14.Bölüm: +Yolculuk nereye?+

20 3 0
                                    

"Ahhh"

"Sızlanma bebek gibi"

"Seninde kopan kolunu dikseler sende sızlanırdın."

"Merak etme elimde gördüğün şişe son teknoloji ilaç eskisinden daha iyi olur!"

"Bu tür ilaç tarzı şeyleri sadece avcıların ürettiğini sanıyordum."

"Hakkımda bilmediğin çok şey var."

Kolunu ciddi bakış atarak tuttum "Bilmek istiyorum nedir? Deniz neden gizemlisin?"

"Asla öğrenemezsin."

"Birgün bu lafını yutarsın bak demedi deme sen daha öykü yankı'yı tanımamışsın."

"Ahh yeterince tanıdım" dedi ve devam etti:
"Cesur güzel ve cazibeli."

"Hım aynı zamanda inatçı tuttuğunu koparan ve hırslıyımdır!"

"Seni bu yüzden seviyorum" dedi ve gülümsedi bende ona gülümsedim.

Saate bakıp geç olduğunu anladığımda ayağa kalktım."Gitmeliyim bizimkiler çoktan yatmışlardır."

"Eve giden normaller gibi konuştun."

"Bazen o hayatımı özlüyorum." dedim.

Çok üzgün bir ifade takınmış olmalıyım ki deniz o mavi gözlerini bana dikerek yaklaştı.Yanaklarımdan tutup teselli verirken:

"Endişelenme ben hep yanındayım" dedi.

Bir an onun yerinde ali olduğunu düşündüm,çok romantik olurdu.

"Deniz sana hislerim var mı yok mu net olarak bilmiyorsun.Yine de bana yaklaşıyorsun neden?"

"Çünkü sevmesen bile eninde sonunda seveceğine inanıyorum."

"Neyse ben gideyim artık!" diyerek gözlerimi kaçırıp kapıya yol aldım.

Odadan çıktığım an rahat bir nefes aldım.

Deniz'in yanında olmak beni huzursuz ediyordu.

Onun hislerine güvenmiyor kuşku duyuyordum.Tehlikeli bir havası var.Yine de hep zor zamanımda yanımda olmayı başarıyor.

Onun aksine ali bana huzur veriyor.Onun kollarında olmak ona yakın durmak istiyorum ama yaşadıklarımız hep kalp kırgınlığı ve yanlış anlamalardan ibaret!

Ne dersiniz? Belki de ben kendimi iyi ifade edemiyorum he.

Kapıyı açtığım an kapı arasına sıkışmış not yere düştü.

Orada olduğunu bile farketmemiştim.

"Seninle hemen buluşmalıyız öykü.Ben öz baban" yazıyor altta bir adres vardı.

'Bu da bir oyun mu?' diye düşünmeden edemedim ama onu ouster'da hiçbir yerde bulamadım.Belki de odur.

Bu gecelik bunu düşünmeyecektim.

Ertesi gün valizimi hazırladığımda dila tepemdeydi."Hoop yolculuk nereye?"

"Gelince anlatırım fazla vaktim yok dila" dedim.

Çokta üstelemedi.Ouster'dan çıktığımda tek dikkatimi çeken beni hüzünle izleyen ali oldu.Ona karşı ne hissettiğimi bilmiyorum
Ama bu bağlılık arkadaşlıktan öteydi.

Gideceğim yer avcıların bile bilmediği bir yer.

Oraya gitmek için sınırı geçmem gerekiyor!

Ama sınırda yine polisler var,lanet olsun!

Bu virüs yayıldığından beri dış ülkelerden ya da şehir dışından gelen kişileri tarıyorlar.

Virüslü olanları avcılara teslim ediyorlar.

Boş bir polis aracı görünce şansıma şükrettim.

Allah'tan içinde şapka gözlük kıyafet hepsinden bir çift var.

Hemen araçta üzerimi değiştirip gaza bastım.

Araçta bulduğum polis kimliği ile kahkaha atmamak için dişlerimi sıktım buğün ne ballıyım be!

Kimliği sınırdakileri tarayan polis'e uzatıp "memur serap aydın ufak bir işim var çıkmalıyım" dedim.

Hiçbir şey demeden yolu açtı.

Sınırı geçince araç ve kıyafetleri çıkarıp onları orada bıraktım hadi ama çalıntı eşyalarla gideceğimi mi sandınız?

Bagajdan da bavulumu çıkarınca ormana doğru ilerledim.

Orman'ın ilerisinde bir köy vardı onu geçince dağ'ın yakınlarında bir yamaç klübesi var.Oraya gitmeliydim.Köye vardığımda dermanım kalmamış dizlerim ağrımaya başlamıştı.

Traktör süren bir köylü "Yoruldun kızım galiba.İstersen seni gideceğin yere bırakayım."

Tam olarak o yeri söyleyemezdim ama en azından az da olsa yardım edebilir.

"Hah sağolun.Köyün dışına bırakabilirsiniz."

Buradan yürümeye kalksam gece karalıncaya dek köyden çıkamayacağım aşikar!

Yarım saat geçmeden köyün dışına çıktık.Teşekkür edip traktör'den indim.Dağ hemen önümdeydi.

Haydi kızım öykü gerisi sana kalmış#!

Bir cesaretle dağ'a çıktım.Dik bir yokuştan indiğimde bir yamaç klübesi gördüm yanında bir göl olan güzel bir klübe.

Kapıyı çaldım.Yaşlı biri çıkınca " Ben öykü yankı babam buranın adresini vermişti" dediğim an adam bana sarıldı."Kızım " dedi.

Böyle değişik bir şeydim işte.Öz babama Babam buranın adresini verdi diye soru sormaya kalkıyordum.

İçerisi loş ışıkla kaplı küçük bir odaydı.

Yaşlı adam sallanan sandalyesine geçip oturdu.Yaşlı dediysem 50'lilerin sonlarında görünüyordu o kadar!.

"Seni buraya neden çağırdığımı merak ediyorsun."

"Evet " dedim soru değildi belki ama cevaplama ihtiyacı hissettim.

"Yıllar önce ouster cennet yurdu gibiydi.Güvenli ve dürüst ancak zamanla avcıların eline geçti.Senden ricam ousterdan uzak dur."

"Bir dakika levent tuna bey yani baba! Ouster'dan uzak dur da ne demek?"

"Oradaki çalışanlar öğretmenler hepsi avcı kızım! En iyi virüslüyü arıyorlardı bildiğim kadarıyla.Bulmuşlar mı hiç bilmiyorum."

"En iyi virüslüyü bulup ne yapacaklar!"

"Onu da avcı yapacaklar!"

"Ne!! " dedim ama bu mümkün değil. son.

-OUSTHER-👌(TAMAMLANDI✔️)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin