Olimbera/30☆

10.5K 572 74
                                    

Sondaki duyuru önemli lütfen okuyun!

Dolabın karşısında ne giysem diye düşünürken, tam olduğum yerde yaşlanacağımı düşündüm. Ortalama yarım saattir burda durmuş dolapla bakışıyorum. Elimi yedi buçuk aylık olan karnıma koydum. Ah oğlum sayende geçen hafta Hilal'in sözü için aldığım elbise bu hafta olmuyordu. Bu kadar hızlı kilo almamın sebebi son aylarda olmam olsa da insan ister istemez küçük bir depresyona giriyor.

"Hatun, hala kıyafet mi bakıyorsun?" Diyerek kapıyı açan kocama baktım. Onu baştan aşağıya süzerken yutkunmadan edemedim. Giydiği lacivert takım elbise gözümde onu dünyanın en yakışıklı erkeği yaparken kaşlarımı çattım. Bugün Hilal'in hem isteme töreni hemde sözü olacaktı. Bir sürü kadının/kızın olduğu yere bu halde girerse herkes ona aşık olurdu.

Bakışlarımı takip ederek yanıma geldi. Elleri yanaklarımı bulurken gülümseyerek dudaklarıma öpücük bıraktı. Tam ağzını açıp birşey diyecekken ondan önce davranıp, "Bulut ben çirkin miyim?" Diye sordum. Sorduğum sorunun saçmalığı yüzünden yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutarken Bulut'un şaşırdığı havaya kalkan kaşlarından belli oluyordu. Birkaç saniye içinde kendini toparlayıp, "Azra! O aptal kadınlar gibi güzellik kompleksine kapılmayacaksın değil mi?!" Diye sert şekilde konuştu.

Sesinin tonu yüzünden gözlerim dolarken derin bir iç çekip başımı göğsüne yasladı. "Güzelim, sen benim hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın. Benim kadınımsın. Ben senin dış görünüşene değil kalbinin güzelliğine aşık oldum." Dediğinde ilk defa aşk itirafı yaptığı için hızla başımı kaldırıp parlayan gözlerimle gözlerine baktım. "Sen bana aşık mısın?" Diye sordum hevesle. Kaşlarını çatıp elini alnıma koydu. "Hayır yani ateşin de yok. Niye bukadar saçmalıyorsun?" Diye sorunca kahkaha attım.

Kollarımı beline dolayıp başımı göğsüne yasladığımda kolları bedenimi sarıp çenesi saçlarımı buldu. Birkaç aydır hormonlarım beni gram rahat bırakmıyordu. Tabi bu durumdan en çok etkilenen kişi Bulut olup sürekli etrafımda oluyordu. İşe gitmesi bile ağlamama sebep olurken işlerini aksatmaması gerektiğini biliyordum. Bu yüzden o gidene kadar kendimi tutup gidince ağlıyorum. Ne? Bence mantıklı.

Kendimi geri çekip kocama baktım. "Bulut ya, ne giyeceğim ben?" Diye sorduğumda kaşlarını çattı. "Azra sana şurdan bir çakarım görürsün kıyafeti. Kızım senin güzel görünmek gibi bir çaban olmasın zaten. Evden çıkarmam seni." Dediğinde güldüm. "İyi ozaman gel bana elbise seç." Diyerek giysi odasından çıkarak yatağa oturdum. Görüş açımda hala tamamen Bulut varken gülümsedim. Ellerini kıyafetlerimde gezdirip birkaç dakika sonra elinde siyah belden çok az bir oturtması olan elbiseyi çıkardı.

Yanıma gelip yatağın üzerine bıraktığı elbiseye baktım. Evet tam tahmin ettiğim gibi dolabımdaki en renksiz ve en detaysız elbiseyi seçmişti. Gülümsedim. Ayağa kalkıp boynuna sarılınca dayanamayıp boynuna sıkı bir öpücük bıraktım. Kolları belimdeyken kasılan vücudu karşısında telaş yaptım. Geri çekilip, "Birşey mi oldu?" Diye sordum. Yüzümü inceleyip ellerini yanaklarıma koyup yanaklarımı öptü. "Olur olmaz zamanda öpme hatun." Dediğinde nedemek istediğini anladım.

Yüzüm anında renk değiştirirken özür dileyen gözlerle gözlerine baktım. Şahane gülüşü kulağıma dolarken gülmek istesem de az önce davranışım yüzünden gülemedim. Belimden tutup kendine çekerken bu sefer kendimi tutup öpmedim. "Güzelim, sen beni istediğin zaman öpebilirsin. Özür falan da dileme. Aksine ben sana bunun için teşekkür ederim." Deyip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Yüzümde gülümseme oluşurken onunda gülümsediğini gerilen dudaklarından anladım.

OLİMBERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin