Olimbera/17☆

18.1K 941 54
                                    

Etrafımda oluşan sesleri beynimin alması bugünlük uyku süremin burada bittiğini, artık uyanmam gerektiğini söylüyordu. Bir yandan da gece örttüğüm perdeden güneşin nasıl sızdığını düşünüyordum.

Gözlerim kapalı düşünmeye son vererek yarım yamalak da olsa göz kapaklarımı açtım. Gözlerim etrafı inceleme gereği bile duymadan, ait oldukları yere hemen baktılar ve aradığını bulmanın sevince ile de tamamen açıldılar.

Sevgili eşim yanımda sırtını yatak başlığına dayamış kucağında bilgisayarı ile oturuyordu. Sabah sabah gözlerimin bu manzara ile şenlenmesine mutlu olarak yüzümde benden habersiz gülümseme oluştu.

Neredeyse yok denecek kadar az ses çıkarmama rağmen Bulut'un hastası olduğum kahve gözleri gözlerim ile buluştu ve içimi eritecek derecede bir gülümseme hediye etti bana.

"Günaydın güzelim." Diyerek bilgisayarını yanına koydu ve benim gibi uzandı. Eli saçlarıma gidince mutluluk hormonlarım tavana yaparak,

"Günaydın!" Diye sesimdeki neşe ile karşılık verdim. Küçük bir çocuğun heycanı gibi heycan yaptığımı görünce daha çok güldü ve belimden tutarak kendine çekti.

Eli bir yandan saçlarımı okşarken bir yandan da boynuma bıraktığı öpücükler ruhumu mest ediyordu adeta.

Bu adamın her dokunuşu ruhumu yakmak zorunda mıydı? Veya her dokunduğu yer karıncalanması şart mı yani?! Yıllardır ailemden bile görmediğim sevgi ve şevkatin en iyisini ve en güzelini kocamdan görüyordum. Şükürler olsun Allah'ım... bana böyle bir eş verdiğin için milyon kes Hamdolsun.

Eli hala saçımdayken aklıma gelen ani fikir ile başımı yukarı kaldırdım.

"Bulut yarın Ramazan'ın ilk günü. Bugün alışverişe çıkalım?" Dediğimde yüzü bir anda durgunlaştı,

"Oruç tutacak mıyız ki?!" Dediğinde beynimde aşağıya sanki önce kaynar su sonra da buzlu su dökülmüş gibi hissettim. Ne demek tutacak mıyız?!

Yerimden hızlıca kalkarak dediği şeyin ciddiliğini ölçmek istedim ki ciddi ciddi, ciddiydi.

"Nedemek tutacak mıyız? Tabiki tutacağız." Dediğimde gözlerinde farkedilir şekilde alay vardı.

"Güzelim, ben tutacağım zaten, sen tutacak mısın diye sordum. Malum ikizler var." Dediğinde, gerçekten iyi hissetmiştim. Biran burda doğuracağımı sandım.

"Hee... bilmiyorum doktora sorarım ona göre konuşuruz." Dedim.

"Ozaman Kahvaltıyı yapalım. Hazırlanın çıkarız." Dediğinde yerimden karnımı tutarak kalktım.

5. Ayıma girmiştim ve Karnım bir futbol topundan biraz daha büyüktü. Diğer hamile annelerin aksine aldığım kilolar beni mutlu ediyordu. Onlardan gelen herşeyi seviyorum ben.

Bu aralar, ben bile bazen acaba neden ağladım şimdi diyorum. Anlayacağınız fazlası ile sulu göz oldum. Ki Bulut bu duruma her ne kadar anlayış ile yaklaşsa da gergin olduğunu farkediyordum. E adam haklı neye ne tepki vereceğimi kestiremiyor.

Banyoda işlerimi halledip abdestimi de alıp çıktım. Ben çıkar çıkmaz arkamdan Bulut girdi. Heh bir de bu huyu vardı banyo önceliğini hep bana veriyordu. Nedense adamın bana en ufak bir hareketi bile beni mutlu etmeye yetiyor.

Giysi odasına geçip giyebileceğim kıyafetlere bakarken elime iki tane elbise aldım. İkisine de bakarken petrol mavisi olanı elime alıp,

"Bunu mu giysem acaba?" Dediğimde karnıma yediğim tekme ile kızımın beni onayladığını anladım. Umarım tekmeyi atan oğlum değildir.

OLİMBERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin