Doktorun dediğini anlamaya çalışırken buna sebep olabilecek şeyleri düşündüm. Bukadar mı kötü hissetmiştim? Bakışlarım Bulut'a döndüğünde ne hissedeceğimi şaşırmıştım.Tam ağzımı açıp doktora soru soracakken, "Bu nasıl olur?" Dedi Bulut. Sesi okadar kısık çıkmıştı ki doktorun duyup duymadığına emin değilim.
"Alkol, sigara kullanıyor musunuz?" Dediğinde Bulut benden önce, "Hayır!" Dedi. "O halde bunu stres ve üzüntüye bağlayabiliriz." Dediğinde başımı öne eğdim.
"Peki... ne olacak?" Dediğimde doktor yanıma gelip, "Küçük bir operasyon ile halledeceğiz. Akşam evinde olacaksın." Dediğinde içim rahatladı. Bunun bukadar kolay olabileceğini hiç düşünmemiştim.
"Ben şimdi gidip ekibimi hazırlıyım." Dediğinde başımla onayladım. Doktor odadan çıkar çıkmaz Bulut önümde diz çöktü. "Özür dilerim." Dediğinde önemsemedim. Sadece başımı salladım. Tepki vermediğimi görünce kollarının arasına alıp, "Bağır çağır ama susma nolur. Beni sessizliğinle boğma." Dediğinde. "Kuzey seni beni görmezse huysuzlanır eve git." Dedim.
Öyleydi. Tanımadığı insanlarla aynı ortamda kalmıyor dünyayı başlarına yıkıyordu. "Sen onu düşünme ben hallederim." Deyip ayağa kalktı. Telefonunu eline alıp birini aradı.
"Hilal, rahatsız ediyorum ama Azra mide kanaması geçiriyor hastanedeyiz babaannem ve dedem bizde ama Kuzey onlarla durmaz. Bize geçebilir misiniz?" Deyip uzun süre bekledi.
"Saol." Deyip en sonunda kapattığında gözlerimi kapattım. Biraz uyusam kimseye zararı olmazdı.
~Hilal'den~
Bulut aradıktan sonra hızla Efe'yi aradım. Olanları anlatırken gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Onu bu duruma sokacak ne yaşamış olabilir ki?
Hızlıca üzerimi giyinip aşağıya indiğimde Efe gelmişti. Beni görünce derin bir nefes alıp yanıma geldi. Kendimi kollarına attığım da biraz daha iyi hissetmiştim. Sonra aklıma gelen yeğenimle, "Kuzey'e bakmam gerekiyor acele edelim." Dedim. "Tamam güzelim çıkalım." Deyip elimden tutarak arabaya bindirdi.
Yaklaşık 20 dakikanın sonunda evin önüne gelmiştik. Efe'ye dönüp, "Sen işe dön istersen Efe ben hallederim." Dediğimde elimden tutup kapıya sürüklemisti. Bileğime duran saate göz attığımda saat 09.21'i gösteriyordu.
Efe zile basar basmaz kapı açıldı. Karşımda esmer güzel bir kız duruyordu. Kısık gözlerle onu süzerken içerden Kuzey'in ortalığı yıkan sesini duydum. Hızlıca eve girip salona girdiğimde Efe'nin yaşlarında bir çocuk, dede ve babaanne vardı.
"Selamün aleyküm." Deyip Kuzey'e doğru ilerledim. Çocuk ağlamaktan morarmıştı resmen. Babaannenin kucağından alıp yüz üstü göğsüme yasladım. "Tamam teyzecim sakin ol... bak geçti." Diyerek poposuna hafif hafif vuruyordum.
On dakika sonunda ağlaması durmuş ama içimi yakıp kül eden iç çekişleri hala devam ediyordu. Babaanne bana bakıp, "Allah razı olsun kızım. Ne yaptıysak susturamadık." Dediğinde gülümsedim. "Cümlemizden." Deyip bebeğin aç olduğunu düşündüm.
Odada göz gezdirirken Efe'ye yaklaşıp, "Biraz sen bak ben süt ısıtayım." Dediğimde gülümseyerek aldı. "Gel bakalım aslan parçası."
Efe Kuzey'i her zaman kucağına almaya çekinmiştir. Küçük olduğu için sürekli düşürürüm korkusu vardı ama şuan gördüğüm kadarıyla gayet güzel tutuyordu. Kuzey zaten tanıdık insanları görmenin sevinciyle gayet mutluydu.
Mutfağa geçip Azra'nin her ihtimale karşı sağıp poşetlediği sütlerden ısıttım. Ardından biberona koyup içeri gittiğimde herkes Efe ve Kuzey'e bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİMBERA
Spiritual"Biriniz benim asistanlığımı yapacak." Diyen Bulut'a sınıfta ben hariç bütün kızlar el kaldırdı. Ay bu kızlar görmesinler yakışıklı biri hemen atlıyorlar. Bulut sınıfta göz gezdirip parmağı ile beni gösterdi. Beni.! BENİ! NEDEMEK BEN! "Ders çıkış...