-Ne oldu bana ya?
Diye mırıldanıp başını tuttu Jace. Başı aşırı derecede ağrıyordu.
-O nasıl bir içecekti İsabelle ya, Jace'i ne hale getirdi.
Jace yavaş yavaş kendine gelirken İsabelle Magnus'un yanına oturmuş aralarında konuşmaya başlamışlardı. İsabelle abisi duymasın diye fısıldadı.
-Aslında o içeceği Alec içmeliydi. O içince de dün Jace gibi davranacağını düşünmüştüm. Seni de çağırdım. Yani plan kusursuzdu ama Jace abimin içeceğini içtiğinde plan mahvoldu.
Dedi suratını buruşturarak. Magnus duyduklarıyla gözlerini kocaman açtı.
-Dün ne oldu ki Jace'e?
-Jace abime yavşadı tabi abimi Clary denen kız zanletti.
Magnus şaşkınlıkla İsabelle'e baktı. İsabelle güldü. Kapı tekrar çaldığında odadaki herkes birbirine baktığında Magnus omuz silkip koltuktan kalktı. Kapıyı açtığında karşısında tanımadığı birini gördü ki tanıması da saçmaydı ya orası ayrı durum.
-Kime baktınız?
Diye sordu Magnus. Karşısındaki genç Magnus'u uzun uzun süzdüğünde kaşlarını havaya kaldırdı.
-Aslında senden gayet memnunum. Ben İmasu ve sen?
-Seni ilgilendirmez.
Bunu diyen Magnus değildi ama diyen kişiyi tanıyordu. Arkasını dönüp Alec'e baktı. Kalbi deli gibi atmaya çoktan başlamıştı.
-Alec böyle etkileyici birinin seninle kaldığını neden söylemedin?
Magnus Alec'e baktı. Nedense Alec sinirli duruyordu. Magnus'sa bu işten bezmişti.
-Sarhoş musun?
-Hayır
Dedi İmasu etkileyici zannettiği şekilde gözünü kırptı. Magnus için etkileyici değildi zaten şu yavşama olaylarından bıkmıştı. Geri çekilip Alec'i de peşinden çekti ve kapıyı İmasu denen adamın suratına kapattı. Bu kaçıncıydı. Arkasını dönüp salona doğru yürüdü. Alec onun arkasından şaşkınlıkla baktıktan sonra o da salona geçti. Magnus İsabelle'e sinirli bir şekilde bakıyordu.
İsabelle bir şekilde Magnus'u ikna etmiş ve bir gün onlarla kalmasını istemişti. Magnus bir kaç giyecek almış ve geri gelmişti. Şimdi ise herkes kendi odasına çekilmiş Magnus da kendisine ayrılan odaya geçmiş ve yatakta uyumaya uğraşıyordu. En sonunda uyuyamayacağına karar verdiğinde yataktan kalkıp mutfağa ilerledi kendine bir bardak su koyup içti ve bardağı bulaşık makinesine yerleştirdi. Arkasını dönmesiyle Alec'i görmesi bir olmuştu. Bir anki korkuyla ürküp elini kalbine yerleştirdi. İkisi de bir süre birbirlerine baktı.
-Üzgünüm korkutmak istememiştim.
-Sorun değil.
-Uyuyamadın galiba.
-Evet sende uyuyamamışsın.
Alec omuz silkti
-Biraz hava almak için balkona çıkacaktım sonra mutfağın ışığının açık olduğunu farkkettim.
Magnus başını aşağı yukarı doğru salladı.
-Ben yatsam iyi olacak.
Diyerek duvara yaslanmış Alec'in yanından geçmeye çalıştı son anda ayakları birbirine dolanıp düşecekken Alec belinden tutup refleks olarak kendine çekmişti. Magnus direk karşısındaki aşık olduğu adamın güzel gözlerine bakıyordu. Alec de aynı şekilde Magnus'un gözlerinin içine bakıyordu. Birbirlerinin nefeslerini hissedecek kadar yakındılar. Alec kendine geldiğinde yavaşça Magnus'un belini bıraktı. Magnus da geri çekilip tek söz söylemeden ona ayrılan odasına gitti.
♥♥♥♥♥♥♥♥
Oylarınız ve yorumlarınız beni çok mutlu etti. Dün yeni bölüm atamadım. Pek zamanım olmadı ama bundan sonra aksatmamaya çalışıcam. Hepinizi seviyorum mutlu günler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Malec
ФанфикMerhabalar bir çok Malec hikayesi okudum sonra dedim neden ben de bir tane yazmayayım. Gün geçtikçe aklımda kurgusu detayları belirginleşti. Tabi Türklerde benden başka Malec hayranı olması beni çok mutlu etti doğrusu çünkü bu konuda biraz katı olan...