Uyumayı denedi. Zaten uyumaktan başka yapacak bir şeyi yoktu. Yatakta dönüp durdu. Yaşadıkları onu çok yormuştu. Ama zihni o kadar doluydu ki birazcık bile rahatlayıp uykuya dalamıyordu. Sonunda pes edip yataktan çıktı. İyice kilitlediği kapıya baktı güvenliğinden emin olduktan sonra dolabına sakladığı çantayı aldı. Yere çömeldi. Yavaşca içindeki siyah çizmeleri çıkardı ve önüne koydu. Aslında bu çizmeleri ortaya çıkarıp risk almak istemiyordu. Ama dayanamamıştı. Kafasında kurdukça kuruyordu. Belkide o kaşiflerin dediği dünyaya dönme mevzusu gerçekti. Bu binanın dışında hala yaşanacak yerler kalmış olabilirdi. Gitmekle kast ettikleri orasıydı. Belki annesi de hayattaydı ve orada yaşıyordu. Belki babası vardı, belki evi, belki kardeşleri...
Belkiler çoğaldıkça inancıda artıyordu. Sonunda durabildi. Kendini mutlu eden hayallerini durdurdu. Böyle körü körüne kendi yalanlarına inanmazdı. Siyah çizmelere elinin tersiyle vurup yere devirdi. Sinirle kalkıp yatağa oturdu. Bir yanı bir dünya olmasını ve orada ailesinin yaşamasını diliyordu, diğer yanı ise bu güne kadar kandırılmış olamayacağını düşünüyordu. Bu muammaya bir son vermeliydi.Kesinlikle dışarı bakacaktı. Bunun için her yolu denerdi...
Sabah olduğunda işe gitmek için hazırlanmaya başladı. Dün giydiği kırmızı tulumu tekrar giydi. Kıyafet kirletmenin lüzumu yoktu. Beyaz, bağcıklı ayakkabılarını ayağına geçirdi. Aynada kendine bakmadı bugün. Derdi başından aşkındı zaten. Dışarı çıkmak için kapıya yöneldi. Bir anda durdu. Bugün bu işi bitirecekti. Dolabına doğru gidip sakladığı siyah çizmeleri çıkardı. Birde işte giydiği yedek tulumunu alıp çantasına koydu. Artık gidebilirdi. Gidip yemekhane sırasına girdi. Kahvaltısını alıp arkadaşlarının yanına oturdu. Çoğu şeyi kafasında oturmuştu. Nasıl cama ulaşacağına az çok karar vermişti. O zamana kadar dikkat çekmeye gerek yoktu. Bu yüzden hayatı olağan akışında devam ediyormuş gibi davranıyordu. Madende işi çok uzayacak gibi duruyordu. Sanki işçiler gece uyumamış gelip taş çıkarmışlardı. Bir şekilde buradan erken çıkmalıydı. İşini yaparken etrafını gözlemliyordu. Çalışanların konumları birbirlerini görmelerini sağlıyordu. Bu iyi bir fırsattı. Hareketlerini yavaşlatmaya başladı. Ara ara durup yaslanıyordu. Bakışlarına baygınlık katmıştı. En sonunda eline aldığı taşı düşürdü. Derin bir nefes alıp yaslandı. Sonunda istediği olmuştu. Bu katın sorumlusu Roya gelip iyi olup olmadığını sordu. Aynı bitkinlikle kelimeleri bile tam telaffuz edemeden iyiyim dedi. Ama tam da istediği gibi Roya'yı inandıramadı.
-lamra sen şimdi revire git. Sonra odanda dinlen tamam mı? Ben izin işini hallederim.
Beklediği oldu. Zaten madende çalışan bir çok kişi bu durumu yaşıyordu.Kafasını evet anlamında salladı. Ağır adımlarla dışarı çıktı. Gidip kıyafetlerini değiştirdi. Çantasını alıp planı gerçekleştirmek için yola koyuldu. Bu katta yani madende tanıyordu. O yüzden siyah çizmeleri giyip çıkamazdı buradan. Aynı şey odası içinde geçerliydi. Önce güvenlik bölümündeki o açıklığa girdi. Herşeyin başladığı yere dönmüştü. Yavaşca uzanıp bacaklarını topladı. Çantasından yedek tulumunu çıkardı. Kırmızı tulumunu çıkarıp yedek iş tulumunu giydi. Bu delik küçük olduğu için giyinirken hayli zorlanmıştı. Sonra da siyah çizmeleri giydi. Kırmızı tulumu ve bağcıklı ayakkabılarını çantasına koydu. Çantasını burada bırakıp dışarı çıktı. Kendinden emin adımlarla güvenlik bölümünde yürümeye başladı. Bu kısımdan kontrol kısmına geçecekti. Yürümeye başladı. Ürkek adımlar atıyordu. Bunu farkedince daha sert yürümeye başladı. Aynı zamanda sağ elini yumruk yapmış iyice sıkıyordu. İstemsiz gerçekleştirmişti bunu. Sanki güç alıyordu o sıkı yumruktan. Güvenlik bölümüne daha önce gelmişti. O yüzden burayı biliyordu. Asıl sıkıntı kontrol bölümündeydi. Oraya daha önce hiç gitmemişti. Bu konu hakkında tek bildiği güvenlik bölümünden kontrol bölümüne geçildiğiydi. Şansı yaver gidiyordu. Koridor boyunca kimse yoktu. Rahatça ilerledi. Daha sonra sola döndü. O kadar rahatlamıştı ki ileriden gelen adım seslerini son anda fark etti. Hemen sağ tarafında ki kolonun ardına saklandı. Şansına tam da kolonun yanından geçiyordu. İki güvenlik görevlisi de onu fark etmeden önünden geçip gittiler. Aslında saklanmasına gerek yoktu sonuçta siyah çizmeleri vardı. Tanınma ihtimali düşüktü ama yinede buraya daha öncede geldiği için karşı karşıya kalmamaya özen gösteriyordu. Etrafını hızlıca kontrol etti. Güvenliğinden emin olduktan sonra tekrar ilerlemeye başladı. Bu kez hem rahat hem temkinliydi. Bu kısma hakimdi. Daha önce de burada kontrol bölümünün girişini görmüştü. Koridoru geçip geniş bir alana çıktı. Burası ceza bölümüydü. Büyük kapıları olan kapalı odalardı. Her odanın içinde ise yüzlerce kapalı sedye tarzı kabinler vardı. Suç işleyenler burada verilen ceza kadar uyutuluyordu. İçlerine daha önce hiç girmemişti. Uyutulmak burası için korkunçtu. Çünkü burada insanlar çalıştığı kadar yiyebiliyor, kıyafet alabiliyor ve hatta su kullanabiliyordu. Burada hiç bir para geçmezdi. Bu yüzden çalışmadığın hergün burada ki hayatını zorlaştırıyordu. Ceza odalarının yanından hızla geçti. Eğer yakalanırsa kendini burada bulması muhtemeldi. Artık insanların ofislerinin önünden geçiyordu cam ofislerden rahatlıkla görünüyordu. Ama siyah çizmeleri vardı bu onun için sorun değildi. Bu ofisler şikayet kısmına dahildi. Güvenlik ile ilgili sıkıntınızı bu ofislere gelip anlatıyorsunuz. Onlarda sorununuzla ilgileniyordu. Bu kısmı geçtikten sonra solunda olan kontrol bölümünün giriş levhasını gördü. Güvenlik bölümü hâlâ devam ediyordu. Ama o sola dönüp kontrol bölümüne girdi. Buradan sonrasını bilmiyordu. Ve bu onun tek fırsatıydı. Her şey şansına bağlıydı. Dümdüz ilerliyordu. Hiç kapı olmayan düz bir koridordu ilerlediği yer. Koridor bitince kapalı kapıların olduğu sağa ve sola uzanan bir alana çıktı. Hangi tarafa gitmeliydi. Burada pencere olduğunu biliyordu ama hangi taraftaydı bu pencere? Karar vermek çok zordu. İki tarafa da iyice baktı. Önce sağ tarafa son sol tarafa yapı