11.BÖLÜM- Olay...Olay..Olay.

34.2K 1.5K 42
                                    


AKIN IN AĞZINDAN

Berk'i sınıfta kızlarla bırakıp ben Kantine doğru yürürken Başak'ı görmemle yönümü degiştirmem bir oldu. Bu kızın yüzünü görmeye dayanamıyorum,eskiden Başak'ı sevdiğimi falan sanardım. Başak'a aşığım sanardım. Ama ben Başak'a hiçbir zaman aşık olmamışım. Başak beni terk edip Doruk'a gittiği gün anladım.Başak'a olan sinirim sadece terk edilmekten kaynaklanan bir şey. Aslında bir yöndende iyi oldu beni terk etmesi .O sürtüğe aşık olmadığımı anlamış oldum.Aşk nasıl birşey bilmiyorum ama asla tatmak istemem. Ben daha 3 yaşındayken abim bir kız yüzünden intahar etmişti,o günden beri kızlarla pek yakın olduğum söylenemezdi kızları sadece ihtiyacımı gidermek için kullanırdım.

Kantinin girişinde Irmak'ı Başak'ın yancılarından biriyle konuşurken görmemle onları dinlemeye başadım.Sormayın..neden bunu yaptığımı bende bilmiyorum.

''Irmak senmisin?''diye sordu hızla.Onaylar gibi başını sallayınca tekrar konuşmaya başladı.''Seni Ahmet hoca çağırıyor, kütüphanede seni bekliyo.''deyip birşey demesine  izin vermeden yanından geçip hızla gözden kayboldu.

Ahmet hoca kim lan?...

Irmak'da yavaş adımlarla kütüphaneye doğru yürümeye başladı.Bu işin içinde bi iş vardı kesinlikle, aslında umursamayıp gitmem lazımdı ama yinede merakımı bastıramayıp Irmak'ın arkasından kütüphaneye doğru ilerledim. Irmak kapıyı açıp içeri girmesiyle kapı hızla kapandı. İçerde neler olduğunu göremiyodum, bir süre bekledikten sonra dayanamayıp hızla kapıyı açıp içeri girdim.Başak bıçağı ırmak'ın boğazına dayamış... Buğazından küçük damla şeklinde akan kanı görmemle sinirle Başağ'ı saçından tutup yere fırlattım.

Başak'ın arkadaşları hızla dışarı çıkarken Başak'ın saçından tutup Irmak'ın ayağının dibine getirdim.Diz çöktürdükten sonra Başak'ın saçını daha çok elime alıp sıktım.Karşımdaki kızda olsa hak etmişti.Bunun gibi sürtükler anca bundan anlardı...Gözlerinden yaş akmasıyla Irmak araya girdi.

''Akın bırak tamam benim birşeyim yok.''deyince sinirle Başak'ı yere fırlattım...

Irmak'ın kolundan tutup revire götürdüm, koridorda pek fazla kişi yoktu çoğu dışarıda ve yemekhanedeydi.Revire girince hemşire hızla buğazına pansuman yaparken bende sinirle yere bakmaya başladım. Şu anda beni izlediğine adım gibi emindim.

Pansuman bitince hemşire dinlenmesi için çıktı, ben hala bişey demeden yeri incelerken konuşmasıyla ona döndüm.

''Teşekkür ederim.''dedi gülümseyerek.

''Senin için yapmadım.Başak'dan intikam almam lazımdı.''dedim soğuk bi şekilde.Gülümsemesi yüzünde dondu.Omuz silkip umursamıyomuş gibi gözükmeye çalıştı.

''Banane, bana niye anlatıyosun ki?'' Sırıttım.

''Senin için yaptığımı falanmı düşündün yoksa.''dedim.

''Evet benim için yaptığını düşündüm, hem benim için yapmadıysan neden beni revire getirdin? Orda bırakabilirdin.Hem ben sizi satmadım mı,niye bana yardım ediyosun?'' diye sordu. Güzel olduğu kadar inatçı ve zekiydide.Başka şartlarda tanışmış olsaydık farklı olabilirdi aslında.1 haftalık eğlencelerim arasına girmeye hak kazanabilirdi.Ama malasef o Doruk'u seçerek bütün haklarını savurup atmıştı..

Bu sefer sinirlenme  sırası bendeydiGerçekten ben niye bu kız yardım ediyorum ki?...Sonuçta onunda Başak'tan bi farkı yoktu .

Elimi saçlarıma götürüp karıştırdıktan sonra omuz silktim.''Aa evet seninde Başak gibi olduğunu unutmuşum. Doruk'un sürtüklerindendin.''

Kapıyı çekip çıktım.şu anda tek istedigim şey Doruk'u öldürene kadar dövmek.

