Hatırlatma:
5 dakikalık yol sonunda geldiğimiz yer deniz kıyısıydı ama öyle bi kıyı değil daha çok balıkçıların balık tuttuğu bi kıyı. Güney inip bagajtan olta takımıyla oturak çıkardı. Ben de inip güneye yardım ettim ve oturup balık tutmaya başladık. Yaklaşık 10dk olmuştu ama ben bi balık bile yakalayamadım. Ben diyorum çünkü güney ayısı 3 tane yakalamıştı. Bi anda oltam da hareketlilik hissedince hemen yerimden kalkıp "Tuttum tuttum" diye bağırmaya başladım. Güney oltaya elini koyup çektirmeye başladı. Oltanın ipi denizden çıkınca küçük bi balık yakaladığımı fak etmemle hemen onu oltadan çıkarıp denize attım. Güney bi anda bana dönünce "Ne yapiyim daha yavru bi şey bırakta denizin tadını çıkarsın." o da omuz silkince balık tutma nöbetimiz tekrar başladı.
Yaklaşık yarım saattir balıık bekliyoruz. Bekliyoruz derken yanlış anlamayın güneye yine 1-2 tane geliyo bende o da yok. Oltamın bi anda sallanmasıyla hemen yerimden kalkıp ipi çekmeye başladım. Ve bilin bakalım hangi gereksiz salak şeyi tuttum. Ben söyliyim mavi-beyaz çizgili terlik. Evet TERLİK. "Bu ne ya. Bu ne. Hangi şeref yoksunu denize böyle bi şey attı acaba" Güney benim bu halime gülerken ben hala terliği inceliyodum. Bildiğin terlik. Lütfen ama doğayı azcık koruyalım ya. (kamu spotu yapmayı da unutmayalım) Terliği geri attık sonra yine oltayı aldım ve bekleyiş yine başladı. Güneye baktığımdan oltanın ucunda ki balığı çıkartıyodu. Harika bi beceriksiz benim burda.
"Ah ah" benim denize bakarken yine yaşlılar gibi sesler çıkarıyodum. "Hiç sabrın yok dimi prenses." bi an da ona dönüp hiç bir şey tutamamanın siniriyle bağırmaya başladım "EVET! Sabır mabır kalmadı. Bu nedir ya beyfendi kovayı doldurdu ben sadece bi terlik tutabildim." bunu diyince güney sırıtarak bana döndü. "Bi tane tutmuştun sen geri attın beniim ne suçum var. Ayrıca sevin biraz sevin. Bak sevgilin ne de güzel balık tutuyo." yüzüme yapmacık olduğu belli bi gülümseme yolladım "Ya ya. Hastayım sana aşkım." tam güney cevap vericekken telefonu çalmasıyla ceplerinde telefon aramaya başladı. Telefonu bulunca ekrana kısa bi süre bakıp açtı. "Efendim anne... Şimdimi... O kadar acil değil ki ama... Anne Laraylayım... Tamam anne tamam." ona sorarcasına bakınca açıklama yaptı "Annem aradı. Arkadaşları ve çocuklarıyla gün gibi bi şey yapıcakmış ve benim gitmem lazım. tabiki sende geliyosun. Hadi toplan." ben olayı idrak etmek için bi kaç saniye boş boş güneye bakınca güney beni kolumdan tutup kaldırdı ve arabaya götürmeye başladı.
"Neden bu kadar kastın biraz sakin olsana" şuan güneylerin evinin önündeyiz ve ben girmek istemiyorum. Bi anda güneye bakıp o malum bakışlardan atmaya başladım. "O kadar kolay değil o işler. Daha önce hiç böyle bi yere gelmemiştim. Serap abla yani erhanın annesi teklif etmişti ama hep reddetim bizimkilerle takılmıştım. Keşke kabul etseydim en azından bu ortamları bilirdim." güney elimi tuttu "Endişelenme. Hem annem seni sevdi biri bir şey derse seni korur." tek kaşımı kaldırarak güneye dönünce gözünü kaçırdı. "Yani belki korumaz da bilemem ama seni sevdi. Öyle bir sürü laf etmelerine izin vermez. Ama sen yinede temkinli ol." başımı salladıktan sonra zile bastık. Kapıyı hizmetli olduğu belli olan bi kız açtı. "Hoşgeldiniz efendim anneniz ve diğerleri salondalar." güney kısa bi baş sallamadan sonra içeri girince onun yerine kıza ben teşekkür ettim ve içeri geçtik.
