Bölüm 2: Zorlu Gece 1

1K 50 29
                                    

Keyifli okumalar...

Ayşem'in odaya girmesiyle...

Demir 'in bakışları kapıya taraf döndü ve Ayşem kapının önünde donup kalmıştı. Demir' e bakışlarımı çevirdiğimde gözlerini kırpmadan baktığını ve Ayşem'in dolan gözleri. Ters giden bir şeylerin olduğunun ispatıydı. Ayşem ki her zaman güçlü ve hislerini belli etmeyen bir kişiliğe sahipti. Öksürmemle Demir hızla bakışlarını önündeki dosyalara çevirdi. Ve Ayşemde yavaş adımlarla yanıma gelip "Buyrun Ali Bey..." diyerek titreyen sesini batırmak amacıyla boğazını temizleyip soru soran gözlerle bana ve etrafa bakmaya başladı Demir 'e bakmamaya özen gösteriyordu.
"Ayşem... Her zamanki restorana toplantı için yer ayırt. Ben çıktıktan sonra Pazartesi günü ne kadar Demir le beraber çalışıcaksın. Ögle den sonra akşam ki toplantı için anlattıklarımı Demir' e aktarır gözden geçirin ve bir karar verirsiniz. Size güveniyorum." Sözlerimi bitirip önce Demir 'e sonra Ayşem' e baktım. Demir merakla Ayşem 'in ne cevap verecegini beklerken. Ayşem bir kaç kez ağzını açıp kapattı. Bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyordu. Bakışlarını masanın üzerinde sabitti. Bana dönüp." Peki! Ali Bey siz nasıl isterseniz."
Saate bakıp "Herkes hazır mı?"

"Evet hazır sizi bekliyor "
"Tamam gidelim"
Demir ve Ayşem le toplantı salonuna girerken ortamda bir gerginlik vardı. Kimse konuşmasada ortamdan belli oluyordu. Dönüşte bunu araştırmayı aklıma not ederek içeri girdim.

İki saat süren toplantının ardından herkesin yapması gereken şeyleri konuşup toplantıyı bitirdim. Odadan ayrılmadan Demir ile görüşüp kendi odama geçtim. Masamı toplayıp tam çıkacağım zaman Ayşem elinde bir çanta ile içeri girip "Ali Bey bunları Fırat Bey gönderdi."
"Tamam" deyip çantayı elinden aldım.

"Bir isteğiniz var mı? " Ayşem e bakıp "Pazartesi günkü toplantı için hiç bir şey eksik olmasın. Sen takip et pazar akşamı arayıp durumu rapor etmeni istiyorum" başını anladım der gibi sallayıp
"Peki siz nasıl isterseniz Hayırlı yolculuklar. İyi tatiller" diyerek odadan çıktı. Takıların olduğu çantayı da alıp çıktım.

Eve gelip önce namazımı kılıp ardından yemek yedim. Saate baktığımda artık çıkmam gerektigini anlayıp hızlıca hazırlanıp evi kontrol ederek çıktım. Namaz dışında durmadığım yolculuğuma başladım.

Artık hava kararmış vakit baya geç olmuştu. Ben hala yollardaydım.

O aşık oldugum, sadece orda nefes oldıgımı düşündügüm Mardin..Sonra anladım meğer içindekilerin orda olmasıymış bana nefes olan. Bu büşünceler ve orda yaşadıklarımı tekrar filim şeridi gibi gözümün önünden geçmeye başlamıştı ki. önüme çıkan tilkiyle zor bela durup son anda çarpmaktan kurtulmuştum. Arabadan inip çarpmadıgıma emin olup derin bir nefes aldım ve etrafımı inceledim. Sanırım,sanırım degil kesinlikle yanlış yola girmiştim. Burası karanlık ve bir Allah kulunun geçmediği bir yerdi.

