SUS...! /2.BÖLÜM

7.6K 242 17
                                    



Kaçış...

Hayatımda hiç bu kadar büyük bir korku yaşamamıştım. Kalbimin sesini kendim bile duyabiliyordum. Arkama bakmayı o kadar çok istememe rağmen yapamam. Ya uyanmış pencereden ya da kapıdan bana bakıyorsa ne yaparım ne söylerim bilmiyorum. Yakalanırsam sen sızmıştın, uyandırmaya çalıştım ama duymadın beni, ben içkiden çok kötü oldum hastaneye gidiyordum desem, inanır mı acaba? Belki bu kısmına inanır ama benim arabama binse bagajda ki eşyaları görse işte o zaman biterim. İşte bu korkuyla eve doğru bakamıyorum. Elim ayağım titriyor kontağı sanki çalıştıramayacağım. Ama yapmam lazım bir an önce buradan uzaklaşmam lazım.

Evet, nihayet oldu. Arabayı çalıştırmayı başardım. Allah'ım bana yardım et! Ana yola çıkmam lazım. Ondan sonrası daha kolay. Haftalardır planımın her saniyesini tekrar takrar düşündüm ve hesaplar yaptım. Saat şu an gecenin ikisi. Bir anormallik olmaz ise saat yedide uyanır. Aslında ben evde olsa idim mutlaka kahvaltı sofrasını hazırlamış olurdum. Kahvaltı hazırladığım günler hiçbir şey yemeden gider ama ne zaman kahvaltı hazırlamasam, neden hazırlamadın diye sorar. Hastaneye gidiyorum notumu görünce kahvaltısının hazır olmadığını önemsemeyecektir. Zaten hem dersi var hem de eğitimi var. Saatlerce titizlikle ona hazırlanır ben aklına bile gelmem.

Çağrı, Üniversite birinci sınıftan arkadaşım. O sıralar hoşlandığım ama bir türlü açılamadığım çocuk. Açılamazdım çünkü okuldan bir kızla çıkıyordu. O kızı nasıl oluyor da beğeniyor diye hep kendi kendime şaşırdığım bir konuydu. Bana göre daha iyi daha güzel bir kızı hak ediyordu. Kız çok sıska olduğu için ne giyse üzerinde giydikleri emanetçiye asılan elbiseler gibi duruyordu. Ama ne hikmetse Çağrı kızın ağzının içine bakıyordu. Yani ne zaman görsem çok eğleniyor ve mutlu görünüyorlardı. Çağrı için çocuk dedim de şu an otuz beş yaşında. Evlenip o da ayrıldı. Karısı yurt dışına biriyle kaçmış. Karısı da çok zengin bir ailenin kızıymış. Ortada ihanet olduğu için karısından da yüklü bir para kaldırmış. Tazminat almış. Hem babadan zengin hem de kendi de başarılı bir iş adamı olup zenginliğine zenginlik katanlardan. Sık sık basında yer alıyor başarıları ben de oradan öğrenmiştim. Yoksa ne mümkün onunla görüşmem. Kenan benim geçmişimi yok ettiği için. Halbuki arkadaşlarım sık sık bir araya geliyorlar. Ben de eskiden katılıyordum ama evlendikten sonra hiçbirini göremedim uzaklaşmak zorunda kaldım.

Bazen yaşadıkları ağır gelir insana. Sorgular durmadan onu, bunu, kendini, yaşadıklarını ya da yaşayamadıklarını. Bu kadar haksızlığı da hak etmedim der kendi kendine. Başkaları iyi şeyleri yaşıyor ya, benim neyim eksik de ben yaşayamıyorum der. Düşünür dünü ve bugününü... Üst üste gelmiştir sıkıntılar bunaltmıştır haklı olarak. Kaçmak ister, kurtulmak ister. Çünkü artık sözün de sabrın da bittiği yerdedir. Konuşmak ister...Konuşamaz...Konuşturulmaz...İyi de sus...! Sus...! Sus...! Nereye kadar? Çareyi kaçmakta bulur sarılır uzanan ilk ele. Çaredir o el ...Ümittir o el...

İşte tam da içinde bulunduğum durum bu idi. Onun için hemen aradım kendisini çok şaşırdı ama buluşmayı da hemen kabul etti. Önce o da inanmadı. Daha doğrusu inanamadı. Tekrar takrar anlattım her şeyi gözyaşları içinde. Beni diri diri mezara koyacak ne olur bana yardım et dedim. O da Kenan'ı okuldan tanıdığı için çok şaşkındı. Ama sonunda diğerleri gibi bana inanmamayı değil inanıp yanımda olmayı tercih etti. Bana hiç bilmediğim bir dünyanın kapılarını açtı. Bana kalsa sadece uzaklara gidecek, kabuğuma çekilip yıllarca saklanacaktım.

Çağrı ile buluşacağım o gün, Kenan'a kadın doğum için muayeneye gideceğim, senin gelmene gerek yok hayatım dedim. Tamam dedi hatta kadın doğumcuya gittiğimi duyunca baya keyiflendi hadi bana müjdeli haberi ver artık dedi. Her şeyi kuralına uygun yaptım tabii, fiş aldım muayene oldum hatta eve gelince muayene olduğum fişleri de ortaya göreceği bir yere koydum ki şüphelenmesin diye. Öyle de oldu bütün gece keyifliydi. Ben ise Çağrı'nın benim için yaptığı planı düşünüyorum. Başarabilecek miydim? Ya anlaşılırsa ya yakalanırsam diye ödüm kopuyordu. Bunu yıllar içinde defalarca düşünmüş ama sonra hep korkup vaz geçmiştim. Her vaz geçtiğimde de tekrar yenilgiye uğramışlığın, çaresizliğin içinde kalıp kendime olan güvenimin de yeniden azalmasına sebep oluyordum. Ama bu sefer buna izin vermeyecektim. Çünkü bana bir el uzanmıştı. Kendi ailemin bile uzatmadığı eli Çağrı bana uzatmıştı. Ona güveniyordum zaten başka çarem de yoktu. Çağrı ile konuştuktan sonra kendime olan güvenim yerine gelmeye başlamıştı, hem de çok uzun zamandır olmadığı kadar içimde ki tüm korkularıma rağmen...


SUS...!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin