|25 Haziran Akşam Saatleri|
-
Berk, sıkıca kavradığı bileğimin ardında temkinli adımlarla koridoru yürüdüğü sırada, tıkırtının üst kattan geldiğini fark etmiştim. Merdiven basamağına adım attığımda, Berk'in elindeki demir ayakkabı çekeceğine göz gezdirdim. Eğer içeride bir hırsız varsa, demir çubuğun pek işimize yarayacağını sanmıyordum.
Her adımda kulağımı dolduran ses kuvvetleniyordu. Bir kadın ve erkek sesiydi. Kalbimi döven seri atışların beraberinde korkum aslında bir hırsızla karşılaşmaktan çıkmıştı. Göreceğim şeylerin ağırlığı altında ezilmekten korkarak ablamın odasına doğru yürüdüm. Kapı aralıktı. Berk benden önce içeri adım attığında, bizi hala fark etmeyecek kadar birbirlerine odaklanmış olmaları kaşlarımı çatmamı sağlamıştı.
Ablamın yanında oturan adam, ablama doğru yüzünü yaklaştırdığı esnada nefesimi tuttum. Bunu görmeye hazır değildim. Bileğimi tutan parmaklar sıklaştığında bakışlarımı Berk'e çevirmiştim ki, yüzümün yanından hızlı bir şey geçti. Odayı dolduran inilti ile gözlerim irileşirken, ablamı öpmeye hazırlanan adam yere yığıldı. Berk, adamın kafasına demir ayakkabı çekeceğini fırlatmıştı.
"Lan namussuz pezevenk!" diye hiddetle bağırdı Berk.
Ablam, önce yerde yatan adama sonra kapı pervazında duran Berk ve bana baktı. Gözleri beni görmesi ile utançla irileşmişti. Yerde yatan adama refleks olarak eğildiğinde başını kaldırıp öfkeyle Berk'e baktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun Berk!?" dedi bağırarak. Adamın nabzını kontrol etti. "Yıldırım! Hayatım uyan!"
"Birde hayatım diyor." diye yükseldi Berk.
Berk'in öfkesinin yanında pasif kalan tepkim kaşlarımı çatmama sebep oldu.
"Abla bu adam kim?" diye sordum ifademi sert tutmaya çalışarak.
Kaba tabirle yobaz görüşlü biri değildim. 24 yaşında bir kadın, nasıl davranmasını gerektiğini bilmeliydi. Bu yüzden odasına bir erkek atması garip hissetmeme sebep olsada, tercihlerine karışma hakkım yoktu.
"Evet bu kim?" dedi Berk hızla.
"Sana bahsetmiştim," diye açıkladı iğneleyici bakışları ile Berk'e baktığı esnada. "Erkek arkadaşım, Yıldırım."
"Mesaiye kalacağım demiştin." dedim fark ettiğim yalanına karşın. "Bizde sizi hırsız sandık."
Yerde yatan adama yaklaştım ve yatağın üzerine çıkarmak için ablama yardım ettim.
"Hani erkek arkadaş yapamayacak kadar meşgul bir hayatın vardı." dedi Berk hesap sorar gibi. Gibisi yoktu, gerçekten hesap soruyordu.
"Demek ki müsait olasım gelmiş Berk." dedi öfke saçan gözlerini çekmeden.
"Allah Allah."
"Ne oluyor amına koyayım?" dedim ikisi arasındaki garip diyaloğa karşın. Yatakta hareketsizce yatan Yıldırım'ın açılmış yakasında gördüğüm ruj izlerine karşı yutkundum. Hayatımda her şey güzel gidiyor gibi, bir de ablamı erkekle basmadığım kalmıştı.
"Bana bir şey verin." dedi ablam korkuyla. "Kolonya, ayıltıcı bir şey. Yıldırım uyan!"
"Birazdan uyanır." dedi Berk düz bir tonda. "Çok sert fırlatmadım."
"Öyle mi?" dedi Ablam yalancı bir alayla. "Ya beyin sarsıntısı geçirdiyse? Salak mısın sen? Koskoca demir çubuğu nasıl fırlatırsın?"
"Sana özel bir durum yaptığımı düşünerek saçma sapan düşüncelere kapılma." dedi Berk dişlerinin arasında. "Temmuz hırsız sandı, korktu. Bende karanlıkta bu dallamayı hırsız sanıp fırlattım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homo-Fobik bxb
Novela JuvenilEşcinsel konulu bir kitaptır. Homofobik iseniz lütfen kitabı okumayınız. "Seni görmek güzel maskeli çocuk."