Bütün gece uyuyamadım,penceremden görünen dolunaya bakıp onunla konuştum.
Sırıtıp duruyordum,sanırım şu gözümden düşüp yastığımda küçük ,nemli gölgeler bırakan damlalara mutluluk gözyaşı deniyor,ben ilk defa mutluluktan ağlıyordum.
Dilara ile yaşayabileceğimiz bütün güzel anıları hayal etmeye çalışıyordum,çünkü hayal kırıklıklarından bıkıp hayallere küstüğüm,hayallerimi terk ettiğim bir anda hayat denen çorbama yeni bir baharat eklenmiş, yeni bir hayalperest katılmıştı ve bana "Ne kadar çok hayal kurarsan o kadarı gerçekleşme şansı bulur.'' demiş,beni buna inandırmıştı.
Bu yüzden Dilara ile ilgili kurabildiğim kadar hayal kurdum ve en sonunda gözlerime yenik düşüp uyuyakaldım.
İşte bugün mükemmel gündü.Zafere uyandığım bir gün.Facebook hesabımı kullanmaktan vazgeçince Instagram'dan Lösev'in paylaşımlarını kontrol edip, üstümü giyindim.Telefonumdaki diğer bildirimlere baktım,birkaç mesaj vardı ama uğraşmak istemedim.
Kuzenlerim,anneannem ve yengem biraz geç kalkarlar onları beklerken zaman geçsin diye köpeğimi de alıp yürüyüşe çıktım.Tüm gücümle havayı içime çekip,kararmamak için köşe bucak kaçtığım güneşin tenime değmesine izin verdim.Aslında seviyorum yüzümü okşayan bu sıcaklığı ama sizin de kararmayı sevmediğiniz bir döneminiz olmuştur belki de.
Bugün sevdiğim herşeyi yapacaktım,bugün mutlu bir gündü.
Eve döndüğümde sucuk kokusu bahçeden duyuluyordu.Sorun şuydu ki bitmiş sucuk kokusu.Dediğim gibi kuzenlerim yemeğe biraz düşkündür.Geldiğimde kahvaltıdan eser yoktu.Beni unutmuşlar.Ama sorun etmedim bugün çok güzel bir gündü.Ve hiçbir şey bunu bozamazdı.
Şansımı halamlarda deneme kararı aldım.Ve işte halamın o mükemmel menemeni.Nasıl da özlemişim.Oturup hem sohbet ettik hem de kahvaltımızı yaptık.
Dönerken de kız arkadaşlarım aradı.Biraz da onların evinde zaman geçirdim,son günlerde pek uğramadığım için küçük bir azarlı gıdıklama seramonisini de atlattıktan sonra eve döndüm.
Kuzenlerim denize girmek istiyormuş,anneannem yolu göstermemi istedi.
Hep birlikte gittik.
Onlar denizde gülüşürken ben de kendime verdiğim sözü tutup yapmayı sevdiğim şeyler günüm sebebiyle şezlonga oturup onların gülücüklerini izledim.Çünkü ben denize girmeyi sevmem ve asosyal gibi oturup sabah 10-akşam 6 kitap okuma seanslarımdan vazgeçemediğim süreçte pek arkadaş edinmemiştim, bazen kitaba ara verip etrafı izlerdim.Bu süreçte kendi kendime yetmeyi ve konuşmak yerine dinlemeyi öğrendiğimi düşünürüm hep.Ve o zamandan beri mutlu insanları izlemek, gülümsememe sebep olur.
Annem ve babam eve dönünce onlarla havuza gittim çünkü geç saatte eve gelirler ve yıldızlar çıkmaya başlar ve ben suya yatıp tek tek ortaya çıkan yıldızlara bakmayı çok severim.
Akşam yemeğimizi yedikten sonra koşmak için dışarı çıktım.Küçüklüğümden beri ne zaman rüzgar esse gizlice parmaklarımı esintinin tersi yönünde kıpırdatırım,çünkü rüzgarı hissetmeyi onunla oynamayı çok severim.Eh bu da bir sırdı ama yazdık artık.Rüzgarlı bir akşam olunca fırsat bu fırsat yürüyüşe çıktım.Kulaklığımı takıp esintinin aksi yönüne koşup kahkahalar atıyordum.Yüzümde,parmaklarımda,at kuyruğu yapılmış saçlarım,da hızla hareket eden bacaklarımda hissediyordum rüzgarı.Deli olduğumu düşünmeyin bu da benim yaşamı kutlama,Tanrı'ya şükürlerimi sunma,belki de gülümsemek gibi mutlu olma yolum.
Telefonuma bir bildirim sesi gelmişti.Sanırım artık kontrol etme vaktiydi.Açıp tüm mesajlarımı okudum ve tabi ki ilk olarak beni hep koruyup kollayan Dilara'dan sonra edinebildiğim en iyi arkadaşımdan gelen mesajları açtım.(ismini veremiyorum şimdilik saklamayı tercih ediyor)
Ekranımda bir damla vardı,o kısımdaki harfleri bir büyüteç gibi daha büyük gösteriyordu.Sonra bir tane düştü,ve bir tane daha.Birkaç saniye sonra hüngür hüngür ağlıyordum.Ama bunlar tanıdık gözyaşlarıydı,mutluluktan değillerdi.
Eve koştum,annem hemen arkamdan odama girdi.
+ Ne oldu tatlım?
-Tam Dilara kurtuldu şimdi de *****'i almakla mı tehdit ediyor Tanrı beni ,anne ***** mesaj attı,geçen ay baş ağrıları için hastahaneye gitmişti.Tümör oluşumu başlamış.
+Çok üzüldüm tatlım Tanrı şifa versin.Dilara da *****'da kurtulur Allah'ın izniyle.
- Annecim Dilara zaten kurtuldu ya,Ebrar söyledi kanser hücrelerini atmış iyileşti artık haberin yok mu? :)
+Senem çok üzgünüm,Dilara yoğun bakımda.Ebrar eksik anlatmış.
Dilara kanser hücrelerini attıktan sonra beyin kanaması geçirdi,şuan yoğun bakımda ve ciğerleri iflas etmiş,kendi kendine nefes alamıyor.Çok üzgünüm.