ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE BU BÖLÜMÜ OKUYUN. SONUNA KADAR OKUYUP BİTİRİN.EGER BEGENMESSENİZ SİZİN İSTEDİGİNİZ GİBİ OLACAK.
BEN BU BÖLÜMÜ SİLECEGİM VE SİZİN İSTEDİGİNİZ GİBİ OLACAK.
2 YIL SONRA DENİZLİ(Irmak'ın agzından.)
Son olarak mavi pantolonumu katlayıp çantama sıkıştırdıktan sonra fermuarını kapattım. ''1 haftada olsa bu lanet yerden kurtuluyorsun.'' diye mırıldandı teyzem. Evet sırf burdan bir hafta uzaklaşmak için babamın yanına gidiyordum.
''Ama malesef 1 hafta sonra geri dönecegim. Okullar başlıyor ve ben O lanet olası liseye gitmek istemiyorum.'' diyerek çantayı yere fırlattım. ''Geçen sene sınıfta kalmasaydın bu sene üniversitedeydin.'' dedi. Gözlerindeki acıyı görmek zor degildi. Teyzem, kendi istegiyle üniversiteye devam etmemişti. Buradan, üniversiteye gitmek 3 saatlik yol oldugu için çok yoruluyordu.
''Bende bırakacagım okulu. Üniversiteye gitmicem.'' dedim yanına oturarak. Gözlerini devirip yakasındaki kartı gösterdi. ''Okumada benim gibi kafe köşelerinde sürt.'' deyip acı bir gülümseme yolladı.''Gerçekten okimicam.'' diyerek kararımı bildirdim. Evet Denizli'de oldugum sürece okumiyacagım.
''Her neyse benim yerimede gez olurmu?'' dedi kollarını boynuma sararak. Gülümseyip bende ona sarıldım.''Peki.''diye fısıldadım. Onu burada bırakmak hiç içime sinmıyor. ''Ah bu arada telefonumu gördünmü?''diye sordum. Başıyla yastıgın altındaki yeni telefonumu gösterdi.''Saol.'' deyip telefonu cebime sıkıştırdım.
''Irmak,artık dayanamıyorum senden biraz daha gizlersem ölebilirim.'' diye yakındı teyzem. Merakla gözlerine baktım. Gözlerinde öfge ve Pişmanlık vardı.''Neyi gizliyorsun?'' diye sordum. ''Bak bana kızma bende daha yeni ögrendim tamammı?'' dedi gözlerime bakarak. Kafamı salladım.''Teyze beni meraktan çatlatmada söyle.'' dedim sinirle.
Teyzem başını sallayıp gözlerini kaçırdı.''Hani buraya ilk geldigimiz gün sen telefonunu arayıp bulamamıştın ya.'' deyip duraksayınca hızla araya girdim.''Evet. Annem mavi valizimde oldugunu söylemişti ama lanet olası telefonu bulamamıştım.'' dedim acı çekerek.
''Aslında ablam dogru söylüyordu telefon valizindeydi ama ablam gizlice alıp sakladı. Senin daha fazla üzülmemen için telefonu saklayıp arkadaşlarına senmişsin gibi mesajlar attı.'' dedigi an anneme olan nefretim bir nebze daha arttı. ''Ne yazdı mesajlarda?'' diye sordum titreyen sesimle.
''Seni bir daha aramamalarını ve bir sürü hakaret dolu mesaj.. Aslında bende daha 2 gün önce ögrendim. Telefon yatagın altındaydı ve mesajlara girip baktıgımda ögrendim herşeyi. Özür dilerim.'' diye teyzem konuşmaya devam ederken ben onu duyamayacak kadar dolmuştum.
Ben annem yüzünden bir kere arkadaşlarımla konuşamamıştım. Kim bilir belki benden nefret ediyorlardır. Babamla barıştıgımız gün babama çok yalvarmıştım. Beni İstanbul'a götürecekti ama şeytan annem ögrenip gitmemi engellemişti. Ondan nefret ediyorum ya. Bana iyilik yaptıgını sanarken kötülügün en büyügünü yapıyor farkında degil.
Sinirle ayaga kalkıp kendimi dışarı attım. Bunun hesabını anneme ödetecektim. Ama şimdi işe gitti. Eger oraya gitmeye kalkarsam babam gelir ve buradan kurtulma şansım yok olur.Sinirle kendimi kaldırıma bırakıp aglamaya başladım. 2 sene ya .2 sene. Ne Akın'ın , Ne Doğa'nın ,nede başka bir arkadaşımın sesini duymamıştım. Hemde annem yüzünden.
Ben aglamaya devam ederken biri omzuma dokundu. Sertce omzumdaki eli itikleyip ayaga kalktıımda babamla karşılaşınca benim çeşmeler daha çok açıldı ve sarsıla sarsıla aglamaya başladım. Babamı hala tam olarak affetmesemde onun sevgisine ihtiyacım var. Kimseye küs kalamıyorum. Kime küssem iki güzel kelimeyle barışıyorum. Ve bu huyumdan nefret ediyorum.