Kimi zamanlar kendimin ne kadar hamarat olduğunu düşünür kendimle gurur duyarım. Ama bugün Uçuk Kaçık kızlarımla daha çok gurur duydum. Kızlarım diyorum çünkü onlara annelik taslamak hoşuma gidiyor. Bu onları ne kadar çıldırtırsa o kadar mutlu oluyorum. Evet serseri serbest stilimde ben bir psikopatım. Onlarla gurur duymama gelince bugün bana mutfakta itirazsız bissürü yiyecek içeçecek hazırlamışlardı. Canlarım onlar benim ya... Değerli Boncuklarım... 😍
Öhüm Öhüm...
Asıl mevzuya gelecek olursam bugünden bahsedeceğim. Bugünün bir özelliği var. Özel olmasının özelliği kaynanalarımızın bizi ziyaret etmesi. E ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim.
Evet ya...
Ne var bunda bu kadar abartıp gerim gerim gerilecek!?
Ama biz çok gerilmiştik.
Kaynanalarımız sandığımız kadar sert görünüşlü değildi.
Kapının dibinde dikili kaldığımda fark ettiğim detay beni hem güldürmüş hemde yerle yeksan etmişti.
Kızlar hala şalvarla duruyordu. Aceleden üstlerini bile değiştirememişlerdi. Ve bende bu tuhaf duruma dahildim. Şuan ev sahibelerinden çok yan köyün genç kızlarına benziyorduk. Kadınlar şaşkın bakmakta haklı tabi. Neyse benimkiler bozuntuya vermeden tanışma girişiminde bulundular. Kalabalıkta evladını kaybeden bir anne kadar çaresiz ve korkmuş bakıyordum onlara. Keşke yaşıyor olsaydı. Cadaloz da olsa kabulümdü.
Aklıma tanışma merasimine katılmak gelince ifademi tatlı bir tebessümle değiştirip onlara doğru ilerledim.
Hepsiyle tek tek tanıştım. Aklımda tutabildiğim kadarıyla;
Cüneyt'in annesi Özge hanım,
Furkan'ın annesi Nadide hanım,
Ömer'in annesi Gülnur hanım,
Semih'in annesi Mukaddes hanımdı.Peki hani benim Buğra'mın annesi cennetten izliyor mudur şuan bizi? Bu soru ile meşgul olurken bana yöneltilen bir soruya cevap vermek üzere bakışlarımı çayımdan çektim.
"Sen şu 'Ezber Bozan' dizisinde deli rolünde oynayan hanım kızsın öyle değil mi?" Soruyu soran Semih'in annesi Mukaddes'ti. Nam-ı diğer Esra'nın kaynanası.
Başımla onaylayarak gülümsedim. Gözlerin hepsi benim üstüme toplaşınca fazla heyecan yapıp elinde çaylarla bana bakan şuan ki ev ahalisine hitaben, "Oturmaya mı geldiniz? Kalkın iki göbek atıp halay çekelim?" dedim...
Dilime bal arası bal döksün...
Ne yaptığım ve dediğimin farkına varmadan elimdeki telefondan müzik açtım. Bu da yetmezmiş gibi kızlar ve kaynanaları tek tek ayağa kaldırıp oynamaya zorladım...
***
Biz gelinler ve kaynanalar benim anlık heyecanımın etkisiyle açtığım müzikler eşliğinde bir göbek atıp bir halay çekiyorduk. Hepimizin kurtları dökülürken gergin ortam dağılmıştı.
Valla ne yalan söyleyeyim bizim kaynanalar bizden daha oynaktı. Kahkahalar havada uçuşuyordu. Kapı zilini zor duymuştuk. Neyse ki yorulan Esra bunu bahane ederek kapıyı açmaya koştu. Bir kaç dakika sonra Özge hanımın sesi müziğin susmasıyla duyuldu.
"Kız? Çiçek çok tatlı ve oynamayı seven bir gelinin var. Bizimkilerde pek bir hamarat doğrusu." dedi arkamda duran birine bakarak. Anlamayarak arkamı döndüğümde kaynanamla göz göze gelmiştim.
Höh?🤤 Sen gerçek misin bakışı attım... Kaynana değildi bu... Bu bildiğin Türkiye güzeliydi. Böyle kaynana mı olur? Sen 50 yaşında kadınsın senin niye 20lik genç kız gibi ince vücudun zarif duruşun pamuk gibi yüzün boncuk gözlerin var? Hoş kızların kaynanası da benimkinden geri kalır değildi. Nurgül'ün kaynanası Nadide hanım hafif tombikti. Tombikte değil balık etliydi.
Konumuzu saptırmak istemem ama bunlar erkek annesi ise dışardaki yamyamlar kim diye kendime sormadan edemedim. Daldığım düşüncelerden sıyrılmam uzun sürmedi... Ki aklıma gelen dehşet detayla irkildim.
"Sen ölürdün? Sen nasıl?"
Herkes delirmiş gibi bana bakarken. Ama biz Buğra'yla mezarına bile geldik... Nasıl olur böyle bir şey?"
Kızlar ve kaynanaları anlamazca bana bakıyordu.
"Ölmemi istediğini biliyordum ama bana mezar yaptırıp üstüne kız arkadaşını götürdüğüne inanamıyorum." dedi adı Çiçek olan kadın.
Lanet olsun bu nasıl paradokstu böyle.
♡♡♡♡♡
Sizce neler olacak ilerleyen bölümlerde?. . 😎yorum ve vote unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇUK KAÇIK (Dostluk Hikayesi )
Historia Corta☆Kendini olduğu gibi sevenlere ithaf edilmiştir.☆ Dün de, Bugün de, Yarın da... Kendini yalnız hissettiğinde kalbine dokun. Çünkü Uçuk Kaçık Dostların hep orada, seninle... Bu hikâye sadece başrollerin değil, belki de içinizden birilerinin hikâyesid...