Bölüm 13

619 29 3
                                    

Selamun aleyküm...
Yeni bir bölümle sizlerleyim umarım bekletmedim. Keyifli okumalar. Seviliyorsunuz...

İçeriye Ali den büyük hafif saçları ağarmış ama yakışıklı bir adamla, ondan biraz küçük ama bende büyük olduğunu tahmin ettiğim bir kadın girdi . Kadında benim gibi tesettürlü bir bayandı.

Hadi bakalım gazamız mübarek olsun.

Ali ye baktığımda biraz gergindi. İncelemeyi bırakıp "Buyrun hoş geldiniz" dedim. Ortamı yumuşatmak adına ama ne yapacağımı bilemiyordum. Sağolsun Ali yanıma gelip "İpek bu abim Fırat, buda yengem Zeynep diyerek onlara dönüp beni göstererek" Telefonda bahsettiğim İpek " diyerek beni tanıştırdı. Benden ne ara bahsetti acaba, benim hakkımda ne demişti?
Ben bunları düşünerek şaşkınca Ali ye bakarken Ali nin yengesi Zeynep abla elini uzatıp " Memnun oldum İpek "
Zeynep abla ya dönüp" Bende memnun oldum Zeynep... Zeynep abla" diyerek elini sıktım. "Abla dememde bir sakınca var mı?" Dedim çekinerek.
Yeni tanıştığımız için nasıl karşılayacağını bilemediğimdendi bu hallerim.
Halimi anlamış olmalı ki tebessüm ederek" Hiç bir mahsuru yok İpekcim. Hatta memnun olurum "
Hala ayakta olduğumuzu fark edince "Ayakta kaldınız buyrun oturun" diye elimle koltukları gösterdim.
Zeynep abla ile Fırat abi tekli koltuklara oturdular. Bizde Ali ile karşılarında bulunan iki kişilik koltuklara oturduk. Zeynep abla ile biz birbirimizi sevmiştik. Ama Ali ve Fırat abi nin arası hiç öyle değildi. Ortamda ki gerginlik bizede yansıyordu.
Fırat abinin sessizliği fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Fırat abi yerdeki halının desenlerini incelemeyi bırakıp başını kaldırıp, gözlerini bizim üzerimize dikince iyice korkmaya başladım. Korkum bana söyleyeceği sözler için değil, korkum benim yüzümden abi kardeşin arasının bozulması .

"Ali... kardeşim senin derdin ne? Ne akla hizmet hiç tanımadığın bir kızla evlenirsin? Birde koluna takıp onunla Mardin' e gidersin. Biz seni her gönderdiğimizde kendine zarar verecek şeyler yapıp dönüyorsun. Haa... söylesene oğlum derdin ne senin beni delirtmek mi? "
Fırat abi nin sesi giddikçe yükselmeye başlamıştı. Bazı sözlerinden birşey anlamadım ama öfke ve korku vardı gözlerinde. Ali ye baktığımda dişlerini sıkarak abisine bakıyordu. Fırat abi bir anda Ali den cevap alamayınca
" Kime konuşuyorum cevap versene Aliii? "diye bağırarak ayağı kalkınca Zeynep abla kolundan tutup oturttu.
" Sakin olur musun? "
Ali ye dönerek " Ali biz İpek ile mutfağa geçiyoruz sende herşeyi anlat yengecim "
" Canım sende sakince dinle tamam mı? Benim hatrım için "
Fırat abi başını tamam diye sallayınca bana dönerek " Hadi İpek biz kahve yapalım"
Ali elleriyle yüzünü sıvazlayıp kollarını ayaklarının üzerine bırakıp Abisine bakmaya başladı.

Ali'nin ağzından

Zeynep yengemin ortamı yatıştırmasıyla abim azda olsa sakinlemişti. Onların mutfağa gitmesiyle derin bir nefes alıp nasıl karşılaştığımızı, tehdit edilmemi, mecburen yanıma aldığımı ve Mardin e gittiğimizde laf söz olmasın diye ve en önemlisi o Zilan belasından kurtulmanın başka çaresi olmadığını anlatıp arkama yaslandım. Sözümü kesmeden dinlemiş ve tartmıştı. Yengem ve İpek gelince tekrar bir sessizlik hakim oldu. Kahvelerin ardından abim boğazını temizleyip
"Eee... Şimdi ne yapacaksınız?" Bunu bana sormuştu. Biran İpeğe bakıp bakışlarımı Abim ve yengem e çevirip "Tehlike geçene kadar İpek burda kalıcak sonrada konuşur bir orta yol buluruz."
Tam abim bişey söyleyecekti ki yengem"Siz daha iyi bilirsiniz, kocaman insanlarsınız. Bize laf düşmez değilmi Fırat "
" Tabi canım bize niye laf düşsün ki Ali bildiğini okusun sonra bir 5 yıl daha Ali yi hayata söndürmek için çalışalım. Fırat düşünmekten kafayı yesin, geceleri sabah etsin. Kabus gibi bir hayat yaşayalım. Kardeşim yaşayan ölü gibi ortalarda dolansın. Benim elimden hiç bir şey gelmesin onun acı çekmesini izleyip durayım. Kusura bakma ama Zeynep kardeşimin aynı şeyleri tekrar yaşamasına izin veremem. "
Abimi anlaya biliyorum. Beni sevdiği için böyle söylüyor ama benimde haklı yanlarım var onun hata olarak gördüğü şey benim sevdiğimdi. Bunu ne kadar anlatsamda anlamak istememişti. Yaşadığım şeyleri tekrar başka bir ağızdan duymak beni etkilemişti. İçimin acısıyla "Abii yeter! Bunları konuşmanın ne yeri ne de zamanı. Hem şuan ki konumuzla alakası yok"

Benim Dogan GüneşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin