Anneannem kapıyı kapattıktan sonra içeri geri geçtik.
Vedalaşma sırası bizdeydi.
Küçük büyük herkesi öptük.
Bu afyonlulara özgü bir şey mi bilmiyorum ama vedalaşırken insanlar
sana sarılıp önce sağ yanağını öpüyor sonra sol yanağını ve tekrar sağ yanağını öpüyorlar.Tüm bunları yaparken de elleriyle sırtını sıvazlıyorlar.
İstisnasız herkes.
Artık yola çıkmıştık.
Dilara'yı görememenin huzursuzluğu vardı içimde.
Annem yolluk hazırlamıştı.
Bana kek verdi.
Kekimi yerken hala Dilara'yı düşünüyordum.
Annem "Mutsuz görünüyorsun tatlım, eve gittiğimiz için mi ?"dedi.
"İyiyim merak etme" dedim ve sahte bir gülücük kondurdum yüzüme.
Ne annem ikna olmuştu buna ne ben ama zorlamamıştı konuşmam için.
Ama ben susmaya dayanamadım.
Anne "Dilara neden yoktu?" dedim.
"Geldi ya tatlım görmedin mi?"dedi.
Nasıl yani Dilara gelmişti ve ben onu farketmemiş miydim?
İmkanı yoktu.
"Görmedim neredeydi?"
"Misafirlikte sofranın karşısındaki koltukta oturuyordu."