Bugün Josh'un annesiyle görüşeceğim için çok heyecanlıyım. Okuldan sonra birlikte Josh'un evine gittik. Olanlardan sonra bu biraz tehlikelide olsa ona güveniyordum ya da birine güvenmek istiyordum. Karşıma neler çıkabileceğini bilmiyorum. Bu yolda tecrübesizim. Birilerinden gerçekleri öğrenmeliyim. Yoksa düşünmekten delireceğim.
Joshla birlikte kapılarının önüne geldiğimde heyecanla korku arasında karışık bir duygu yaşadım. Birden kapı açıldı. Ben düşüncelerimle boğuşurken Josh'un zili çaldığını farketmemiştim. Kapıyı açan kadın orta yaşlı ve hoş biriydi. Josh'ın ki gibi yeşil gözleri ve kahverengi saçları vardı. Beni görür görmez bana sarıldı. Geri çekildiğinde beni içeri davet etti. Oturma odasına doğru ilerledik. Evin hoş bir dekorasyonu vardı. Annem olsa bu eve hayran kalırdı çünkü tam onun zevkine göreydi. Çiçek desenli koltuklar, evi süsleyen süs eşyaları ve mavi renkte duvarlar...
Koltuğa oturduğumda hâlâ evi inceliyordum. Kadın konuşmaya başladığında kendime geldim.
"Annene çok benziyorsun." bunu gülümsedim. Bunu duymak güzeldi.
"Bunu duyduğuma sevindim." dedim iç çekerek.
"Annen hakkında birşey biliyor musun?" Hayır anlamında kafamı salladım O sırada Joshda meraklı bakışlarla bizi izliyordu.
"Annen medyumdu. Dur sana resmi göstereyim.'' dedi ve vitrindeki resmi alıp bana verdi. Annemin fotoğrafını görünce kötü oldum. Kadın konuşamaya başladığında ben hala fotoğrafa bakıyordum.
‘’Anneni bence radyanlar öldürdü. Hiç kaza kayıtlarına baktın mı?’’ Bunu duyunca birden kafamı kaldırdım ve kadının gözlerinin içine baktım.
‘’Ne demek istiyorsunuz?’’ şimdi gerçekten meraklanmaya başlamıştım.
‘’Size çarpan kamyonun içinde sürücü yokmuş ve herhangi bir parmak izi de bulunamamış. Kamyonda dağın kayalıklarına çarpmış. Böyle bir kazada olan kişi ağır yaralanmış olacağı için arabadan çıkamaz.'' Gözlerim dolmaya başlıyordu. Yerimden kalkıp camdan dışarı baktım. Arkamı dönüp ''Peki neden öldürmek istesinler?'' diye sordum.
''Annenle kazadan bir hafta önce konuşmuştuk. Annen sana günlüğü verip bütün gerçekleri anlatacaktı ve bunu yapmasını engellediler.''
Bir iç çektim. ''Keşke o günlüğü bulabilsem.'' Kadının gözlerinin içine baktım lütfen bana yardım edin. Medyum olduğunuza göre annemle konuşabilirsiniz.''
''Üzgünüm Hayley ama bunu yapmam mümkün değil.'' durum gerçekten çaresiz görünüyordu. Neden yapamazdı ki neden?
''Hiç mi bir yolu yok?'' dedim ve oturduğum yerde kollarımı kavuşturarak somurtmaya başladım.
''Annem medyumdu ve bir oujia tahtası üretmişti. Bizler bu tahta sayesinde ruhlarla konuşabiliyorduk ama radyanlar bizden çaldılar.
''Ama bunu sakladıkları yeri biliyoruz.'' bunu duyunca ikimizin de kafası ona doğru döndü. Josh'un annesi kaşlarını çattı. Sanırım Josh'a kızmıştı çünkü ben gidip o tahtayı radyanlardan alıcaktım. Bu çok tehlikeli olsa bile.
Bayan Emily: ''Hayır Josh bu çok tehlikeli. Hem biz orayı göremeyiz. O kaleyi sadece radyanlar görebilir.''
Güldüm, içimde tekrar bir umut ışığı yanmıştı. ''O zaman ben bu kaleyi görebilirim çünkü ben hem felix hem radyanım.'' dedim heyecanla. Bunu gerçekten yapabileceğime inanıyordum.
'' Hayır Hayley onlar seni yakalarlarsa çok kötü olur. Hemde çok kötü.'' dedi.
''Lütfen bunu yapabilmemim bir yolu olmalı. Lütfen bana yardım edin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Felix
FantastikMerhaba bu benim ilk hikayem. . Çoğu hikayelerde vampir ve kurt adamlar var. Bende farklı bir tür çıkartiyim dedim. Diğer fantastik hikayelerden farklı olmasını istedim. Umarım hikayemi beğenirsiniz. Kapağımı yapan Mitsuki Kagayaki'ye teşekkürler ve...