48.BÖLÜM- İlk günden kavga...

24.1K 1.1K 108
                                    

Bölüme isim bulamadım bende aklıma geleni yazdım. Siz bölümün ismine bakmayın. Direk hikayeye geçin.

....

''Ne işin var burda?'' Akın'ın sert sesini duyunca şaşırdım. Asla böyle bir tepki beklemiyordum.  Yanagımda hissettigim ıslaklıkla agladıgımın farkına vardım. Hızla gözlerimi silip derin bir nefes aldım.''Sizi özledim.'' diye fısıldadım. Sesim aciz bir insan gibi çıkmıştı.

''Bizi özledin öylemi?'' dedi. Soru sormak yerine daha çok dalga geçer gibi söylemişti. Bana bir adım yaklaştı. Görmesemde nefesini yüzümde hissetmem tüglerimin diken diken olmasına neden oluyordu.

''Şimdi özlemini giderdigine göre Bize haber vermeden çek git. Bizim neler düşündügümüzü umursamadan Yeni arkadaşlar edin. Sonra bizi tekrar özleyince gel. Hasretini gider sonra bir bakmışız Irmak tekrar bize birşey demeden gitmiş...'' diyerek dalga geçtiginde hayal kırıklıgıyla ona baktım. Gözleri karanlıkta parlıyordu resmen.

''Özür dilerim... Ama ben vedalaşmak için geldim. Sen evde yoktun.'' diye aciz çıkan sesimle açıklama yapaya çalıştım. Neşeden uzak bir kahkaha attı.''Filmlerde oldugu gibi. Kız erkeğe veda etmek için gelir ama erkeğe ulaşamaz... Kader..'' dedi. Benim birşey dememe izin vermeden yanımdan geçip hızla okulun çıkışına ilelemeye başladı.

Kesinlikle böyle birşey beklemiyordum. Hep güzel hayal etmiştim. Beni görünce çok sevinecek ve bana sıkı sıkı sarılacak. Hiç bırakmayacak. Ve THE END.

Ama tabiki vaz geçmeyecegim. O bana kızgın olmakta haklı. Ona haber vermeliydim. Hızla arkamı döndügümde sokak lambalarının ışıttıgı kadarıyla AKın'ın yüzünün sağ tarafı gözüküyordu. Arabasına doğru ilerleyip binecegi sırada hızla yanına gittim. Gitmesine izin veremezdim. Beni affetmeliydi ve bizde  ölene kadar mutlu olmalıydık.

Hızla kolundan tutup kendime çevirdim. Sanki elimde elektrik varmış gibi elini geri çekti.''Akın, yapma böyle. Tek acı çeken senmiydin sanıyorsun. Bende çok acı çektim. Ama elimde olan birşey yoktu. Nasıl gelmemi planlıyordun acaba. Evden kaçmamı falanmı?'' dedim az önceye göre daha güclü çıkan sesimle.

''Acımı çektin? Eğer gerçekten acı çekseydin Gerekirse evden bile kaçardın. 2 yıl geçti aradan ve sen gelmiş banaben acı çektim diyorsun.'' diye bağırdı. ''Kaçmayı denedim ama yaşadıgımız yer kücük biryer. Kaçmak sandıgın kadar kolay degil. Hem kaçsam ne yapacaktım? Sana nasıl ulaşacaktım?'' diye yumşak bir sesle söyledim.

''İnternetten yada bilinmeyen numaralar diye birşey var. Eğer gerçekten isteseydin babanı araya katar beni bulabilirdin.'' dedi. ''Geçen seneye kadar yeni bir telefonum Yada tabletim, Bilgisayarım yoktu. Geçen sene aldım bu telefonuda.  Orada internet belirli yerlerde çekiyor. Ve benim daha bir hesabım bile yokken nasıl sana internetten ulaşmamı bekliyordun. ..'' deyip biraz duraksadıktan sonra devam ettim.

''Bilinmeyen numaraları aramak aklıma bile gelmedi. Hem arasam bile İstanbul'da ki tek Akın sen degilsin. O kadar numarayı arayıp tek tek senmisin diye kontrol etmeye ne kontörüm, nede kontör almaya param  vardı..Anneme karşı olan hiç bitmeyen sinirim yüzünden ondan parada isteyemezdim zaten... Babam konusuna gelince ,1 hafta öncesine kadar onunla konuşmuyordum. Daha yeni barıştık. Ondan 1 hafta öncesine kadar nefret ediyordum. Belki hala nefret ediyorum ama eskisi kadar degil.'' diye kendimi şaşırtacak derecede yüksek bir sesle söyleyince Akın bile şaşırmıştı. Ama sadece şaşkınlıgı bir an sürdü.

''Bunların hiçbiri seni affetmem için bir sebep degil. En azından giderken haber verebilirdin. Saatlerce sana süpriz hazırlamak için ugraştım ben. Ve bir baktım Irmak bana haber vermeden Denizli'ye gitmiş. Haber vermeye tenezzül etmemiş bile.'' diye çıkıştı tekrar. Ben daha söyleyecek birşey bulamayınca  arkasını dönüp arabanın kapısını açacagı sırada aklına gelen şeyle tekrar bana dönüp parcalanmama neden olan kelimeleri söylemeye başladı.

LİSE KAVGALARI✔️ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin