Selamün aleyküm arkadaşlar. Yb geldi buyrun okuyun :) umarım seversiniz. He bu arada yeni bir kitaba başlıyorum :) umarım desteklerinizi esirgemezsiniz :) Allah'a emanet olun :)
Araba durunca geldiğimiz yere bakıp istemsiz şekilde yüzümü buruşturdum. Hastaneleri sevmeyen ben ne garip ki hastanelerden çıkamıyorum. Emniyet kemerini çıkarıp sağ elimle kapıyı açıp indim. İnince Bulut arkamdan belime sarılarak beni yönlendirmeye başladı.
Beraber büyük kapıdan girerken birçok kişinin Bulut'a bakıyor olması sinirlerimi alt üst ediyordu. Ne diye evli bir adama bakıyorsunuz be! Diye bağırmak istesem de kendimi tutarak böyle birşey yapmadım.
Onun bir adımı benim üç adımıma eşit olduğu için o yavaş ben ise hızlı yürüyorum. Sonunda odanın kapısına gelince Bulut hiç beklemeden içeri DALDI!
Kocamın bu sorumsuz davranışına karşı göz devirdim. Bu adam asla değişmeyecek. Doktorun bize attığı şaşkın bakışlar sonrasında bende mahçupca gülümsedim. Taki doktor gözlerini Bulut'a çevirip gülümseyene kadar. İşte o an kadının yan tarafında tuttuğu malzemeler ile onu boğmak istedim.
Bulut umursamadan bana bakarken doktor utanmaz şekilde elini Bulut'a uzatıp,
"Hoşgeldiniz!" Dedi tarif edemediğim bir ses tonuyla. Bulut elini tutmadan,
"Hoşbulduk." Diye sert bir sesle cevap verdi. Bulut'un bu hareketi beni gülümsetirken doktorun bozulmasına sebep vermişti. Zafer gülüşü yapıp Bulut'un kulağına yaklaşıp,
"İstemiyorum bu kadını." Dediğimde kısa bir an düşünüp bana döndü. Ve kulağıma eğilip sessiz konuşma zahmetinde bulunmadan sesli bir şekilde.
"Haklısın bende sevmedim." Dedi ve elimden tutarak beni odadan çıkarttı. İçimde Bir yerlerde saklanan kelebekler tekrar kendini belli ederken Yüzümdeki gülümsemeye engel olmuyordum.
Danışmaya gelince Bulut herhangi bir kadın doktor sordu ama danışma da oturan adam bugün hiçbir bayan doktorun müsait olmadığını söyledi. Açıkçası bende erkek doktorlardan çekindiğim için gerek yok falan demedim.
Bulut sinirle adamın yakasına yapışıp,
"Hemen bir doktor ayarla yoksa seni buraya gömerim." Diye bağırdı. Ben olayın şokundan olsa gerek bir tepki veremezken Bulut'u hafife almamam gerektiğini kendime bir kez daha hatırlattım.
Adama korkudan kabul edip telefona yapıştı. Ben ne kadar sinir olsam da ses çıkarmadım. Kimsenin hakkına girmek istemiyordum ama maalesef Bulut gibi bir eşim olunca bu fazla mümkün olmuyor.
Gözlerim kapıda ağlayan kadına takılınca ister istemez neden ağladığını düşünmeye başladım. Karnını tutup ağlıyordu bir sorun mu var acaba diye düşünürken Bulut'a döndüm.
"Bulut şu hanımefendinin yanına gidip gelebilir miyim?" Dediğimde önce garipsese de daha sonra dediğim yere bakınca ne demek istediğimi anlayıp elimi serbest bıraktı.
Şu izin alma meselesi sinirlerim ile oynasa da Şuanlık başka seçeneğim yoktu. Ayaklarıma beynim ile komut gönderip harekete geçirdim.
Giderken aynı zamanda ne söyleyeceğimi de düşünüyordum. Ne hakla gidip soruyordum ki. Bir an vazgeçer gibi olsam da kadının hıçkırığı buna engel oldu. Son iki adım kala derin bir nefes alıp Çantamdan çıkardığım peçeteyi uzattım önce.
Elim havada dururken bakışları önce beni sonra da elimi buldu. İç çekerek elimden alıp göz altlarını sildi. Yanına oturacağım sırada arkamdan gelen kişi tahminim üzerine yanına geldiğim kadına seslendi. Ben olduğum yerde dururken kadın çoktan korkudan titremeye başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİMBERA
Spiritual"Biriniz benim asistanlığımı yapacak." Diyen Bulut'a sınıfta ben hariç bütün kızlar el kaldırdı. Ay bu kızlar görmesinler yakışıklı biri hemen atlıyorlar. Bulut sınıfta göz gezdirip parmağı ile beni gösterdi. Beni.! BENİ! NEDEMEK BEN! "Ders çıkış...