Hayat yoIcuIuğuna hazırIanırken iIk hazırIanacak maIzeme, kafi miktarda kadere rızadır.♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Yağmurlu bir günde işten eve dönüyordum. Renkli evlerle dolu olan mahalledeki renksiz hayatıma geldiğimde, yüzümü buruk bir gülümseme kapsadı. Annemin ölümünden sonra kötü anılarda dolan kalbim, yaşadığım - ne kadar yaşamak denirse- evi görünce sızlamaya başladı. Kaşlarımı kaldırarak çenemi dikleştirdim. Ben... Güçlü bir kızdım.
Çantamdan anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım. Salona girmeden önce burun kemiğimi sızlatan o iğrenç alkol kokusunu almıştım. Yüzümü buruşturarak kapıyı kapattım.
Odama girmek için salondan geçmem gerekiyordu, salon kısmından geçerken koltukta içmekte olan üvey iblisle karşılaştım. Üvey bile olsa ona asla baba demek içimden gelmedi gelemez de zaten, ona asla bu şekilde hitap etmezdim. Ayhan olarak seslenemeyeceğim için hitap kullanmamayı tercih ederim. Zaten aramızda öyle bir muhabbet hiç olmaz.
Yalpalayarak ayağa kalkmaya çalıştığında adımlarımı dahada hızlandırdım.
"Orada dur bakalım küçük hanım!"
Dediğini yapmayıp daha fazla hızlandığımda saçımdan yakalayıp beni kendisine doğru çevirmişti. Annem öldükten sonra geçirdiğim her günüm bol tokatlı, hakaretli ve cam kırıklarıyla dolu işkencelerle geçmişti. Vücudumdaki geçmeyen derin yaralar varlığını inatla sürdürürken kalbim ve umudum onlara inat gün be gün kayboluyordu.
Üçüncü senemi okuduğum üniversite yıllarım boyunca geçtiğimiz bir yıl kadar üniversiteye gitmek için zorlanmamıştım. Her seferinde okumayı bırakmam için ağır baskılar yapıyordu. Geçirdiğim işkence dolu gecelerin çoğunu bu konuya borçluydum. Sırf bu konunun ortadan kalkması için 3. senemi dondurdum. Ama bu dayak yememe engel olmadı çünkü sadece bahaneden ibaretti. Bir kez daha iğrenerek baktım yüzüne ve konuşmasını bekledim.
"Hoş geldiniz, hanımefendi..." dedi buram buram alkol kokan nefesiyle. Yüzümü buruşturarak saçımı ellerinin arasından kurtardım.
"Ne oldu? Rahatsız mı oldun?"
"Rahat bırak beni!" Alayla kaşlarını yüzüme bakmakla yetindi.
"Maaşını alayım?"
"Yok bende para falan. Bu ay benden bir şey bekleme." Gülümseyerek kolumu bıraktı. Bir adım geri çekilip "Tabii kızım... Hatta ihtiyacın varsa söyle ben sana para vereyim."
Şaşkınlıkla kaşlarımı çattığım an bir tokat yedim. İki elini boğazıma sarıp sıkmaya başladı. Gitgide nefes almakta zorlanıyordum. Alkol kokan pis nefesiyle tısladı. "Yalan söyleme bana. Ver şu parayı."
Zoraki bir hareket ile sağ elimi cebime atıp kitap masraflarım için ayırdığım parayı çıkardım. Parayı görünce ellerini çekti ve parayı saymaya başladı.
"Bu ne lan! Sadaka mı veriyorsun? Geri kalanını da ver!"
"Paranın geri kalanını geçen borçlandığın adamlara verdim. Senin içkinden ve oğlunun karı kız merakından para artıyor sanki. Birde üstene kumar oynuyorsun sanki para varmış gibi! Sonrada geçmiş karşıma benden para istiyorsun." dedim öksürüklerim arasından. Kendimi zar zor toparlayıp ayağa kalkmamla bir tokat daha yiyip yere düşmem bir oldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/139784442-288-k981371.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mecnun Oldum Uğrunda
Chick-LitAşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor. ♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡ "Bırak beni! Yiğit bırak! Bırakta gideyim! Dayanamıyorum artık anlıyor musun? Dayanacak gücüm kalmadı! Tükendim ben! Bırak ne...