olarak bir birinin aynısıydı. Kapalı siyah kapılarla dolu uzun beyaz koridorlar. Sağ tarafa gitmeyi seçti. Sağa dönüp ilerledi ki yukarıya asılan tabelayı gördü. Ana kontrol bölümü yazıyordu. Kapıların üzerinde ki tabelaları fark etti sonra. Burası çok detaylıydı. Daha önce hiç bu kadar özenli bir bölüm görmemişti. Dönüp sol tarafta tabela var mı diye baktı. Elbette ki vardı. Sol tarafta ki tabelada dış hatlar kontrol bölümü yazıyordu. Sol taraf ona daha mantıklı gelmişti. Sol taraftan ilerlemeye başladı. Kapıların üzerinde farklı farklı şeyler yazıyordu. Bazı kapılarda sadece isim vardı. Burası nasıldı böyle? Hayretle ilerliyordu. Daha önce hiç gelmediği bu bölüm kuşkularını güçlendiriyordu. Yine bir yol ayrımı çıkmıştı karşısına en iyi yanı tabelaların burada da olmasıydı. Bu kez üç koridor vardı önünde. Birinde ana çıkış bölümü yazıyorken bir diğerinde depolama ve konrtol bölümü yazıyordu. Sonuncusu ise çıkış kontrol bölümüydü. Eğer bir cam varsa bu çıkış kontrol bölümündedir diye düşündü. Bu yüzden sağ tarafı tercih eti. Bu kısımda diğerlerine göre fazla yan koridorları olan bir kısımdı. Her dönemeçte ne yapacağını şaşırıyordu. Sonunda korktuğu oldu. Burası diğer kısımlara göre çok daha fazla işlekti. Ve ileriden insan sesleri geliyordu. Durakladı ama sesler ona yaklaşıyordu. Hemen geri de ki dönemeçe ilerledi. Sonra da dönemeçi dönüp köşeye saklandı. Önünden geçip giden insaları inceledi istemsizce, daha önce hiç görmemişti onları. Bu detay o kadar da şaşırtıcı değildi ama asıl şaşırtıcı olan kıyafetleriydi. Değişik giyinmişlerdi. Barsisin dünyanın enkazından bulup getirdiği dergilerde ki gibi. Yüzü iyice düştü. Bağlantı kurmakta zorlanıyordu. Derin bir nefes alıp tekrar yoluna koyuldu. İlerlerken çok dikkatliydi. İnsan sesleri yada adım sesine karşı pür dikkatti. İlerledi ama yolun sonuna gelmişti gibi. Karşısında kocaman gri bir kapı vardı. Ve üzerinde parmak izinizi okutun yazıyordu. Nasıl karşıya geçecekti? Geri dönmeyi düşündü sonra hemen bu düşünceden vazgeçti. Bu gün gördükleri onu iyice şüphelendirmişti. Biraz geriye dönüp karşısına çıkan dönemeçleri kontrol etmeye başladı. Tabelaları okuyordu. Sonunda bu koridora ilk girdiği yerde ki dönemeci seçti. Üzerinde yüksek alan yazıyordu. Madeni hatırlatmıştı ona. Çünkü burada madene de yüksek alan deniyordu. En alt tabakaydı ve en çalışan sayısı en yüksek olandı. İlerledi koridorların üzerinde yazanları iyice okuyordu bu kez. Giriş-çıkış kontrol yazan bölüme girdi oradanda ana izleme bölümüne sonrada karşısına çıkan tabelayla yüzü güldü. Cam izleme bölümü hızla yürüyordu. Koşuyor bile sayılırdı. Tüm tedbirleri uçup gitmişti aklından insanlar gelir mi diye dinlemiyordu. Yada kapılar açık mı diye bakmıyordu. Sonunda çok geniş bir alana çıktı. Etrafta koltuklar, masalar üzerinde duran bilgisayarlar kocaman dev ekranlar ve üzerinde yüzlerce tuş olan yerler vardı. Şaşırtıcı bir şekilde burası boştu. Lamradan başka bir insan yoktu. Aslında Lamra da var sayılmazdı. Cam tam karşısındaydı ve o dehşete düşmüş bir sekilde dışarıya bakıyordu...
Bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyadan da öte
Fiksi IlmiahÖZGÜRLÜĞÜN hikayesi... Lamra her anlamda iyilik dolu,yardımsever, kendi halinde biraz da naif bir genç kızdır. Onun zamanında dünya mahvolmuş, radyasyonla her yeri sarılmış,yıkık dökük gökdelenlerle dolu bir yerdir. Tüm bu felaketten kurtulmak i...