Çünkü emin ol, ben kandırılmışsam sen mahvolmuşsundur.

1.5K 144 44
                                    

LÜTFEN YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN.

***

"Kai. Artık beni çekiştirmeyi bırakır mısın?" Arabaya doğru yürürken aynı şeyi bir papağan gibi tekrarlamaya devam etmiştim. "Hemen gitmemiz lazım diyorum Sehun. Sallanmadan yürü yoksa omzuma atacağım seni." O da benim gibi aynı tehditi bıkmadan tekrarladığında başka bir şey söylemeye karar vermiştim. "Tao denen çocukla konuşmamam için çekiştiriyorsun beni. Ne o, eski sevgilin falan mı?"

Kafamı zorla arabanın içine sokup kendi koltuğuna oturduğunda saati kontrol edip arabayı çalıştırdı. "Evet, onunla konuşmanı istemiyorum. Hayır, eski sevgilim değil." Bir süre sessiz kaldık. "Eski sevgilin değilse ne o zaman? Eğer gerçekten Luhan'ın kuzeniyse iyi biridir. Anlaşabilirdik, şu yaptığının hiçbir mantıklı açıklaması yok." Aniden arabayı inletecek bir kahkaha attığında, neredeyse yerimde zıplamıştım.

"İyi biri mi? İyi biri diye bir şey yoktur Sehun. Kandırma kendini." Kaşlarım istemsizce çatıldı. "Kendimi kandırmıyorum." Bir an için bana baktıysa da sonrasında gözleri yine yola dönmüştü. "Dikkat et Sehun. Bazen çok saf oluyorsun ve...etrafındakilerin seni kandırmalarını istemiyorum tamam mı? Şu Taehyung meselesi, biliyorsun işte." Göz devirip bende onun gibi yola döndüm. "Etrafımda sen varsın. Ayrıca... kandırmaktan bahsetmişken... Bence asıl dikkat etmesi gereken kişi de sensin Kai. İşin sonunda kandırılan ben oluram eğer, etrafına iyi bak olur mu?" Güldü. "O niyeymiş?"

"Çünkü emin ol ben kandırılmışsam sen mahvolmuşsundur." Göz ucuyla bana döndüğünü görmüştüm ama ona bakmadım. Sadece aklımdan geçenleri söylüyordum çünkü içim hiç rahat değildi.

Bir süre sessiz kaldık. Hafifçe öksürdüğünde ona dönmüştüm. Dikkatimi çekmek için yaptığını biliyordum. "Tao, Luhan'ın öz kuzeni. Eskiden bizim yanımızdaydı. Tehlikeli biri. Eli kolu her yere uzanır. Aynı zamanda Kyungsoo ile beraberlerdi. Sonra ayrıldılar ve Çin'e gitti. Luhan sürekli gelip gidiyor zaten ama Tao bir daha dönmedi." Hızlıca anlatıp gaza biraz daha yüklendiğinde, araba etrafımızdaki ağaçlar silikleşecek kadar hızlanmıştı.

"Peki şimdi neden döndü ve Yifan neden onu merkezden uzaktaki bu eve gönderdi?" Çabucak sorduğumda vitesi değiştirip biraz yavaşladı. "Söyledim ya. Eskiden Tao ve Kyungsoo birliktelerdi. Yifan onları aynı ortama sokmak istememiş olabilir ama önemli olan bu değil. Tao'nun eli merkeze dağ başından da uzanır."

Kafamı sallayıp yüzünü incelediğimde elim istemsizce dizini bulmuştu. "Peki deli danalar gibi beni kaçırmanın nedeni ne?" Gülümsedi ama çok kısa sürdüğünden hayal gücümün bir ürünü olup olmadığından emin olamadım.
"Onu buraya Chanyeol çağırmış ve beni korkutan da bu. Hiç iyi şeyler olmayacak." Kai'nin cümlesi biter bitmez siyah klasik bir araba içinde bulunduğumuz araca hızlıca yanaşıp sürücü penceresini açtı. Kai de aynı işlemi tekrarladığında Tao siyah gözlüklerini çıkarıp arabasını Kai'nin hızına yetiştirmiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Orman yolunda bu kadar hız iyi değildir Kai. Her an yavru bir ceylanı ezebilirsin." Kai dişlerini sıkıp gülümsediğinde arabasıyla beynini ezdiği bir ceylan bile bunun yapmacık ve bir o kadar da tehditkar bir gülümseme olduğunu anlayabilirdi. (Anlamsız olmuş ama siz anlamlıymış gibi takılın.)

"Değil yavru bir ceylan, vahşi ve aç bir kurt ezecek olsam dahi arkamda kalan arkamda kalmıştır. Bir önemi yok."
Kai hızını biraz arttırıp cevap verdiğinde Tao'nun da hızlanıp bize yetişmesi çok uzun sürmemişti.

"Peki söz konusu kurt intikamcı bir kabileye mensup olsa bile mi? O zaman da mı geride kalanın önemi olmaz?" Aralarında geçen konuşmaya anlam vermeye çalışırken çattığım kaşlarımın başımda oluşturduğu şiddetli ağrıya, Kai'nin arabayı bağırtacak kadar hızlı sürüşünün sebep olduğu mide bulantım da eklendiğinde başımı arkama yaslayıp sadece boşvermeyi denedim.

DeadLock ~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin