"Bu saçmalık, beni öldüremezler." dedim. Asla böyle birşey olamazdı. Olmamalıydı da. Babama böyle bir acıyı tekrar yaşatamazdım.
"Olabilir." dedi başka biri. Sesin geldiği yere doğru baktım. Oldukça genç biriydi. Yirmili yaşlarda gibiydi. Kahverengi saçları ve ela renginde gözleri vardı. Soğuk bir ifadesi vardı ama çok yakışıklıydı. Kaslarını belli edecek tişört giymişti. Uzun boyluydu ve bende uzun boylu erkeklerden nefret ederdim.
"Bu imkansız." dedim sözcüklerimin üzerine bastırarak.
Güldü ama gülmeden çok beni küçümsemişti. Karşımdaki sandalyeye oturdu ve "Ruh çağırma tahtasına çok güveniyorlar. O tahta sayesinde hem kaleleri görünmez hem de zaman durduğunu bu tahta sayesinde anlıyorlar. Zekice değil mi?" dedi.
"Evet öyle ama beni tahmin edememişler sanırım."
"Evet öyle olmalı." dedi ve bir sigara yaktı. "Ayrıca bundan sonra beraber çalışacağız. Felix güçlerin üzerinde benimle çalışacaksın." Ne onunla mı çalışacağım. Daha kim olduğunu bile bilmiyorum. Hemde hiç güvenilir birine benzemiyordu. Yüzünden ukala tavrı hiç eksilmemişti.
"Siz kimsiniz?"
"Ben Michael, ben bir felixim. Ayrıca Josh'un abisiyim ve çalışmaya yarın başlarız. Benim işim şimdi var." dedi ve öylece gitti. Ne sinir bozucu biriydi.
"Hayley hadi bizde çalışalım." dedi Emily.
"Tabi." dedim ve peşinden onu takip ettim. Odaya girdiğimizde oda boydan boya kitaplarla kaplıydı. Keşke benimde böyle bir kitaplığım olsa diye düşünmeden edemedim. Raflardan bir kitap aldı. Tabi kitap hiç dokunmadan eline gelmişti. Keşke bende bu kadar usta olabilsem. Sonra ordan bir sandalyeyi hareket ettirip oturdu. Kitabı almamı işaret etti ve bende kitabı elinden alıp karşısına geçtim.
Bacak bacak üstüne attı ve "Öncelikle nesneleri hareket ettirmeyi öğrenmen lazım. Bu kitaba iyi odaklan ve ilk seferde kitabı hareket ettir." dedi. Yüz ifadesine bakılırsa oldukça ciddi görünüyordu.
"Bunu yapabileceğimden emin değilim." dedim gözlerimi ondan kaçırarak.
"Hayley sen bizlerden daha güçlüsün. Aslında çalışmana bile gerek yok. İstesen tek seferde bile yaparsın." dediğini anladım ve kitaba yoğunlaştım. Kitap hafifçe kıpırdandı ve 5 cm kadar havalanıp tekrar düştü. Gerçekten iyi iş çıkardığımı düşünmüştüm ama Emily'in yüz ifadesine bakılırsa hiç begenmemişti.
"Hayley tüm dikkatini kitaba ver ve benim elime getir." dediği gibi yapıp tüm dikkatimi kitaba verdim. Kitap bu sefer direk havaya uçtu ve daha sonra Emily'in eline doğru ilerlemeye başladı ama tam gelirken ayağının ucuna düştü. Ayağının ucuna düşmesiyle Emily çığlık attı.
"Özür dilerim. Acıdı mı?"
"Biraz." dedi ve tüm dikkatimi kitaba verdim. Bu sefer kitap kusursuz bir biçimde eline ulaşmıştı. Elindeki kitaba sevinçle baktım.
"Bu sefer oldukça iyiydi." dedi ama nedense yüz ifadesi hiç değişmemişti. Emily nedense çalışırken çok ciddi bir tavıra bürünüyordu.
"Eee şimdi ne yapmalıyım?" dedim heyecanla.
"Nesneleri dondurmalısın." bunu duyduğumda somurttum. Çünkü bunu yapmak hepsinden daha zor görünüyordu ama yılmadım. Bana bir kitap fırlattı. Kitabı dondurmayı, havada asılı kalmasını hayal ettim ama kitap önüme düştü. Eğilip yerdeki kitabı aldım ve kitabı -uçurarak- ona verdim. Kitabı tekrar bana doğru fırlattı kitap donmuştu ve kitabın tekrar çözünmesini düşündüm ve kitap yere düştü. Bana bu sefer üç tane kitap attı. Bende kitapları kolaylıkla havada dondurdum.
![](https://img.wattpad.com/cover/16259581-288-k880697.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felix
FantasyMerhaba bu benim ilk hikayem. . Çoğu hikayelerde vampir ve kurt adamlar var. Bende farklı bir tür çıkartiyim dedim. Diğer fantastik hikayelerden farklı olmasını istedim. Umarım hikayemi beğenirsiniz. Kapağımı yapan Mitsuki Kagayaki'ye teşekkürler ve...