Salonun kapısından girdiğimiz an herkes bize döndü. İçeriye şöyle bi bakınca içerde bizim gibi ne kadar çok genç olduğunu fark ettim. Meral teyze hemen ayağı kalktı "Geldiniz mi çocuklar. Kusura bakma laracım sizin de planınızı bozdum ama" ben hemen başımı hayır anlamında salladım "Ne bozması meral teyze. Ben de zaten bi şey olsada gitsek diye bekliyodum." meral teyze bana anlamadığını belli eden bi bakış açınca benim yerime güney konuştu. "Balık tutmaya gittikte 45 dakika boyunca sadece bi terlik tutabildi." meral teyze ve bizi dinliyen bi kaç kişi buna gülünce sinirle güneye dönüp ağzımı oynatarak 'İyi bok yedin' dedim. Tabiki de onun tek yaptığı sırıtmak oldu.
"Eee kızım söyyle bakalım annen baban ne iş yapıyo" işte beklediğim soru. Bu soruyla herkes bana döndü. Meral teyze durumu anlamış olucak ki hemen lafa atladı. "Ay sanane kızın ailesinden canım." kadınlar bi süre kendi aralarında bakıştıktan sonra geldiğimizden beri susan kadın konuşmaya başladı. Bu sırada gençlerde bizi dinleme başladı. Bi bardak su içmeye başladım. Sıtrest atmam lazım ne de olsa "Neden sormayalım canım. Ay yoksa kötü işler filan mı yapıyolar. Gerçi benim ki de soru şu giyime kuşama bak." ben sinirden elim de ki bardakı sıkmaktan bardak bi anda elimde patladı. Ben umursamayıp elimi daha çok sıktım "Annem doğumum sırasın da vefat etti babam da arkadaşlarıyla kurduğu holdingde tönetici. Umut holding. Giyim ve kuşama gelince de b unun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum -ayağı kalktım- Ben gidiyorum daha sonra konuşuruz . Ha bu arada sizin kızınız gibi kıymetlimi anca kapatan şeyler giymemem benim sorunum değil. Nergis Hanım"
Biten şişeyi attım ve elime yenisini aldım. Ordan çıktıktan sonra ilk geldiğim yer bizim binanın çatısına çıkıp ayaklarımı aşağa sallayarak içmek oldu. Telefonumu çıkarıp açtım ve güneye iyi olduğumla ilgili bir mesaj attım. Elim hala kanıyo ve ben bırakın hastaneye gitmeyi cam barçalarını bile çıkarmadım. Arkadan kapının açılmasıyla dönüp bakmadım bile. "S sen in in intihar mı ediceksin." bu bi kız sesiydi. Daha önce hiç duymamıştım bizim binada ne işi var. Ben sesimi çıkartmayıp kızı dinlemeye başladım. "B-bak ne için böyle yapıyosun bilmiyorum ama değmez. Bu hayatta hiç bi şey kendine zarar vermeni sağliyicak kadar önemli değil. Her ne yaşadın kim sana ne yaptı bilmiyorum ama eğer şimdi intihar edip ölürsen onlar senin arkandan pişmanlık duymiyicaklar tam tersi dalga geçicekler. Dalga geçilmek istediğine emin misin." ayaklarımı topladım ve önüme dönüp oturduğum yerden aşağıya indim. "İntihar eden birini vaz geçirmek için iyi bi konuşma. Beğendim" kız gözlerini kıpraştırarak bana baktı "Nasıl yani sen intihar etmiyo muydun" ben baaşımı hayır anlamında salladım. Kız derin bi nefes verdi sanırım rahatlamıştı. "Bu arada seni daha önce hiç burda görmedim. Buraya öyle herkes giremez. Yeni mi taşındınız." kız başını salladı tam o sırada elimi far etmiş olucak ki hemen yanıma gelip elimi tuttu. "Noldu eline iyi misin. Gel hemen pansuman yapalım." hiç itiraz etmeden kızın beni sürüklemesine izin verdim. İyi bi kıza benziyordu. Onun dairesi bizim 2 kat altımızmış. Eve girince beni hemen bi koltuğa oturttu ve televizyon ünitesinin çekmecesinden il yardım çantası alıp yanıma geldi. "Eeee ne olduanlatmiyicak mısın." uzun bi süre kıza baktıktan sonra güvenebiliceğime kanaat getirip anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Lise
HumorBen Lara Özdemir annesi doğumu sırasında ölen, babası kitaplardaki ve filmlerdekinin aksine annesinin ölmesinde kendini suçlamaması için sürekli onu teselli eden her anında yanında olan bir kızım. Ben kitaplarda ve filmlerde gördüğünüz annesi ölünce...