Multimedya okul
Aklımda birsürü soru vardı şuan karşımda gördüğüm manzara neydi? Raisar bunu nerden billiyor Burası neresi ? Raisar elimden tutup beni içeri geçirdi.Karşımda ki manzarayı bi özet geçiyim kocaman havada süzülen bir ada parçası ve orada şato kule benzeri kocaman bir yer bu kadarda değildi.Büyük adanın etrafında uçan küçük ada parçaları ve uçan insanlar...Uçan ?!..İnsanlar?! Pardon doğru mu görüyorum ? Hatta kanatları vardı? Tanrım burası neresi böyle ''Raisar bi açıklama istiyorum !'' şuan ki durum çok acayip birşeydi ve bi sorun daha vardı.Şuan evimde gibi hissediyordum uzun bi aradan sonra evime dönüş hissi var içimde...Raisarın açıklaması aklımda ki deli soruların cevaplarını verecektir büyük ihtimalle.Raisar'a baktığımda sanki birşey arıyormuş gibi etrafa bakındı sonra elimi tuttu ve bana baktı ''Risa...Manzaranın keyfini çıkarmaya hazır ol!.'' Dedi ve sonra aniden suratıma bir rüzgar dalgası çarptı çok sertti sonra hafifledi gözlerimi sımsıkı yumdum.Rüzgar gözlerimi sulandırıyordu hafifçe gözlerimi aralayıp etrafa bakındığımda okulu gösteren o küçük kapı bulutların arasında kaybolmaya başlıyordu ve biz havadaydık! Uçuyorduk resmen! Raisarın dediği gibi etrafta ki manzaranın keyfini çıkarmalıydım eminim birazdan bu olanların bir açıklamasını yapardı.Birkaç dakika sonra demir bir kapının önüne iniş yaptık -uçaktan inmiş gibi oldu :D- Raisar yine belinden o anahtar dolu çemberi çıkartıp bir anahtar seçip kapıyı açtı.''Raisar burası neresi ?''
''Burası bir okul ayrıca bir imparatorluk.Senin kafanda ki tonlarca soruyu cevaplayacak bu okulun müdürü içerde ayrıca buranın imparatoriçesi.Bana birşey sorma yani'' oflayarak kafamla onayladım.Tahminimce bu demir kapının ardında taht gibi biryerde yayılan birini görücez dimi hep filmlerde böyle olur.Kapıyı açtıktan sonra gözlerim resmen bulundukları yeri terk ediceklerdi.Şuan karşımda harika bir bahçe duruyordu çok güzeldi.Birsürü kelebek ve benzeri şeyler uçuyordu her renkten çiçekler vardı..Harika kokuyordu ama böyle bir demir kapının arkasında böyle bir orman nasıl oluyor ? Raisar'a soru soran bakışlar attığımda oflayarak cevap vermek zorunda kaldı.''Bu anahatlar özel.Nasıl desem şimdi bak anahtarların başında simgeler var burası müdürün özel bahçesi ve sadece birkaç kişi girebilir.Bendede buranın anahtarı var garip olan şey demir kapıydı değil mi ? Bu anahtarlar her kapıyı açar mesela o demir kapıya deniz anahtarı taksaydım şuan bir denizde olurduk veya yurdun kafeteryasının anahtarını taksaydım orda olurduk.Her anahtar kapıları başka yerlere açıyor ilerde seninde olucak.'' anahtar kısmı baya ilginç ve karmaşıktı ama ilerde seninde olucak derken ne demek istedi burda kalıcımıyım ? Bahçede biraz daha ilerledikten sonra çiçeklerin arasında birini gördük.Raisar önde ben arkada o tarafa yürümeye başladık gelmemiz gereken yere geldiğimizde Raisar tek dizinin üstüne çöktü bense ayakta öyle bakıyordum.Karşımda uzun sarı saçlı bir kadın vardı çok güzel grünüyordu teni ışıl ışıl parlıyordu..Bir melek gibi.Kokladığı mavi gülü bırakıp oturduğu yerden kalktı.Gözlerini aralayıp bana baktı yemyeşil gözleri bahçenin rengiyle birleşiyordu çok güzeldi.Kadın ağır adımlarla bana yaklaşıp elimi tuttu.Elimi tutması çok güzel bir his veriyordu..Güven...Elimi bırakıp aniden sımsıkı sarıldı ağlamaklı bir sesle ''Seni çok özledim..Güzel kızım'' kızım ? artık bu kadar yeterli garip bir yerde olduğum yetmiyormuş gibi garip bir kadın bana kızım diyor sorularım cevapsız kalmamalı.Kadın yavaşça benden çekilince ''Artık sorularımın cevapsız kalmasını istemiyorum şuan garip bir yerdeyim ve karmakarışık şeyler oluyor bir açıklama hak etmiyormuyum ? '' Kadın bana gülümseyip Raisar'a gidelim işareti yaptı.Elimi yine tuttu ''Üzgünüm seni böyle apartopar çağırdığım için sana herşeyi açıklayacağım ama başka bir yere gidelim.'' kadına kafamı olumlu anlamda sallayıp peşlerinden yürümeye başladım.Zaten yürümek zorundaydım kadın elimi bırakmıyordu.Raisar yine bir kapı açıp içeri geçmemizi sağladı.Bu sefer tahmin ettiğim şey olmuştu ama taht yoktu bir çalışma odası gibi biryere gelmiştik.Kadın büyük yeşil koltuğa oturdu ve bana karşısında ki kahverengi deri koltuklardan birine oturmamı söyledi.Yavaşça gösterdiği koltuklara oturup yüzümü kadına döndüm soluk verip gözlerini bana dikti çok ciddi görünüyordu.
''Öncelikle anlatacağım şeyleri birden öğrenmek sana ağır gelebilir.Herşeyi duyduktan sonra çabuk cevap vermemeni ve düşünmeni istiyorum senden.'' başımı olumlu şekilde yukarı aşağı sallayıp onu dinlemeye başladım.
''Şuan bulunduğun yer bir kovucu imparatorluğu.Bir krallık ve ben buranın başıyım sizin deyişinizle imparatoriçe veya kraliçe gibi.Bizler iblis kovucularıyız iblisler bizim baş düşmanlarımızdır tüm düşmanlarımızın birleştiği bir krallıktır.Şuan sizin dünya dediğiniz yerden farklı bir boyuttayız Biblos adlı bir gezegendeyiz ve bu gezegenin yarısı kovucu yarı iblis krallıklarına aittir.Asıl olay..Yıllar önce kovucu ve iblislerin büyük 4.Savaşıydı ben daha küçüktüm seninle aynı yaştaydım.Savaşları sevmez ve korkardım..Kral'ın kızı olduğum için savaşta önderlik etmem söylendi fakat ben savaş alanından kaçtım.Karşımdakiler insan görünümlü iblis olsalarda onları öldüremezdim...Korkağın tekiydim.Savaş alanından kaçarken yaralı birini gördüm çok yakışıklıydı...Önce kaçmam gerektiğini düşündüm ama sonra ona yardım etmek için yanına gittim.Hiçte iblise benzer bir hali yoktu..Çok kan kaybettiği için bayılmıştı bende onu sırtma alıp koşmaya devam ettim.Savaş alanından tamamen uzakta bir ormandaydık orda ki bir ağaç evde onu tedavi ettim.Uyandığında bana kötü davransada sonradan çok iyi anlaştık..Savaş alanı hakkında hiç konuşmamıştık ve farkında olmadan aşık olmuştuk..Birbirimize itiraf ettiğimiz gün çok mutluyduk.Birlikte olduk...Normal insanlar gibi olmadığımız için hemen hamile kalmıştım ama biz mutluyduk savaştan uzak normal insanlar gibi beraber yaşayacaktık.Birkaç hafta sonra karnım kocaman olmuştu bebeğim gelmek üzereydi birkaç günü kalmıştı.Sabah yine mutlu uyanmıştık ta ki..Evin etrafını iblisler sarana kadar geldiler ve onu aldılar neler olduğunu anlayamıştım..Ve o an onun iblis prens benimse kovucu prenses olduğum ortaya çıkmıştı..Ona yalan söylediğimi düşündü ve benden nefret etti bende ondan nefret etmiştim bir kere bile konusunu açmamıştı..Ordan kaçmayı başardım belki de o izin verdi bilemiyorum ama karnımda ki bebeği burda artık doğuramazdım.Bu yüzden bebeğimi fani insanların dünyasında çok iyi bir ailenin çocuğu yapmak istedim.Öyle bir aile buldum da orda ki kadının karnına bebeğimi yerleştirdim..O olgunlaşınca geri alıcaktım bu biraz zor olucaktı ama onu korumak için savaştan ve üzüntüden korumak için yapmalıydım.Bebeğim tekrar büyüyordu fakat ailesi bir trafik kazasında öldü böyle olunca onu yetimhaneye verdiler.Hergününü izliyordum ayrıntısı ayrıntısına okulunda çok zekiydi bu sebeple daha iyi bir okula burs verdiler.Artık olgunlaştığı için onu..Yani seni buraya..Evine geri çağırdım güzel kızım.Lüfen bana kızma ben böyle olsun istemezdim.''
Bu..Çok..Ağırdı..Gerçeklerin acı olduğunu bilirdim ama bu kadarı..Karşımda bana annem olduğunu söyleyen kadın dizlerimin üstüne çöktü ve ağlamaya başladı ''Beni affet..Beni affet..Lütfen..'' diye hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.O suçsuzdu sadece beni korumaya çalışıyordu.Elimde olmadan saniyesinde o kadına yani..A-Anneme bağlanmıştım.Buraya geldiğimde ki o his ve o rüya..Rüya ! Annemin yanına çömelip elinden tutup ayağa kaldırdım.''Alışabilmek için süreye ihtiyacım var dediğin gibi çok ağır geldi...Ama seni suçlamıyorum sadece biraz zaman..'' ellerimi sıktı ''Elbette..Elbette seni zorlamıyorum alışman için yardımcı olacağım...Olacağız!'' Dedi ve sarıldı.Evime geri dönmüş gibiyim..Hayatımın tek günde bu kadar değişebileceği aklıma gelmezdi...Ama mutluydum..Bu his huzur vericiydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovucu ✩
Fantasi16 yaşında bir lise öğrencisi olan Risa.Geceleğin gördüğü ilginç bir rüyayla uyanır, çok saçma olduğunu düşünerek kafasına takmaz.Fakat okullarına -yurda- yeni gelen öğrenci sayesinde hayatı ve gördüğü rüya hakkında ki sır perdesi kalkar.Gizemlerin...