Bölüme başlamadan önce şunu belirtmeliyim ki,
Bu kitabı aslında yazma sebebim eğlenmeniz ve iyi hissedeceğiniz bir kitap okumanızı istemekti ama kitap nedense hüzünlü oluyor ahahah sebebi sanırım depresif bir kişiliğimin olması. Komedi tarzı bir kitap yazmak isterken ortaya karışık çok garip bir kitap oldu bu...Ve umarım yazım hatası yoktur. İnsan okusa bile gözden kaçırdığı yerler olabiliyor. Lütfen söylemekten çekinmeyin^^
-
Yıldızlara asılmış binlerce ceset var gökyüzünde. Biri belki de sen.
-G. Karaca***
1 hafta sonra
-
"Temmuz!" diyerek bana bağıran annemi duymazdan gelmek istesem de, odamın kapısı çalınmadan açılınca göz devirerek uzandığım yerden doğruldum.
"Götünü devirip yatmayı bırak da, Ahu teyzenlere yardıma git." dedi annem kibar sözleri ile.
"Sabahın köründe neden Ahu teyzelere gidiyorum acaba ben?" dedim homurdanarak.
"Ahu'nın fırını daha iyi yemek pişiriyor." dedi ciddi ciddi. "Fırınını getirmesini istedim ama Berk taşıyamıyormuş, Temmuz gelsin dedi."
"Anne komşudan tuz isteyeni gördüm de," dedim hayretler içerisinde. "fırın mı istenir?"
"Temmuz çene yapacağına, git de Berk'e yardım et. Zaten yoldalarmış." dedi acele ile. Kapımın kulpunu bırakıp içeri giderken konuşmaya devam ediyordu. "Şu bizim Kartal Pastanesinin ordalarmış."
Duyduğum pastane ismi ile ayaklanan bedenim duraksadı.
Senin denk gelişine edeyim dünya.
Söve söve üzerime geçirdiğim siyah eşofman altı ve siyah tişörtü giyip dağınık saçlarımı umursamadan evden çıktım. Havanın düne göre sıcak olmaması, Berk ve benim için iyiydi. Çünkü bugün bahçeyi düzeltecektik. Bahçemizde hiç ağaç olmadığı için güneşin üzerimizde olacağı bir gün olacaktı, bu yüzden havanın serin olması içten içe sevinmemi sağladı. İstemeye istemeye girdiğim sokakta gördüğüm tanıdık sima ile kaşlarım çatıldı. Berk, çenesini yasladığı orta boyuttaki termostatlı davul fırını kucağında tutmuş, pastanenin dışarıda yer alan masalarından birinde oturuyordu. Onun bu haline gülerek yanına yaklaştığım esnada, gözleri beni buldu.
Gerçekten, bunu taşımakta mı zorlanmıştı?
"Günaydın herkül." dedim kinayeli bir tonda. "Fırını taşıyamadığını duydum."
"Küçük olduğuna bakma," dedi gururuna yediremeyip. "İçi ağır bunun."
Gülüp kollarından fırını çekip aldım. Çok ağır değildi ama hafifte değildi. Evlerinin ve bizim evin arasını hesaba katarsak, yarım saattir bunu tutuyor olması ister istemez insanı yorabilirdi. Bu yüzden dalga geçmeyi sonlandırıp pastanenin içine kısaca göz gezdirdim.
"Ahu teyze nerede?"
"Pastanenin sahibi ile konuşuyor." dedi geçiştirmek ister gibi. Sorum onu rahatsız etmişti sanki. "Hadi biz gidelim. Annem gelir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homo-Fobik bxb
Novela JuvenilEşcinsel konulu bir kitaptır. Homofobik iseniz lütfen kitabı okumayınız. "Seni görmek güzel maskeli çocuk."