6.Bölüm

237 57 3
                                    

Sinemada benim zorumla da olsa dram konulu bir filme girdik.  Sinemaya gitmek istediyse benim istediğim olucak. Aslında hiç tepki göstermemişri. Hemen kabul etmişti. Büyük boy mısırlarımızı ve kolamızı da alıp sinema salonuna girdik. Aslında ben dram filmlerinden nefret ederim ama onu sinir etmek için değer.

Film o kadar sıkıcıydı neredeyse uykum gelmişti. Uyumamak için direndim.

"Dram konulu filmleri sever misin?"

"Evet."

Nee... evet mi demişti? Acaba ben yanlış mı duydum. Hayır yanlış duymamıştım. Gerçekten seviyorum demişti. Ben onu sinir etmek için dram filmi seçmiştim. Off yaa!!!

Daha fazla dayanamayacağım için çıkmaya karar verdim.

"Nereye gidiyorsun?"

"Seni ilgilendirmez ."

"Sana nereye gidiyorsun dedim."

"Bende seni ilgilendirmez dedim."

Tam gidiyordum ki arkamdan gelerek "Bende geliyorum. " dedi.

"Neden hep böyle yapıyorsun? Biliyorum sana biraz kabalık ettim ve özür dilemeye çalışıyorum ama sen..." dedi ve kafasını yana salladı.

"Çünkü senden nefret ediyorum."

"Peki." dedi ve öylece gitti. O an sanki kalbimde bir boşluk oluşmuştu. Tarif edilemez bir boşluk...

Eve girer girmez kendimi yatağa attım ve hemen uykuya daldım. Rüya görmeye başladım. Rüyamda yine annem vardı.

"Anne!"

"Prenses, ona kötü davrandın."

"Kime?"

"Ona Hayley." dedi ve uzaklaşmaya başladı.

"Anne nereye gidiyorsun?"

"Yakında öğreneceksin tatlım. Çok yakında." dedi ve terler içinde uyandım. Birine kötü davrandın derken kimi kastetmişti?

Hızlıca kalkıp okula gittim. Bay Freund bana giderek iyi davranıyordu ve gülümsüyordu. Kris'e gelince artık kimseye zorbalık yapmıyor aksine herkese yardım etmeye başlamıştı.

Öğle yemeğinde yine Kris ve Lolita ile oturuyordum. Tam o sırada yanımızdan Kris'in çelme taktiği çocuk geçti. Kris ise çocuğu yanına çağırdı ve özür diledi.

"Vay canına.Giderek uysallaşıyorsun." dedim gülerek.

"İltifatınız için teşekkürler."

"Ve giderek kibarlaştı." dedi Lolita gülerek.

"Eee.. Hayley hanım özrümü kabul ediyor musunuz?"

"Gerçekten fazla resmi olmadı mı? ve cevabım Kris Bey hayır!!"

"Neden?"

"İlk izleminin kötü."

"Hahh.. ilk izlenimmiş." dedi ve ekledi "Ben basketbol oynamaya gidiyorum." dedi ve gitti. Hep aynısını yapıyor. Son sözü söyleyip gidiyor. Pislik.

Okul çıkışında Kris ile karşılaşmamak için hızlıca okuldan çıktım. Trafik lambasına bakmadan yola atlamıştım ve kamyonet üzerime doğru geliyordu. Hareket edemedim. Sesim de çıkmamıştı. Annemin kazası aklımdan gitmiyordu. Tam o sırada bir el beni kendine çekti ve yere doğru yuvarlandık. Gözlerimi açtığımda beni kurtaranın Kris olduğunu anladım. Kris'in üzerine düşmüştüm. Sanırım bileğini burkmuştu. Hemen üzerinden kalktım.

"Kris, iyi misin?"

"Neden biraz dikkatli olmuyorsun? Tam bir baş belasısın." dedi ve sinirli bir şekilde gitmeye başladı.

"Nereye gidiyorsun?"

"Eczaneye, elime krem alıcam."

"Peki." dedim ve eve gittim.

Bana neden hep bağırıyo anlamıyorum. Sinir bozucu adam.

Eve gittiğimde yemekte hiç bişey yiyemedim. Aklım rüyamdaydı. Annem neden öyle demişti ve kimi kastetmişti. Kafam çok karışıktı. Her zamanki yaptığım gibi düşüncelerimden kaçmak için ve annemi tekrar görmek için uyudum.

Tekrar rüya görmeye başladım. Bu sefer annem yoktu. Bir çocuk vardı ve ben bu çocuğu tanımıyordum. Siyah dalgalı saçları gözlerini kapatıyordu. Biraz daha öne geldikten sonra gözlerinin cam mavisi renginde olduğunu farkettim. Gözleri etkileyiciydi. Tam o sırada yanında bir kız belirdi. Kızın gözleri de cam mavisi rengindeydi. Kahkülü gözlerini kapatıyordu. İkiside tenleri çok beyazdı ve gözlerinin altında mor halkalar vardı. Bir anda annem ortaya çıktı. Tam ikisinin ortasında belirdi ve çalar saatin çalmasıyla rüyam bölündü. Ve onlar kimdi.

Evden çıktığımda hâla aynı rüyayı düşünüyordum. Birinin bana seslenmesiyle irkildim.

"Merhaba, Hayley'di dimi?"

"Evet ama siz kimsiniz?"

"Ben Rachel. Seni görmek çok güzel."

Olamaz bu o kız, rüyamdaki kız..

"Beni nerden tanıyosun. Seni daha önce gördüğümü hatırlamiyorum. "

"Nasıl hatırlamazsın? Dün akşam görüşmüştük."

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Hayley salak mısın yoksa hiç bir şeyden haberin yok mu?"

"Lafı dolandırmadan söyle hemen!!"

"Sen radyansın Hayley."

"Sen ne saçmaliıyorsun? Radyan da ne?"

"Sen radyansın ancak radyanlar birbirleriyle rüyalarda iletişim kurabilirler." dedi ve ekledi. "Eğer inanmıyorsan anneannenin günlüğüne bak."

Bir hışımla ordan uzaklaştım. Okula geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Ve bu şehir tam bir kaçıktı.

FelixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin