İlk kez bana hikaye gönderenlerden biri hesabını paylaşmamı istedi. NDNGFANSUDE
Yazdıkları aynen böyle:Merhabalar. Ben Sude Akpınar ve tam bir NDNG fanıyım. Bunu neden dedim bilmiyorum. Olsun, yinede söyliyim. Bu kitap beni wattpad ile tanıştıran kitap oldu. Ve okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. En çok da Karanlığı sevdim. Çok gerçekçi ve güzeldi. Ama sevmediğim bir nokta var. O da bölümlerin çok geç gelmesi ve bazı bölümlerde biraz saçma cümleler olması. Neyse benim hikayeme geçelim:
Ölünün altın dişleri
Ben Gaziantep/Nizip ilçesinde oturuyorum.Tarih yaklaşık olarak 1993-1994.Ben evden kaçmaya karar verdim cebimde param olmadığı için yola çıkıp otostop yaptım. Adana'ya kadar bir kamyonla gittim, tek amacım Ankaraya ulaşmaktı. Adana'nın içinde gezerken bir arkdaşa rastladım o da benim gibi evde kaçmıştı. Onla tanıştık tan sonra onunda ismini Coşkun olduğunu öğrendim. Adaşıma durumumu izzah ettim onunda durumu benden farksız değildi. Uyumak için bana camiyi teklif etti. Yatsı namazı herkes namaz kılarken bizde en arka sırada yerimizi aldık. Herkes secde ettiğinde adaşım bana dik dik duran halıları gösterdi. Cemaat yine secde ettiğinde biz kaçtık ve o halıların arasına gizlendik. Namaz bitti herkes evine dağıldı hoca kapıyı kitledi. Biz tekrar halıların arasından çıkıp rahat rahat uyumaya başladık, sabah namzında aynı şekilde çıkarız diye düşünüyorduk. Gece saat iki, iki buçuk arası kapıta bir tıkırtı duyuldu biz hemen halıların arasındaki yerimizi aldık. İçeriye bir tabut bıraktı ve gittiler üzerinde bir yabancı yazı yazılıydı. Arkadaşım tabutu açmamızı teklif etti tabi ben bu işe karşı çıktımsada dinlemedi. Caminin içinde tabudu açmak için birşeyler ararken hocanın tamirat için kullandığı içinde çivi, kelpeten, çekiç olan ahşab bir kutu bulduk ve onla tabutu açtık ve tabutta bir bayan cesedi olduğunu gördük. Arkadaşım ağzına baktığında üç tane altın dişi olduğunu gördü ve onları çekmeye başladığında ben çok korkmuştum. Sen bana güvenmiyorsun diye altın dişleri bana verdi ve yarın o dişleri satıp karnımızı doyurup ve yol parası yapacaktık. Kendisi uyudu ben korkudan uyuyamadım. Sabah namazı hoca geldi ve biz tabi halının arasındaki yerimizi almıştık. Hoca geçerken cübbesi tabudun kapağına takılıp ve tabudun kapağı yere düştü bu esnada arkadaşım fırlayıp dışarı kaçtı ben kaçacağım sırada hoca aniden kapıyı kapattı. Hoca caminin içnde beni kovaldığı yerde açık bir kapı buldum ve içeri girdim oysaki o kapı minarenin kapısıymış. Yukarı tırmanırken hocada arkamdan geliyordu. Şerefeye çıktığımızda hoca aniden beni yakalayacağı yerde ben dengemi kaybedip minareden aşağı düştüm. Uyanımdığımda karyoladan düşyüğümü farkettim. Uyandığımda ise cebimde 3 tane altın dişin alduğunu farekttim. O dişleri cebimdem çıkartıp anneme gösterdiğimde, o dişlerin babannneme ait olduğunu öğrendim. Fakat o dişlerin hala nasıl cebime girdiğini anlamış değilim.Hikayeyi bana arkadaşım whatsaptan yolladı. Umarım yayınlarsın (İlk ben beğencem) hadi baybay..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKU HİKAYELERİ VB.
KorkuOkuyacağın 10 dakikalık satırların, kaç yıl etkilediğini öğrenmek ister misin?