Herkese Merhaba. Bölüme başlamadan önce, kitap karakterleri için önemli olan detayları kısaca dile getireceğim. birkaç değerli okuyucumun yorumları neticesinde bunu detaylı olarak belirtmem gerektiğini hissettim.
!ÖNEMLİ BİLGİ KÖŞESİ!
Volkan, Berk ve Temmuz aynı mahallede büyümüş 3 arkadaş. Arkadaşlıklarının tam tarihi yok. Bu yüzden 10 yılı aşkındır diyerek belirtiyorum sözü geçtiğinde.
Volkan'a aşık olduğu zaman ise 2-3 yıl gibi bir süreye tekabül ediyor. 1 Senesi kabullenme, hoşlantı ve hayranlık adı altında geçti. Diğer 2 sene de gerçekten aşık olduğunu fark etti.
~*Temmuz Can Çırak: 23 Haziran 2001 doğumlu
(21 Yaşında) 1,83 boy~*Berk Ergenekon: 4 Ocak 1999 doğumlu
(23 Yaşında) 1,85 boy~*Volkan Destan: 12 Kasım 1999 doğumlu
(23 Yaşında) 1,80 boy~*Can Kartal: 9 Mart 1999 doğumlu
(23 Yaşında) 1,87 boy~*Zeynep Çırak: 3 Şubat 1997 doğumlu
(25 Yaşında) 1,72 boy~*Ezgi Kartal: 16 Temmuz 2016
(6 Yaşında) 108 cmTarihler ile aram gerçekten kötü, bu yüzden bazı yerlerde Temmuz'u 23 yaşında demişim, bazı yerlerde 21. Asıl doğru tarihler bunlar arkadaşlar. ^^
***
|26 Haziran Akşam Saatleri|
-
Rüzgarın yumuşak ama üşütmeyen esintisi denizin dalgası ile daha sert bedenime çarpmaya başladığında eğik başımı kaldırdım ve ucu görünmeyen denize yorgun bakışlarımı çevirdim. Çıkmaza sürüklenmiş hislerimi en iyi anlatan şey sanırım bitiş noktasını göremediğim denizdi. Bende kalbimin içinde, bitmek bilmeyen bir karanlığın ortasında ilerliyordum. Ne zaman aydınlığa çekilir ve kasvetten kurtulurdum, bilmiyordum.
Sağ tarafımdan yüzüme çarpan rüzgarı kesen bedenin sahibi, bana doğru su şişesini uzatarak cebinden çıkardığı sigarayı ağzına götürdü. Saatlerdir burada oturuyorduk. Henüz yanımdan ayrılmamasının nedenini, dalgalarla dans eden denize atlamamdan endişe ediyor olmasına yoruyordum.
"Çok garip." dedim yanımda sessizce oturan adama.
"Neymiş garip olan?" dedi sigarasından bir nefes çektiği esnada.
Başımı ona çevirip yüzünü inceledim. Sigaranın dumanı gözlerini kısmasını sağlamıştı. Anlına dökülen saç tutamları, rüzgarın esintisi ile dans ediyor gibiydi.
"Soru sormuyorsun."
Dudaklarının düzlüğü, kurduğum cümle ile kıvrıldı. Bakışlarını denizin ufkundan çekmeden derin bir nefes aldı.
"Soru sormamı mı isterdin?"
"Hayır." dedim hemen. "Sadece, insanlar üzgünken çok fazla soruya maruz kalır."
"Ama şimdi, sen bunu deyince, soru sorasım geldi." Muzip bakışlarını bana çevirdi. "Sorayım mı?"
Kendime engel olamayarak güldüğümde, oda bana eşlik etmişti. "Sorabilirsin."
Yüz ifadesinin anbean değişimini izledim. "Bunu kendine neden yapıyorsun?" dedi büyük ciddiyetle.
Yaşadığım şeyleri bilememesine rağmen nokta atışı yaparak kafamda dönüp duran soruyu dile getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homo-Fobik bxb
Roman pour AdolescentsEşcinsel konulu bir kitaptır. Homofobik iseniz lütfen kitabı okumayınız. "Seni görmek güzel maskeli çocuk."