Selamun aleykum... Yine yeni bölümle sizlerleyim. Keyifli okumalar bana da iyi uykular.
Multi de Ali ve düğünde giyindiği takım elbise....
Mirza "Evet yarışı İpek kazandığına göre İpek Zilan' dan ne isteyeceksin?"
Mirza nın bu sözü üzerine herkes merakla İpeğe bakmaya başladık. O da herkese bakışlarını gezdirdikten sonra "Ben şuan birşey istemiyorum bu hakkımı başka zaman kullanmak istiyorum"
"Aaaaa ama "itiraz nidaları üzerine devreye girip. "Tamam zaman bir zaman belirlememiştik. Ne zaman istersen" diyerek başında öpüp geri çekildim.
Havin nin "hadi ben açıktım yemek yiyelim" demesiyle erkekler mangal başına geçtik, hanımlarda sofra kurulmasına yardım için mutfağa geçtiler.
Güzel bir günün sonunda hep beraber yola çıktık. Baran ların geldiği araba bozulduğundan bizim arabayla hep birlikte döndük. Ön kısım üç kişilik olduğu için Miran, Baran ve ben önde arabayı Miran sürdü. Arka tarafa da Zilan, İpek, Havin ve Mirza bindi. Keyifli bir yolculuğun sonunda Baranları bırakacağımız için ilk önce Hancılar Konağına geçtik.Selam vermeden geçmemiz uygun olmadığından hep beraber içeri geçtik. Birer kahvenin ardından tam kalkıyorduk ki Şehmuz amcanın "evlat kınada kalmadınız bu gece sizi bırakmam burda kalın"
"amca size rahatsızlık vermeyelim biz. Hem eşyalarımız yok hemde siz zaten yoğunsunuz misafirlerinizle ilğilenin "
Tek oğlan olduğu için tüm annesinin ve babasının akrabaları gelmişti. Ev hayli kalabalıktı."O nasıl söz öyle duymamış olayım sen de benim bir evladımsın. Zaten haber vermeden nişanlanmışsın darılmadım değil ya kalırsın ya da ben de İstanbul a geldiğimde sen de değil otelde kalırım"
Pes edip başımı olur manasında sallayıp sustum.
Hanımlar başka bir odada oldukları için İpeği dışarı çağırıp durumu izah edince o da kabul etmişti.
Odalarımızı gösterdiler. İpeğin odası benim odamdan biraz uzaktı bu beni rahatsız etsede misafir olduğumuz için ve yanlış anlaşılmasın diye ses etmedim.
Her geldiğimde kaldığım oda yine benim için hazırlanmıştı.Odama girdikten sonra yatsı namazımı kılıp yatmayı planlıydum. Namazdan sonra telefonum çalmaya başladı arayan Ayşem di. Hemen açıp kulağıma götürdüm. Pazartesi günü yapacağımız toplantı hakkında son durumu haber vermek için aramıştı herşeyin yolunda olması sevindirmişti. Uçakla döneceğim ve tek olmadığımı söyleyerek kapattım. Abimi arayıp İpek hakkında bilgi verdim başta kızsada gelince konuşacağımızı söyleyip yüzüme kapattı. Adem i aratıp son durumu öğrenip kapattım. Mangalda üzerim koktuğu için duş almaya karar verip bantoya girdim.
Banyodan çıktığımda bir anda dumura uğramış gibi olduğum yerde kaldım. Bu da neydi şimdi. Nasıl bu kızdan kurtulucam diye düşünürken Zilan bana doğru gelmeye başladı. Bu kız ne yapmaya çalışıyor? Amacı ne? Biri görse hem kendi başını hem de benim başımı yakıcak. Bunları düşünürken bir yandan da daha fazla günaha girmemek için gözlerimi yere indirim.
Üzerinde kırmızı saten bir gecelik vardı. Bakmıyordum ama ne yaptığını anlaya biliyordum yavaş yavaş bana doğru gelmeye başladı elimi daha fazla gelmemesi için öne doğru uzatıp "Dur! Daha fazla gelme... Ve hemen kimse görmeden burayı terk et"Şuh bir kahkaha attı ve yaklaşmaması için ona doğru uzattığım elimi tuttu. Ateşe dokunmak gibiydi harama dokunmak hızla elimi çektim. Bu hareketim onu çok sinirlendirdi. Sesini yükseltip
"O kızımı seviyorsun? Onunla mı evleneceksin? Ben seni çocukluğumdan beri severken ve beklerken senin onunla evlenmene izin vermem. Sonucu ne olursa olsun seni ilk ben sevdim sen benimsin".
Ne olduğunu anlayamadan boğuk bir ses duydum.
Ne olduğunu anlamak için kafamı yerden kaldırıp baktığım da İpeğin bir eliyle Zila'nın ağzını kapattığını diğer eliylede bir kolunu arkaya doğru çevirdiğini gördüm.
İpek ne ara gelmişti ve kızın ağzını niye tutuyordu ben bunları düşünürken İpeğin sesiyle dikkatimi onlara verdim. Zila'nın ağzından elini çekip kıza tiksinerek bakıp "Bu kıyafetle nişanlı bir adamın odasında ne işin var. Biri görse yanlış anlar ama Allah tan nişanlımın suyunu almadan odasına geldiğini fark ettim de ona suyunu getirdim." Sehpanın üzerindeki suyu gösterdi ve bana dönüp hafif bir tebessümle göz kırpıp konuşmasına devam etti. "İyiki burdayım Ali'ye güvendiğim için senin de onun kardeşi gibi olduğunu bildiğimden hiç bir sorun yok. Ben burda olduğuma göre artık gidebilirsin deyip kızın hiç bırakmadığı sıkı sıkı tuttuğu kolunu iterek bıraktı. Zilan kolunu kurtarmasıyla hızla arkasını dönüp gidecekken İpek arkasından "İyi geceler" diye seslendi.
Zilan' nın odadan çıkmasıyla İpek te elindeki suyla bana doğru gelmeye başladı. Bense şaşkın bir şekilde ona bakarken yüzündeki tebessüm genişlemeye başladı ve suyu bana verip eliyle ağzını kapatarak kahkahasını engellemeye çalıştı. Bense onun kahkahasında takılı kaldım. İlk kez böyle içten güldüğünü hatta kahkahasını görmüştüm. Çok güzel gülüyordu.
Gülüşünde takılı kaldığımı fark etmiş olacak ki gülmesini durdurup başını yere eğdi. Utandığını anlamam çok sürmedi. Utandığında yaptığı tek şeydi. Ben de biraz daha utandırmak için "Kızı nasıl yolladın öyle bir an kıza dalıcaksın sandım. Yoksa sen beni mi kıskandın.?" çapkın bir gülüşle
Hızla başını kaldırıp bana bakmaya başladı şaşkınlıktan açılmış kocaman gözleriyle bir anda tebessüm ederek kollarını beline dolayıp "sende beni kıskanmıştın herhalde" dedi.
Ben inkar edip kıvranmasını beklerken şaşırma sırası bana geçmişti. Anlamadığım için kaşlarımı çatıp bakınca Otelden çıkarken resepsiyonun önünde İpeği rahatsız eden adamları hatırlatarak tek kaşını kaldırıp baktı. Köşeye sıkışan ben olmuştum. Etrafa göz gezdirip merak ettiğim şeyi sordum
"Sen niye Zila'nın ağzını kapattın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Dogan Güneşim
RastgeleGenç yaşta sevdigi insan tarafından ihanete uğramış... Kalbini Aşk 'a kapamış, kendini işine ve ailesine adamış bir adam... O Yakışıklılığıyla, başarılarıyla ve duruşuyla herkesi kendine hayran bırakan. ALİ KOZAN O masum bir melek... Yeri geldiğind...