IRMAK'IN AĞZINDAN

Akın'ı görmemle buğazımdaki acı geçmişti.Sebebini anlamıştım artık.Ona karşı çok farklı şeyler hissediyordum. Bana yardım ettiğinde, beni revire getirdiğinde , anlamıştım ben Akın'dan  hoşlanıyodum... Ama son söyledikleri canımı o kadar yakmıştı ki nefes almayı unuttum. Ama suç bende ne diye '' ben sizi satmadımmı , niye bana yardım ediyosun?''dedim.Dilimi eşek arıları soksun inşallah.

Akın'ın gitmesinden bu yana tam 20 dakika olmuştu ve ben öğle tenefüsümün yarıdan çoğunu burada ilaç kokan iğrenç yerde geçirdim.Yavaşca ayağa kalkıp kapının kolunu tuttum aşşağı doğru indirip dışarı çıktım. Karnım çok açıkmıştı.

Hızlı adımlarla kantine gittim. Kantinde sadece 5,6 kişi vardı.Hayret.Umursamayıp sıraya girdim.  2 tost 1 ayran alıp masalardan birine oturdum.

2 tane Tostumu ve ayranımı bitirmem sadece 10 dakikamı almıştı. Çok acıkmıştım ve hızla yediğim için mideme ağrı yapmıştı.Yavaşca masadan kalkıp lavaboya ilerledim elimi yıkayıp ağzımı çalkaladıktan sonra bahçeye doğru yol aldım.Bahçeye çıktığımda herkes bir yere bakıyodu. Hızla yanlarına gidip kime baktıklarını görmek için aralarından geçip en önde durdum.Gördügüm şeyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

Doruk'un ağzı gözü patlamış gömleği ise kırmızı lekelerle kaplanmıştı.Burnu kanıyordu..Şaşkınlıkla kafamı sol tarafa çevirdiğimde aynı şekilde Akın'ın da gömleği kandı ama Doruk'un ki kadar kötü değildi.Aralarına hoca girmiş bağırıp çağırıyodu.

''Yeter artık bıktım sizin kavgalarınızdan kim başlattı kavğayı.?''dedi adeta kükreyerek. Akın rahat hareketlerle, elini saçından geçirip gülümsedi.Ama içten bir gülümseme değildi.Sinir bozucu ve sahte olanından.

''Ben başlattım ne olmuş.''dedi hocayla dalga geçer gibi.Yeter ama bugün gereğinden fazla aksiyon yaşadım artık yeter ya.Hoca sinirle Akın'a döndü.Bir süre gözünü kırpmadan baktıktan sonra sinirle tekrar bağırdı.

''Bir daha okulda kavğa istemiyorum serseri herifler yeter artık.''deyip kalabalığa döndü.

''Burada flim mi  çekiyoruz? Dağılın''diye kükreyince yavaş yavaş dağılmaya başladılar.Müdürde sinirle merdivenlere yöneldi.Bunlar neden kavğa etmişlerdi yine?..Dahada önemlisi şimdi ben kimin yanına gitmeliyim.Az önce hayatımı kurtaran kişinin mi? Yoksa benim için sadece arkadaşım diye adlandırdığım öylesine birisininmi?...Benim anlamadığım diğer birşey ise Müdür, Akın onunla dalğa geçtiği halde ona bişey yapmamasıydı.

Akın Doruk'a pis pis baktıktan sonra uzaklaşırken Doruk sırıtıyodu.Hayır yani bu kadar dayaktan sonra hala nasıl sırıtabiliyor anlamıyorum. Akın'a göz ucuyla baktığımda merdivenlerden çıktığını görünce bedenimi merdivenlere döndürüp onu izlemeye başladım.

Uyuşuk adımlarla merdiveni çıktı. Kapıdan girip gözden kaybolmasını izlerken arkamda hiseddiğim hareketlilikle  arkama döndüm.

''Senin bana bi borcun vardı değilmii?''Berk ne zaman gelmişti?Yada hala neden buradaydı?Akın'ı teselli etmesi gerekmezmiydi,Kendine birşey yapabilirdi....Evet ona büyük bi teşekkür borçluyum hayatımı kurtardı sonuçta.Kafamı evet anlamında salladım.

''Evet sana minnettarım bay çok bilmiş.''dedim Akın'ı aklımdan atmaya çalışarak.Neden kavga etmişlerdi? Merakımı bastırıp Berk'e baktım..gülümsedi. Elini omzuma atıp kulağıma dudaklarını yaklaştırdı.Ne yapmayaçalışıyor.Biz ne ara bu kadar samimi olduk bununla ya.

''Borcunu ödeme şansın var.''dedi bir süre sonra devam etti.''bana borcunu randevuya çıkarak ödeyebilirsin prenses.''dedi sırıtarak. Hızla kolunun altından çıkıp 2 adım geriledim,kaşlarımı çattım.

''Ne randevusu ya.''dedim sinirle.Gülümsemesi büyürken kafasını çevirip etrafı izlemeye başladı..''Bana bi borcun var unutma. ''dedi.

Maalesef ona bi borcum var ve randevuya çıkmak zorundayım. Hemde Akın'ın..  hoşlandığım çocuğun kuzeniyle.



LİSE KAVGALARI✔️ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin