Not:Bu 2 bölümü yazmak benim için çok zor.Sadece bunları yazmamak için dahi kitaba başlamakta kararsızdım."Yazarsan,rahatlarsın" diyerek bana cesaret veren Süleyman ve Berfine çok teşekkür ederim...Keyifli okumalar
####
Valizleri topladık ve kahvaltıya geçtik.
Bu evde insanlar 5'te uyanıyordu.
Yaşlı dediğin saat 12'ye kadar uyur.
Tamam anneannem ve dedem yaşlı olduklarından bihaber olsa da ikisi de 65 yaşını çoktan geçmişlerdi.
Kahvaltı çoktan hazırdı anneannemin mercimekli börekleri...bu kadın bir tanrıçaydı.
Yine midemi sucuk cennetine çevirdikten sonra kuzenlerimin gelmesini bekledim.Belki Dilara'yı da getirirlerdi.
Evveeet !!!Kapı çaldı.Gelmişlerdi.
Biz 7 kuzeniz,en büyükleri benim en küçüğümüz ise benim kardeşim.Dilara kuzenim değildi fakat neyim olduğunu da bilmiyordum.
Kapıdan girenleri saymaya başlamıştım.
Ebrar,Eftal,Eslem,Burak,Kayra.
Bitti,Dilara yoktu.
Hangi cehennemdeydi bu !!!
####
Dedem mikrofon çıkardı,"Haydi Eftal"diyip mikrofonu verdiler.Heyecanla bekliyorlardı.
Eftal'i hiç şarkı söylerken duymamıştım,ben de merak ediyordum.
Eftal başlayınca anladım ki herkes benimkinden farklı bir beklenti içindeymiş.
Birden ilahi okumaya başladı ve herkes bitene kadar hayranlıkla dinledi.
Annem "hadi kızım sıra sende"dedi.Herkes heyecanla beni bekliyordu.
Teyzem ben olacakları tahmin edebiliyorum diyip kıkırdadı ve mutfağa geçti.
Gözler üstümdeydi,aklıma gelen ilk şarkıyı,Emilia'nin "Big Big Girl" şarkısını söylemeye başladım.
Herkes dehşet içinde beni dinliyordu.
Çok beğendiklerinden sanmayın,sadece onlar ilahi beklerken, ingilizce bir şarkı söylememdi olay.
Teyzem kapıdan başını uzatıp,haklıydım bakışı fırlattı.Ve sırıtmaya devam etti.
Ama ben ilahi bilmiyordum ki ne bekliyorlardı?
Neyse ki sessizlik bozuldu ve kapı çaldı.O an babamdan "İşte benim kızım" bakışı alınca rahatladım.
Heyy dur bir dakika kapı çaldı !!! Dilara olabilir diye koştum.
Anneannem kapıda birileriyle vedalaşıyordu.
Dün bana gülümseyen aile ve gözünü benden ayırmayan o kız.
Yine doğrudan bana bakıyor,gözlerini kaçırmıyordu.Ama anlamlı da bakmıyordu,gözlerinin feri sönmüş derler ya aynen öyleydi gözleri.
Ankara'ya dönüyorlarmış.Muhtemelen hastaneye...
Ve Dilara yine ortada yoktu.