Gelen Kris'di ve ben salak bir ifadeyle ona bakıyordum. Daha önce Kris'e hiç bu kadar dikkatli bakmamıştım. Kaslı vücudunu belli edecek dar bir tişört giymişti. Sarı saçları ve kehribar rengi gözleriyle etkileyici görünüyordu. Ama ukala tavırları çok sinir bozucuydu. Neden gelmişti ki.
Kris'in bana seslenmesiyle irkildim."Beni içeri davet etmeyecek misin?"
"Buyur, tabi." Büyükannem burda olmasaydı onu kovardım ama yapcak bişey yoktu. Onu mecburen de olsa içeri davet ettim.
Ben mutfağa giderken o da beni takip ediyordu. Büyükanneme selam verip sandalyeye oturdu. Büyükannemse;
"Kızım arkadaşını çağıracağını bilseydim, gelmezdim." dedi.
"Ben çağırmadım zaten önemli biri de değil." Sesimdeki alaycılık çok net belli oluyordu. Kris de bunu anlamış olmalı ki;
"Ben özür dilemeye gelmiştim." dedi. Büyükannemse bizi şaşkın şaşkın izliyordu.
"Bende kola için özür dilerim. " dedim ve şimdi git bakışı attım.
Evet mesajı almıştı. Ayağa kalkıp "Ben artık gitsem iyi olur." dedi. Onu kapıya kadar eşlik ettim.
O gittikten sonra masayı hazırlamaya başladım. Ondan nefret ediyorum. Keyfimi kaçırmıştı.
Tekrar zil çaldı. Umarım babam gelmiştir çünkü tekrar gelir diye korkuyorum. Bir dakika ya ben neden korkuyorsam ve neden içimde bir huzursuzluk vardı? Tekrar zilin sesini duyunca kendime geldim. Evet sonunda babam gelmişti.
"Okul nasıl geçti prenses."
"Yaa baba bana prenses demeyi keser misin?"
"Hayır küçük hanım " dedi ve güldü.
Beraber mutfağa geçtik. Babaannemin meşhur jambon rulolarını yedik. Tek kelimeyle enfesti. Yemekleri yedikten sonra babaannemle birlikte mutfağı topladık. İşimiz bittikten sonra evine gitmek istesede bu aksam burda kalması için onu ikna ettim.
Sabah uyandığımda tuhaf bir şekilde kendimi huzurlu hissediyordum. Babam çoktan gitmişti. Hızla üstümü giyindim. Babaannemi uyandırmamak için sessizce evden çıktım. Okula doğru yol aldım. Bugün öğle tatilinde bile günüm sorunsuz geçti. Tabi Bay Freund'un bakışları hariç.
Ders bittiğinde Kris yanıma geldi. Onun konuşmasına izin vermeden "Ne var!!"
"Biraz kibar olamaz mısın?"
"Bunu bana mı söylüyorsun?"
"Neyse konu bu değil. Birbirimize borçluyuz."
"Haa!!"
"Yani sen şimdi benim üzerime kola döktün ben ise seni yemekhanede aşağıladım. Kısacası birbirimize borçluyuz."
"Hatanı kabul etmen güzel."
"Sinemaya gidiyoruz hadi."
"Neden?"
"Daha az önce açıkladım. Birbirimize borçluyuz."
"Yinede seninle sinemaya gelmiyorum."dedim ve ilerlemeye başladım.
Hemen yanıma gelip beni kolumdan yakaladı.
"Gelmek zorundasın."
"Hayır gelmek zorunda değilim."
"O zaman seni okulda rahatsız etmeye devam ederim."
"Ahh peki geliyorum." dedim ve sinemaya gitmeye başladık. Nasıl olurda bu kadar çabuk pes etmiştim.
Biraz geç oldu ama umarım beğenirsiniz. Hastanede olduğum için yazamadım. Oylarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felix
FantasyMerhaba bu benim ilk hikayem. . Çoğu hikayelerde vampir ve kurt adamlar var. Bende farklı bir tür çıkartiyim dedim. Diğer fantastik hikayelerden farklı olmasını istedim. Umarım hikayemi beğenirsiniz. Kapağımı yapan Mitsuki Kagayaki'ye teşekkürler ve...