ARKADAŞLAR SİLMEMİ İSTEYENLERLE DEVAM ETMEMİ İSTEYENLER AYNI GİB İBRŞEY AMA DEVAM ETMEMİ İSTEYENLER DAHA ÇOK. O YÜZDEN BU BÖLÜMÜDE YAZACAGIM. AMA BUNDAN SONRA KARAR VERECEGİM. YA SİLECEGİM YADA BUNA DEVAM EDECEGİM.
Doğa'nın agzından
'' Günaydın, annem.''
''Günaydın tatlım.''
'' Sen bu saatte kalkmazdın. Bir sorun yok demi?'' diye sordum.
''Kızım bir arkadaşın gelmiş seni görmek istiyor. Bize gel.'' dedi.
''Arkadaşımmı? Nasıl biri? Adı ne?'' diye soruları yönelttigimde tahmin ettigim kişi olmaması için dua ediyordum.
''Bir dakika sorayım.'' deyip ayak sesleri duydum.''Kızım adın neydi senin?'' diye sordu annem. ''Irmak efendim.''
Telefonda duydugum ses. Evet kesinlikle bu Irmak. Ne işi var burda. ''Adı Irmak mış kızım. Arkadaşını bekletmede çabuk gel.'' dedi annem. ''Hemen geliyorum.'' deyip telefonu hızla kapattım. Telefonu cebime sıkıştırıp oturma odasına geçtim.
''Doruk, arabanın anahtarını versene.'' dedim. Bensiz kahvaltıya oturmuşlardı. ''Ne oldu ? Nereye gidiyorsun?'' diye sordu Barış. ''Ya işim var. Soru sormayın.'' diye tersleyince tekrar yemeklerine döndüler. Doruk'dan anahtarı alıp birşey demeden kapıya yöneldim. Tam kapıyı açtıgım sırada Akın'da anahtarını cebinden çıakrmaya hazırlanıyordu.
''Nereye bu saatte?'' diye sordu. Ona yalan söylemek istemesemde mecburdum. ''Annem aradı alışverişe çıkacağız.'' dedim. Başını anladım anlamında salladı.''İstersen ben bırakayım seni.'' diye teklif sundugunda hızla reddettim.''Gerek yok. Doruk'un arabasıyla gidecegim.'' deyip birşey demesini beklemeden hızla evden çıktım.
...
Evin önüne geldigimde hızla arabadan indim. Irmak'ı görecegim için heyecanlıydım. Aslında heyecanlanmam normalmi bilmiyoum. Ona kızgınım. Korkak adımlarla eve ilerleyip zile basmamla kapının açılması bir oldu.
Irmak'la birbirime bakarken gözlerim dolmaya başladı. Onu o kadar çok özledimki. Onu arkadaşım degil kardeşim olarak görüyorum. Irmak'ın agladıgını görünce daha fazla dayanamayıp boynuna sarıldım. Bu sefer ikimizde aglıyorduk. Kokusunu bile özlemişim. Ama Irmak degişmiş. Büyümüş ve dahada güzelleşmiş.
''Özür dilerim. O mesajların hiçbirini ben atmadım. Yemin ederim.'' diye hem aglayıp hem gerçekleri anlatmaya çalışırken onu bir kez daha özledigimi fark ettim. ''Yorma kendini herşeyi biliyorum.'' dedim. Şaşkınca benden ayrılıp buğulu gözlerle bana baktı.''Nasıl?'' diye sordu. Kolundan tutup arabaya bindirdim.
Sahile geldigiminde bir banka oturduk.''Herşeyi anlatacagım. Sakin ol.'' dedim. Başını sallayıp özlemle bana baktı.'' Senin bize haber vermeden Denli'ye gittigin gün Akın sana mesaj atmış. Sana bir süpriz hazırlamış. Ama sen mesajı görmedigin için onun yanına gidemedin. Vedalaşmadan Denizli'ye gittin. Ama kimseye haber vermedigin için Biz senin Denizli'ye gittigini bilmiyorduk. Akın yanıma gelip bana seni sordu. Aradıgını ama senin açmadıgını söyledi. Bende aradım ama açmadın. Sonra biz sizin eve gittik. Ev bomboştu. Kimse yoktu. O zaman taşındıgınızı anladık. Akın okul müdüründen Denizli'ye gittigini ögrenince müdüre saldırdı. Görmeliydin deliye döndü burda. Keşke haber verseydin bize. '' Deyip duraksadım. Irmak resmen karşımda hıçkırıklara bogulmuştu. Sıkıca sarılıp anlatmaya devam ettim.
''Akın tutturdu Denizli'ye gidecegim diye. Ben çok engellemeye ugraştım ama pes ettiremedim. Beraber Denizli'ye gelmek için yola çıktıgımızda Akın'a mesaj geldi senden. İşte onu sevmedigini ve birdaha Akın'ı görmek istemedigini yazmışsın.'' dedigimde hızla araya girdi.''Ben yazmadım, Yemin ederim.'' dediginde başımı salaldım.