Bölüm 15 (FİNAL)

546 14 4
                                    

Tayfun ilk şoku atlatıp kendine gelince Duygu'nun yerini öğrendi ve hızla aldığı adrese gitti. Eski bir apartmanda buldu aradığı kadını. Her gün geçiyordu halbuki bu sokaklardan. Hızlıca kapıyı çaldı. Belki biraz fazla sert çalmış da olabilir. Lakin artık ne önemi vardı ki. Duygu yaşıyordu ve bir çocuğu vardı ondan. Hayal gibiydi. Duygu'ya kızgındı ama bu artık mutlu olmasının önünde bir engel değildi. Sevdiği kadınla mutlu olmak istiyordu. Kapı bir süre sonra açıldı. Küçük bir erkek çocuğu Tayfun'un gözlerinin içine bakarak gülümsüyordu. Arkadan Duygu'nun sesi duyuldu. "Murat kim o demeden kapı açılmaz di mi oğlum ? Kim gelmiş?". Tayfun gülümsedi çocuğa demek ki Duygu'su birlikte karar verdikleri ismi koymuştu çocuklarına. " Bulut amcam gelmiş anne" dedi ufaklık. Tayfun gülümsedi yeniden. "Hadi giysene içeyi Bulut amca" dedi yeniden. Tayfun çocuğun önünde diz çöküp "merhaba Murat. Ben Bulut değilim" dedi. Neden hala gelmediklerini merak eden Duygu mutfaktan girişe doğru geçti ve gördüğü şeyle dona kaldı. Bu Bulut değil Tayfun'du. "Murat annecim. Hadi odana çık. Biz biraz Bulut amcanla konuşalım" dedi. Murat ise çok bilmiş bir edayla "hahhaa anne o Bulut amca değil ki. Hadi babamın Bulut amcanın kardeşi olduğunu ve çok benzediklerini söylemiştin ya o babam. Tanımadın mı onu?" dedi. Duygu oğlunun bu kadar zekayı kendisinden aldığını düşünmek istiyordu ama babasınında büyük bir payı olduğuna artık iyice emin oldu. "Murat hemen odana çıkıyorsun. Yoksa iki hafta boyunca çikolata yemen yasak" dedi. Murat ise dudaklarını bükerek babasına sarıldı ve kulağına fısıldadı. "Benim şimdi odama çıkmam gerekli. Ama gitme yine olur mu? Gece beraber yatalım". Tayfun dolan gözleriyle kendisini hemen kabullenen oğluna sarıldı sımsıkı ve çatallaşmış sesiyle konuşmaya başladı "bundan sonra her gece beraber olacağız oğlum. Bu gece olacağımız gibi" dedi. Ve Murat'ı yere indirdi. Çocuk annesine bakıp hemen odasına gitti. Duygu sanki eski bir arkadaşı gelmiş gibi gayet doğal ve sakin bir ses tonuyla kahve içer misin diye sordu. Tayfun'da bu teklifi reddetmedi. Zira artik kırıp dökmek yada kırılıp dökülmek istemiyordu. Tayfun Duygu'yu incelerken kadının bir kaç kilo aldığını düşündü. Acaba dedi kendi kendine hamileyken nasıldı. Sonra bir daha ki çocukta bunu görmek istediğini kafasına kazıdı. Duygu ise Tayfun'un çöktüğünü gördü. Ama onu toparlayarak tekrar mutlu edecek kişinin de kendisi olduğunu biliyordu.

2 yıl sonra

Bulut aşık olmuştu ve düğününe gidiyorlardı Tayfun, Duygu ve tabiki Murat. Bir de unutmadan Duygu'nun karnında ki Beren. Evet Duygu hamileydi. Tayfun ile kısa surede evlenmiş vr çocuk yapma kararı almışlardı. Murat aslında Duygu için yeterliydi. Ama iki adam bir olup kardeş istiyorum ve bir çocuk daha istiyorum diye ikna etmişlerdi Duygu'yu. Hamileliğinin son ayındaydı ve eğer bir sorun çıkmazsa Belen'i 20 gün sonra dünyaya getirecekti. Düğün başlayıp Bulut ve Halime çıkana kadar hiç bir sorun yoktu aslında. Hatta Duygu dans etmeye kalkana kadar. Ama sonrası ortalık karıştıkça karıştı. Duygu'nun aniden suyunun gelmesi ve çığlıkları düğüne resmen bomba gibi düşmüştü. Gerçi Duygu'dan da bu beklenirdi ya neyse. Hastaneye gidene kadar duymadığı küfür kalmamıştı Tayfun'un. "Aaaa Allah'ın cezası. Bok vardı dimi ikinci çocukta" deyip derin bir nefes alıp tekrar başladı Duygu "neden ben çekiyorum bunun acısını da ya okey ilkinde yoktun bari ikinciyi sen doğursaydın". Tayfun bu konuşmanın sonunda zararlı çıkacağını iyice anlamıştı ve sakin bir şekilde başladı konuşmaya " sevgilim, birtanem tahmin edebiliyorum çok acıyor ama şöyle düşün siz kadınlar gibi yüce bir varlığa verilmiş bir lütuf değil mi annelik. Hemde cenneti sizin ayaklarınızın altına sermişler bak bana benden anne olur mu birtanem. Sen olmasaydın benden hiç birşey olmazdı" dedi. Duygu ise hemen duygusal kadın moduna girmiş "özür dilerim ben doğururum Beren'i. Seni seviyorum" demişti bile. Aradan geçen dakikalarda herkes hastaneye gelmişti. Tabi ilk gelen isimlerden biri Medine hanımdı. Kızı Duygu'su ikinci kez o yüce mertebeye çıkıp anne oluyordu. Medine Hanım Duygu'nun öldüğünü sandığı ikinci hafta öğrenmişti herşeyi. Ve Duygu neye karar verirse arkasında olacağını söylemişti. Şimdi o günleri düşününce ne çok çekmişti bu insanlar Duygu ve Tayfun aşkından. Ama değmişti herşeye. Aradan geçen saatlerde Duygu küçük Beren'i dünyaya getirmişti. Herşey bu sefer onlar için güzeldi iste.

KALPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin