"Lanet olsun burada ne olmuş?"
Üvey babam delinmiş toprağı gördü sonra etrafına bakıp da beni görmeyince çıldırdı! "Avcılar hemen buraya gelin " diye bağırdı!
"Mmm " diye bir ses duydu.Deli,o avcı'nın ağzını düzgünce kapatamamıştı sanırım.
Birşey yapmazsam yakalanacağız!
Hemen üvey babamın üstüne atladım ve onu boğmaya çalıştım.
Nefessiz kalınca kıpkırmızı oldu.Eğer ardımda ayak sesleri duymasaydım onu orada öldürecektim ama "Sakın kıpırdama," diye seslenen avcı'nın sesiyle irkilip üvey babamı yaşlı adam ve kadınlara attım.Yaşlı adam onu halleder.
Odadan çıkarken kapının dibindeki avcıya bir sağ proje attım.
Öndekilere ise birkaç tekme ve yumruk.
Avcı'nın cebindeki silahı da aldım.
Hemen üstteki duvardaki bir boşluğa zıpladım.
Böylece onlara ateş etmesi kolay oldu!
Tepedeki camı kırdım ve kapağı açınca temiz havayı içime çektim.
"Yaşlı adaaam?"
Yaşlı adam "Sen bizi merak etme kızım git kendini kurtar!"
Beynime kan sıçradı resmen,onları bırakıp nasıl giderim?
Bu bir kahramana yakışmaz!
Aniden yaşlı adam'ın önündeki avcı'nın üstüne atladım.Avcı bayıldı öbürleri de silahlarını bana doğrulttular!
Yerdeki avcının baygın mı ölü mü olduğunu bilmediğim bedenini önüme siper ettim.Böylece avcıların silahlarından çıkan kurşunlar ona isabet etti.
"Hayır sizde geliyorsunuz! " diyerek yaşlı adama döndüm.
Yaşlı bunak "İnatçı kız" dedi.
Kadın "Bunak çok iyi sıçrayamıyor kızım.Sen onu yukarı sıçrat biz peşinden geliriz."
"Peki."dedim ve yaşlı adamı alarak açtığım kapağın yanına tekrar zıpladım.
Onu çıkardım.Yaşlı adam "Nereye gidelim kızım?"
"Outer! Ouster'a gidelim."
"Ouster'ı biliyorum.Tımarhane diye bilinen sığınma merkezi değil miydi ora?"
İri kadın "Fazla zamanımız yok çene çalmayı bırakın!"
dedi ve o da çıktı.Zayıf olan kadın da çıkınca bir ben kaldım.
İri kadın "Elini ver seni de çıkaralım!"
Tam elimi vermiştim ki vuruldum! "Ouster! Lütfen bana yardım edin !!" dedim ve düştüm.Sırtım sert zemine çarptığında bilincim de yavaş yavaş kapanıyordu.Aniden ali'yi gördüm ve o gülen gözlerini.. .........
Sonra aniden herkes görüş alanımdan çıktı.
Yaşlı adam ve kadınlar hepsi bir bir zihnimden siliniverdi.
Uyandığımda yine aynı odadaydım ama bu sefer kumun içinde değildim.Ayağım zincirlenmişti.
Şimdi deli ile karşılıklı misket oynuyorduk.
Yaşlı adam ve kadınlar kaçmıştı ama deli de benim gibi kaçamamıştı.
Birden kapı iğrenç bir cızırtı ile sonuna dek açıldı.
Üvey babam karşımda 'seni gidi' der gibi parmağını bana sallıyordu.
"İyi denemeydi.Bir ara harbiden kaçacağını sandım.İyisin iyi.Ya sen deli,ölü numarası yapmayı nasıl akıl ettin.Sen deli değil miydin yoksa?"
"Deliyim ben deliyim."
"Kaçmak yerine misket oynuyorsun ha? Çok rahatsın."
"Arkadaşlarım gelip beni kurtaracak artık kaçmama gerek yok."
"Tamamen hayal görüyorsun öykücüğüm deli ile kala kala delirmişsin sende öykücüğüm!"
"Bak görürsün onlar gelecek!"
"Her zamanki pozitif hayat dolu öykü!! Hayal kurmaya devam et sen.. ."
"Bende bekliyorum bakalım kim haklı.Eğer benim dediğim çıkarsa bir daha kaçmayı denemeyeceksin eğer senin dediğin çıkarsa canını almaktan vazgeçeceğim."
"Kabul." dedim.İkimiz içinde en uygun teklifti bu.
Akşama kadar bekledim.Bir gün geçti.
İki gün daha.. .
Ve hatta 1 hafta sonra.. .
Hergün bir öğün verdikleri pirinç pilavını yiyordum.Daha şimdiden 10 kilo verdim.
Üvey babam her öğün uğruyordu.Bu öğlen yine geldi.
"Eee? Seninkilerden ses seda yok he?"
"Efendim güvenlik kilidi kırıldı!"
diyen bir avcı'nın sesi ile solmaya başlayan umutlarım yeniden doğdu!Babam " Nasıl,bu nasıl olur?"
Birkaç dakika içinde yere düşen nöbetçiler ile üvey babam farketmediği birinden aldığı darbe ile yere yığıldı.Sonra o şahıs üvey babamı duvara kelepçeledi.
O şahıs deniz'den başkası değildi.
"Öyküü.."
"Deniz?"
Ayağımdaki kelepçeyi açtığında ona sarıldım.
"Şimdi arkadaşların ve patronuna ihanet ediyorsun,farkında mısın?" dedim.
"Boşver zaten onlardan sıkılmıştım."
"Keşke beni ölüme terketseydin!"
"Asla bunu düşünemem öykü! Seni seviyorum," diyerek yanaklarımı avuçladı.
"Ve sensiz bir hayat düşünemiyorum.Asla!"
Duvar'ı elindeki son teknoloji lazer ile çıkacağımız boyutta kesti ve çıktık.
Kapıda duran motor'un kaskını bana uzattığında bende alıp taktım.Adrenalin severim ancak hayatımda ilk kez motora binecektim.
Deniz'in arkasına yerleştiğimde "Sıkı tutun hazır mısın?" dedi.
"Evet " dedim.
Gaza bastığında ouster'a kadar giden soluksuz yolculuğumuz başladı.
Ouster'da indiğimizde kalbim motora binme'nin verdiği heyecan ile güm güm atıyordu.
"Bir motora binmek nefes kesiciymiş,bana bu deneyimi tattırdığın için teşekkür ederim." dedim.
Ancak gözlerim ali'yi bulduğu an yüreğimi bir korku sardı.Tam "hoşçakal " diyerek arkamı dönmüştüm ki deniz "Öykü!" deyince ona dönmek zorunda kaldım.
Motordan kalkıp geldi ve eğilerek yanağıma küçük ve saf bir öpücük kondurdu.
Aslında dışarıdan saf görünen masum olan bu öpücük ali'nin öfkeli bakışlarıyla bana kendimi suçlu hissettirdi.
O motorunu çalıştırıp giderken bende ali ile yüzleşmekten korktuğumdan oradan uzaklaştım.SON.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-OUSTHER-👌(TAMAMLANDI✔️)
AventuraTımarhane diye bilinen ouster,virüslü kişilere yardım etmek amacıyla kurulmuş bir sığınma merkezidir. Öykü Yankı,virüslü köpeklerin saldırısına uğrayana kadar ouster ile bağlantısı olmayan sıradan yaşamı olan sıradan biriydi. Birgün okuldan eve geli...