evden çıktım. Okula erken gitmenin bir anlamı yoktu sonuçta geç kalmıştım ve okulda boş boş beklemek istemiyordum en iyisi bir kafede kahvaltı yapmak.
Taksiye binip bizim okula yakın bir kafeye gitmek istedigimi söyledim. Taksici başını sallayıp onayladıktan sonra oraya dogru sürmeye başladı. Telefonumu çıkarıp Doga'ya oraya gelmesi için mesaj attım. Doga'dan onay mesajı gelince bende başımı cama yaslayıp kulaklıklarımı taktım.
Araba durdugunda kulaklıklarımı çıkarıp çantamın kücük gözüne koydum. Taksicinin parasını verip taksiden indim gerçekten ne ara geldigimizi anlayamamıştım. Kafeye girdigimde buranın dışarıya göre serin oldugunu anlayıp rahatladım. Şık bir yerdi ve pek kimse yoktu. Cam kenarında Doga'yı görünce gülümseyip yanına dogru ilerledim.
Birbirimize sarıldıktan sonra masaya oturup siparişlerimizi verdik.
Kahvaltımı bitirdikten sonra lavaboya gitmek için yerimden kalktıgım sırada kapının açılmasıyla o tarafa döndüm. İçeri 7 erkek 2 kızdan oluşan okul formalı bir grup girmişti. Gözlerimi devirip lavaboya ilerledim.
Lavaboda işim bittikten sonra 2. dersede geç kalmamak için hızla Doga'nın yanına dogru ilerledim. Telefonda birisiyle mesajlaşıyordu. Kiminle mesajlaştıgını göremesemde yüzündeki gülümseme mutlu oldugunun kanıtıydı.
''Kiminle mesajlaşıyon lan.''dedim. Sesim oldukca yüksek çıkmıştı ve buda yandaki grubun bana dönmesini saglamıştı. Onların bana baktıgını anlamamış gibi yaparak Doga'ya odaklandım.''Sen bu Bora'yı nerden tanıyon hacı tam kafa çocuk bu.''dedi. Kulandıgı serseri çocuk kelimelerine gülerken sandalyeme oturdum.
''Benim bara girmemi saglamıştı.''dedim. ''Nasıl yani senin bara girmene yardımcı olan barın sahibi Bora'mı?''diye cırladı şaşkın çıkan sesiyle. Başımı sallayıp konunun degişmesi için garsona seslendim.
''Biz hesabı alabilirmiyiz?''dedim. Garson elindeki fişle gelince Doga'nın ödemesine izin vermeden hemen ödedim. ÇAntalarımızı alıp kalktıgımızda yandaki erkek grubunun konuşmaları dikkatimi cekmişti.'' Abi bizim yere oturdugu yetmezmiş gibi birde artslik yapıyor çocuk.''dedi esmer olan kıvırcık saçlı çocuk. ''Enes ve Burak'ı pis benzetmiş. '' dedi diger esmer çocuk. Burak ismini duyunca tüglerim diken diken oluken Liderleri oldugunu tahmin ettigim çocuk omuzlarını dikleştirdi.
''Çocugun adını , okulu, her şeyini ögrenin bugün bu çocuga kim oldugumuzu gösterecegiz.''dedi. Çocugun lafının üzerinde Doga ve ben kahkaha atmaya başlayınca hepsinin kafası bize döndü.
Doga bize döndüklerini fark etmemiş olucakki çocugun taklidini yapmaya başladı. '' Bu çocuga kim oldugumuzu gösterecegiz. '' dedi omuzlarını havaya kaldırarak. ÇOcugun taklidini yapmaya ugraşsada yanından bile geçmezdi. Taklidini yaparkende ayrı bir komik olmuştu. Biz ikimiz kahkahalarla gülerken taklidini yaptıgımız çocuk sertçe masaya vurunca irkilsekte sırıtmaya devam ettik.
''Sen az önce benim taklidimimi yaptın?''dedi sinirle. Doga başını bana çevirip kaşlarını çattı. ''Beni gördügünü neden söylemedin.''dedi. Bu haline tekrar gülmek istesemde 7 erkek 2 kızla başa çıkacagımıza emin olamadıgım için Doga'nın kolundan tutup çıkışa sürükledim.