Tekrar arabaya binip ilerlemeye başladım bir tabela bir işaret görürüm ümidiyle. Biraz ilerleyince ışıgı yanan bir ev görmemle nerde olduğumu sormak için arabayı park edip torpidoda her zaman bulundurduğum silahımı alıp indim. Saat çok geç olsada ışıkların yanmasından cesaret alarak ilerledim. Eve yaklaşmamla evden gelen bağırışmayı duymam bir oldu. Evin kapısına gelip belimde ki silahı elime alıp, açık olan kapıya iyice yaklaştım. İlk önce bağıran ve korktuğu sesine yansımış bir kızın sesi geldi sonra ona bağıran bir adam sesi. Temkinli adımlarla eve girip sağda ki odaya döndüm. Duvar dibine sinmiş bir kız ve hemen dibinde ona yaklaşmaya hatta dokunmaya çalışan bir 35 yaşlarında bir adam. Kız yüzünü yana çevirip "Dokunmaaa..." diye bağırmasıyla kendime gelip hızla içeri girip adamın yakasından tutmamla araya dogru fırlattım. Ve yerden kalkmasına fırsat vermeden tekme atıp, yumruklamaya başladım.

Yakasından tekrar tutup kapıdan dışarı attım. Yerden kalkıp tek eliyle dudağının kanını silerken "Burda bitmedi İpeekk. Şimdi elimden kurtuldun ama yine gelicem." diyerek geri geri gitmeye başladı. "Gelde gör bu dayağı mumla ararsın" diyerek bağırıp kapıyı kapatıp içeriye geçtim. Kız aynı yerde yere çökmüş, ayaklarını karnına çekmiş başı önde bir şekilde görünce sakin adımlarla yanına yaklaşıp üç, dört adım kala durup önünde tek dizimi yere koyarak çöktüm. Bir süre öylece ona bakmaya başladım. İlk önce onun tepki vermesini bekliyordum. Bir süre sonra başını yavaşça kaldırıp yüzüme baktı ve başını tekrar eğdi. Güzel bir kızdı sadece iki üç saniye bakıp gözlerimi kaçırmıştım.
"İyi misiniz? Benden size zarar gelmez" deyip etrafa göz gezdirdim. İki oda bi salon küçük ve bakımsız eski bir evdi burası. Pek bir eşyada yoktu. Bakışlarımı kıza çevirip
"Burda tek başına mı kalıyorsun? Kimsen yok mu?" Bu ıssız yerde nasıl kalırdı bu kız aklınımı kaçırmıştı. Hiç öyle bir halide yok ama. Bunları düşününce sinirlenmeye başlamıştım. Ve sesimde hesap sorar gibi çıkmıştı. Gerçi bana ne oluyordu ki başımı iki tarafa sallayıp bu saçma düşüncelerden kurtulup kızın vereceği cevaba odaklandım .
Başını yerden kaldırmadan "Evet burda tek başıma yaşıyorum ve kimsemde yok bi babannem vardı oda geçen hafta vefat etti" diyerek eliyle duvardan destek alarak ayağı kalktı bende ayağı kalkıp.
"Şeyy... Ben yanlış yola girdimde ana yola nasıl çıkarım? " ortalığa bakmaya başladım.
"İlerden sola sapın ve yolu takip edin tabelaları görürsünüz." diyerek başörtüsünü düzeltti. Ona bakmasam da hareketlerini anlayabiliyordum. "Teşekkür ederim beni kurtardın . Allah razı olsun"

"Kim olsa aynısını yapardı. Ama ya yine gelirse ne yapıcaksın ?Burda tek başınasın. Her zaman böyle şanslı olamazsın "dememle
" Allah büyüktür. Elbette bir çıkış kapısı açar. "Deyip sustu.
Bu sözlerin üzerine diyecek bir şeyim kalmadı.
"Abdest alabilirmiyim?"
Eliyle odanın kapısını gösterip "Tabi karşıda" diyerek odanın karşısındaki kapıyı gösterdi. Başımı sallayıp abdestimi aldım ve odaya döndüm. Odaya girdiğimde kıbleye doğru bir seccadevnin serilmiş olduğunu görünce cebimde taşıdığım takkemi çıkarıp başıma örttüm. Ve teheccüt namazımı kılmaya başladım.
Selem verip dua ederken telefonumun çalmasıyla cebimden çıkarıp ekrana bakmamla kaşlarımı çatmam bir oldu. Kayıtlı olmayan numarayı merakla açıp kulağıma götürüp. "Alo!"Dedim.

Teheccüt Namazı: Gecenin 3 te 2 i geçtikten sonra kılınan en azı iki en çoğu on iki reket kılınan. Bir nafile ibadettir.

Sizce arayan kim?

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yıldız butona basmayı ve mesaj atmayı unutmayın... 😉

Benim Dogan GüneşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin