~18~

617 35 28
                                    

Alec giydiği takım elbiseye baktı. Bu kadar abartmaları gerekip gerekmediğini içinde sorguladı. Kapı çaldığında annesi gidip kapıyı açmaya gitti. Gelecek misafirleri salona doğru yönlendirdi. Alec daha önce onları hiç görmediğini düşündü ama iki kişinin tahminen anne ve babasının arkasından salona giren kişiyi görünce içini bir sıcaklık kaplamıştı. O kişiyi kesinlikle tanıyordu. Magnus Alec'le göz göze gelince kalbinin duracağını sandı. Onlar için saatler gelen bir süre aslında bir kaç saniyeydi. Alec gülümseyip göz temasını bozup Magnus'un anne ve babasına "hoş geldiniz" dedikten sonra tekrar Magnus'a baktı. İsabelle ve Jace de aynı şekilde Magnus'u gördüğüne şaşırmıştı. Maryase Alec, İsabelle ve Jace'i karşısındakilere tanıttı. Aynı şekilde Magnus'un annesi Magnus'u tanıttı. Maryase gülümseyip Alec'e baktı.

-Alec Magnus'a etrafı gösterir misiniz?

Dedikten sonra Robert ve Maryase Magnus'un anne ve babasıyla konuşmaya başlamışlardı. Alec o zaman özgür olduklarını anlamıştı. Alec, Jace, İsabelle ve Magnus beraber dışarı çıktılar. Bahçedeki koltuklara oturdukları da Magnus'a baktı.

-Neden buraya geleceğini söylemedin?

-Bende bilmiyordum.

İsabelle ikisinin konuşmasını şaşkınlıkla izledi ve Jace'i dürtü.

-Biz içecek bir şeyler getirelim mi?

Deyip Jace'i peşinden sürükleyerek onları yanlız bıraktı. Bu Alec'in işine gelmişti. Alec Magnus'un ceketinin yakalarından tutup kendine çekip öptü. Hâlâ onun için tuhaf gelse de yapmayı seviyordu. Magnus bir anki şaşkınlıktan hareket edemese de elini Alec'in saçlarına daldırıp karşılık verdi. İsabelle bahçeden mutfağa giriş kapısına dayanmış gülümseyerek onları izliyordu. Bu tatlı görüntü bittiğinde bir saat mutfakta dans edebilirdi. Jace'e içecekleri yapmasını söylemiş ve kendisi de Magnus ve Alec çiftini izliyordu. Onları izlerken iç çekti. Çok tatlılar.

-Ne izliyorsun sen öyle?

-şşş....

Diye bir ses çıkarıp Jace'i susturdu. Jace merakla İsabelle'nin baktığı şeye bakmak istese de İsabelle onu iterek uzaklaştırdı.

-Seni işini yap ben bir şey izliyorum şurada.

-Neler oluyor orada bu kadar ilgi çeken?

-Ben anlamasam abim anlatacak mi belli değil. Kısacası diyeyim galiba Magnus ve Alec sevgililer.

Jace kaşlarını çattı.

-Ama Alec heteroseksüel değil mi?

-Boşver o tarafını abim ilk defa fazla düşünmeden ve hislerini gizlemeden davranıyor. Magnus'un Alec'e iyi geleceğini biliyordum.

Jace işini bırakıp İsabelle'in yanına gelip o da Alec ve Magnus'a baktı. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

-Benim kardeşim aşık olmuş.

Alec Magnus'dan ayrıldığında ikisi de ne zaman kapattığı anlamadığı gözlerini açtılar.

-Tuhaf gelse de bunu yapmayı seviyorum.

-öncekini hatırlıyor musun?

-Tabiki hatırladığım da senden uzak durursam bu hislerin gideceğini sanmıştım. Gitmedi. Yanıldım.

Magnus gülümsedi ve Alec'e bakmaya devam etti.

-Tam bir gönül avcısısın Alexander Gideon Lightwood.

-Sen de öyle Magnus Bane

♥️♥️♥️♥️♥️♥️

Dünkü fragmandan sonra Malec krizi geçiriyorum galiba. Onlar çok tatlı. 21 Mart'ı nasıl bekleyeceğim hiç bir fikrim yok. 34 veya 33 gün kaldı. Yani yaklaşık bir ay. Sürekli fragmanı izlemek isteğimi durduramıyorum. Acaba neler olacak diye de merak ediyorum. Magnus bunu tek başına yapamazsın dedikten sonra tek başına Edom'a mi gidiyor? Kitapta Magnus'u   edomda hasta şekilde hayal etmek bile çok kötüydü. Dizide görmeye kalbim dayanımı bilmiyorum. Kesin ağlarım. Oylarınız ve yorumlarınız beni çok mutlu ediyor hepinizi çok seviyorum. Hatalarım varsa özür dilerim. ♥️♥️♥️

Malec Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin