15. Bölüm

634 33 15
                                    

İYİ OKUMALAR...

Tam yarım saat geçmişti. Ne Kai'den ne de krystal'den haber vardı. Şehre giriş yapmak üzereydim. Düşüncelerim de derindi ki, arkamdaki arabanın kornasından birhaberdim. İki üç defa çalınca anca dank etti kafama...

Baya uzaklaşmıştım arabadan. Arbadaki kişi Krystaldi. Beni bırakmayı akıl edememişti. Aksine bana yardım etmeye adamıştı kendisini. Uzakta olduğu için elinin birini ağzının kenarına koyup sesli bir şekilde konuşmaya başladı.

"Gitme! İzin ver, seni ben iyileştireyim!!! "

-----------

Krystal hayatıma aniden giren bu kadın. Arkama dönmüş, onun bana yaklaşmasını bekliyorumdum. Tuaftır ki çok güzel bir kadındı. Asilliği ile havasına hava katan, güzelliği ile tüm erkekleri kendine aşık ettirebilirdi.
Koşarak yanıma ulaştığında, ben hâla olduğum yerde onu izliyordum. Dibimde bittiğinde eğilerek nefes alışverişini düzenlemeye çalışıyordu.

"Beni.....Koşturmak zorunda....mıydın?"

"Koşmanı ben söylemedim." Önce kaşlarını çatarak baktı. Sonra gülümsedi.

"Burada dikilmeyi mi düşünüyorsun?"
Yüzüne gülümseyerek

"Hayır, beni kolumdan tutup gmtürmeni bekliyorum." Hafif gülümseyerek elini bana uzattı.

"Tut elimi götüreyim. Ha bu arada bebekten farkın yok! " Kafamı olumlu yönde sallayıp

"Evet, biliyorum."

Dakikalar sonra Seul'e gelmiştik bile, özgürlüğün hüzünlü kokusunu hissedebiliyordum.

Eğer kokusu buysa, tadına kelimeler yetmezdi...

Krystal bana dönüp soru soracakmış gibi baktığında;

"Soracağın her neyse, çıkar ağzından baklayı."
Gözlerime tekrar dikti gözlerini, soracağı her neyse emin olmak ister gibiydi. .

"Peki tamam öyleyse, Seul'de gidecek bşr yerin var mı?"

Aslında önce yok demeyi düşünüyordum ama aklıma baekhyun gelince bu fikirden vazgeçtim...

"Aslında bşr arkadaşım var. Ama onun yanına gidersem o adamın beni bulma olasılığı yüzde elliye düşer...
Bilemiyorum, tedirgin hissediyorum."

Uzun süredir baekhyun'u görmedim. Onu özlemiştim.

"O zaman benim yeni yerleşeceğim evimde kalabilirsin..?" İnanmayarak ona döndüm. Gerçekten beni davet etmeyi mi düşünüyordu:
"Sen ciddi misin?" Gülümseyerek, kafasını olumlu yönde salladı.
"Gerçekten teşekkür ederim."

^^^^^

Yolun devamında krystal bana kahvaltı ısmarlama isteği ile geçmişti. En sonunda pes edip, kabuğuma çekilmeyi tercih etmiştim. O da zafer bayrağını çoktan asmıştı. Tabi ben mani olmassam....
Herhangi şık ama lükssüz bir restoranta durdu. Ve yemeğimizi yemek için herhangi bir masaya oturmuştuk. Keyifli geçen kahvaltıdan sonra, hesabı ödemek için kasaya ilerlemiştim ki krystal beni durdurdu.

"Nereye gidiyorsun?" Kolumu sıkı sıkıya tutmuş olan krystal'e kasayı işaret ettim.
"Hesabı gerçekten ben ödeyebilirim. Ismarlama arzuna bayıldım ama bence bu kadar yeter! Hep sen mi iyilik edeceksin?"

Şaşkın şaşkın suratıma bakan krystal'e yerine oturmasını söyledikten sonra hesabı ödemek için kasaya ilerledim.
Pantolonumun arka cebinden sınırsız olan kredi kartını çıkarttım. Kasadaki çalışana doğru uzattım.
"Hesabı ödeyecektim."
Kadın kartı geçirdikten sonra şifreyi istedi. Cebimden küçük kağıdı çıkarıp dört haneli sayıları söyledim.
Şimdi diyeceksiniz ki kyungsoo bu kartı nereden buldu.

Tabikide kai diyenleri duyar gibiyim.

Evden kaçma deneyimlerimi yaşarken lazım olur diye kai'den almıştım. Aslında çalmak daha doğru olur ama geri verecektim. Ama öylece bende kaldı. Defalarca kez aramasına rağmen bulamamıştı. İyi de olmuştu, bence...

Ödedikten sonra krystal ile birlikte arabaya binip önce baekhyun'u görmeye gidecektik, sonra da birkaç eşyam ile krystal'e taşınacaktım. Arabaya bindiğimde gideceğimiz yolu tarif ettim ve sırtımı yaslayıp yolu seyrettim. Yolu seyrederken bşrkaç defa uyukladığım için başımın düşüşü ile aniden uyanıyordum.

Ve karanlık...

///

Başım pencereye yapışmış şekilde sarsılıyordum. Buğulu sesler ile hafif açılmış gözlerim yarış içerisindeydi. Tabiki önce bana seslenen kişiyi duydum.
Hafiften başımı pencereden çektim ve yan tarafa döndüm.

Krystal arabayı park etmeye çalışırken bir yandan da beni uyandırmaya çalışıyordu. Doğru, uykusuzluk beni en çok zorlayan şeyken karşıdaki kişiyi daha da zor duruma sokmakaktan geri çekinmezdim.
Şu anda olduğu gibi...

"Şükür uyana bildin, biran bayıldın sandım."
Şakaya karşılık, kızması onu komik hâle çeviriyordu.

"Tamam, tamam uyandım..." gözlerim daha da net görmeye başladığında karşımda çok özlediğim o mahallemi görmeyi beklemiyordum. Krystal iki sokak ötede durmuştu. Durması da normaldi tabi evi nereden bilecekti ki?

Arabadan indiğimizde yavaş yavaş çok özlediğim evime adım adım yaklaşıyordum.
Evimin olduğu sokağa girdiğimizde aniden gördüklerimle birlikte bir adım geriledim. Arkamdan ilerleyen krystal'e sert bir şekilde çarpmıştım.
Acıyla inlemeye kalkışınca ağzını kapatmıştım. Ve elimi ağzıma götürüp sessiz olmasını söyledim. Kafamı tekrar uzatğımda krystal de benimle birlikte baktığım yere bakınca ağzı açık kalmıştı. Çenesini tutup yukarı kaldırdım.

"Ağzını kapat!"

Ani uyarışımla ağzını kapatmıştı.

"Bunlar kim? O adamlar mı?"cevap verecekken Kai'yi gördüm. İyiydi. Sanki hiç yaralanmamış gibiydi. Ve ensesinden tuttuğu baekhyun'u gördüm. Dudağı patlamıştı. Siyaha boyadığı saçı dağılmıştı. Kai onu yakasından aşağıya dağru iletkedi ve yere düştü baekhyun.

"KyungSoo nerede lan? Nerede o?"
Hem bağırıyor hemde önünde yatan baekhyun'a tekmalar savuruyordu. Biran için düşünüp karşısına çıkıp buradyım diyecektim ama krystal elimi tutup beni engelledi. Hızlıca kolumdan tuttu. Ve arabaya sürüklemeye başladı.

Ve silah sesi...

O an öldüğümü sandım. O an herşeyim gerçekten elimden gittiği sandım. Sanki biri karın boşluğuma sıkı bir yumruk atmıştı ve ben nefes alamıyordum. Gözlerimden teker teker yaşlar süzüldü.

Baekhyun'u vurmuştu...

-.-

Herkese merhaba. Yeni bölüm attım umarım beğenirsiniz..

Oy ve yorumlamayı unutmayın!

YAZAR; KaiSoo_Ra




Indispensable  |  KaiSoo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin