Hayal'i Anlamak

56 3 0
                                    

Cem'den...

Artık Hayal'in neden bu kadar mutsuz olduğunu anlamıştım.Ama onun bana anlatmamasına dair herhangi bir sebep bulamıyorum.Ben bu kadına hayatımı açma kararı almışken onun bana böyle önemli bir şeyi söylememesi beni çok kızdırdı.Hayal ile birlikte dışarıya çıktığımızda,Hayal'in abisi olduğunu öğrendiğim adam ve babası tartışıyorlardı.Ama o kadar yüksek sesli tartışıyorlardı ki koridorun sonundan bile çok rahat duyulabilirdi.

-Bana bak pislik herif annemi dövdüğünü biliyorum.Ama bu iş Hayal'den saklamakla kalmaz doktor da anlamış olabilir ve eminim harekete de geçmiştir.

-Öyle mi Tan Efendi?Peki benim bu sırrım ve daha bir çok sırrım açığa çıkarsa seni temiz bırakır mıyım sanıyorsun.

-Bana bak sen beni tehdit mi ediyorsun?!

-Noldu zoruna mı gitti?Sen annesini döven adamı savunurken ziruna gitmiyor da bu mu zoruna gidiyor.

-Adi herif!

Tan denen adam yumruğunu kaldırınca öteki adam kahkaha atmaya başladı.

-Bana vurduğun tek yumruk sana pahalıya patlar Tan!

-Pislik herif!

Dedi ve suratına tükürdü.
Hayal ise put gibi durmuş ve olanları izliyordu.Ne yapacağı konusunda da en ufak bir fikrim bile yoktu.Çünkü yavaş yavaş gözleri doluyordu.
Tan odaya doğru ilerlerken Hayal onu çağırdı.

-Tan!

Hayal'in sesini duyar duymaz bize doğru gelmeye başladı.Hayal olduğu yerde durmuş yumruklarını sıkıyordu.Ve gözlerinden yaşlar artık daha da hızlanmaya başlamıştı.Tan yanımıza geldiğinde Hayal derin bir nefes aldı ve dişlerinin arasından tıslar gibi konuşmaya başladı.

-Sen...sen nasıl olur da o pislik herife yardım edersin ya.Sen annemi dövmesine nasıl izin verirsin.Annemi döverken hiç mi canın acımadı?

Bir anda abisine bir tokat attı ve ardından da göğsünü yumruklamaya başladı.Abisi ise sadece Hayal'in adını sayıklayıp gözlerinden akan yaşları silmeye çalışıyordu.Hayal hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam edip abisine bir tokat daha atacakken abisi kolunu havada yakaladı ve kendine çekip sarıldı.Ağlayarak konuşmaya başladı.Bir yandan da başına öpücükler konuduruyordu.

-Özür dilerim...beni affet yapmak zorundayım...affet beni...sen sanıyormusun ki hayatımdaki en önemli iki kadından ilkinin bu şekilde bir işkeceye maruz kaldığı için mutlu olacağım...içim acıyor.Ama elimden hiç bir şey gelmiyor.

-Ona neden söylemedin?

-Yapamazdım...annem ona bu denli güvenirken yapamazdım.Kanser...ilerlemiş herkese yalan söylemesini istedim doktordan.Ona bir şey olursa yaşayamam ben duydun mu beni?Yaşayamam.

Onların bu konuşmaları her şeyi anlamama yetmişti.Hayal annesinin kanser olduğunu benim hastanede olduğum gün öğrendi ve ben hastanedeyim diye de morelimi bozmamak için bana anlatmadı.Peki ya sonra,sonra neden anlatmadı ki?Yani bana o kadar mı güvenmiyor?
Daldığım düşüncelerden Hayal'in sesiyle kendime geldim.

-Cem

İrkilerek ona döndüm.

-Efendim?

-Bana bir şey sormayacak mısın?

-Soracağım.Ama önce şu berbat yerden çıkalım mı?

Kafasını sallayıp başını önüne eğdi.Ben hızlı bir şekilde hastaneden çıkarken Hayal koşarak koluma girdi.
Hastaneden çıktıktıktan sonra arabaya binmesi için kapısını açtım ve binmesini bekledim.Arabaya binerken gözlerime özür dileyen bir ifadeyle bakıyordu.Onu bu halde görmekten ne kadar nefret etsemde benden sakladığı için gerçekten çok kızgındım.O bindikten sonra bende arabaya bindim ve iskeleye doğru sürdüm.Yol boyunca ikimizden de çıt çıkmamıştı.
İskeleye geldiğimiz de denize sıfır olan ve gerçekten çok sakin olan bir kafeye oturduk.Oturduğumuz masadan deniz o kadar güzel görünüyordu ki hayran olmamak elde değil.
Bir çay bir de meyveli soda sipariş ettikten sonra konuşmaya başladı.

-Özür dilerim.

-Hayal benden neden başta sakladığını anladım.Peki ya sonra, sonra neden anlatmadın?Bana güvenmiyor musun sen?Hani bir söz vermiştik biz.Hayatımızı açacaktık hani biz birbirimize.

-Anlıyorum seni ama ben önce kendim bu durumu hazmetmeliydim.Ancak o zaman sana anlatabilirdim.Düşünsene annen kanser ve sen bilmiyorsun.Öğrendiğin gün senin zaten morelin hem bozuk hem normal.Ve bir telefon geliyor,sana annenin hasta olduğunu söylüyor.O kadar kolay söylediki kanser olduğunu,onun için nasıl bu kadar kolay diye düşünüyorsun.Senin annen,birtanen,meleğin,her şeyin kanser hastası ya iyileşecek hayatta kalacak ya da kötüleşecek ve...

Ağlamaya baslamıştı.

-O tutunmaya çalıştığı hayat onu bu oyundan kovacak.

-Hayal.

-Şimdi anladın mı benim neden senden sakladığımı?

Titreyen ellerini tutup öptüm.Ardından da gözyaşlarını sildim.Hayal'i anlamak zordu ama onun bir gülümsemesi için her şey değerdi.

-Ağlamandan nefret ediyorum.Bu da aklının bir köşesinde bulunsun.

-Biliyorum.

Gülmeye başladım.

-Ha buna rağmen sıkça ağlamak hoşuna gidiyor yani.

Sinsi çocuklar gibi bakıp önüne eğilip bana yaklaştı.

-Buna cevap vermeyeceğim.

Kahkaha atmaya başladım.Ben ne olursa olsun,ne yaparsa yapsın,ne derse desin bu kadını çok rahat affedebiliyorum.Belki bir gün benim sırlarımı öğrendiğinde o da beni bu kadar kolay affeder.Hayattan tek dileğim ve Allah'tan tek isteğim bu.Umarım da bu istediğim olur.

Oyunumuz Hayat/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin