Sevilen Adam (Luhan)
Biraz daha öyle kalırsa ortamdaki sıcaklığa rağmen donabilme ihtimali olduğunu düşündü sevilen adam. Kolundaki uyuşma yavaş yavaş tüm bedenine yayılırken gözlerini bir kere bile kırpmadığı gerçeğini çoktan unutmuştu. Neden böyle olmak zorundaydı ki? Saniyelerdir içinde tuttuğu nefesi yavaşça dışarı verdi ve gözlerini kırptı. Evet, şimdi artık normale dönmüştü.
"B-Ben... Gerçekten özür dilerim."
Karşıdan gelen ses kulaklarını doldurup beynini uyarırken bir kere daha nefesini tuttuğunu fark etmişti adam. Ne oluyor bana böyle diye düşünürken bu sefer daha hızlı toplanıp kendine geldi. Bu toplanıp bir anda kendine gelme olayı alışkanlık olmuş gibiydi. Konuşmak gerçekten onun yapabileceği bir etkinlik değildi ama yine de denemek zorundaydı.
"Ö-önemli değil. Gerçekten..."
Sesinin bu kadar normal çıkmasını beklemezmiş gibi şaşırmıştı şimdi. Derslerde bile hocalar onu kaldırdığında kelimeleri doğru seçemezdi ama şimdi normaldi. Gerçek anlamıyla normaldi hem de. Son yıllarda konuşabildiği en normal kelimeleri seçmişti belki de.
Ne kadar süre geçmişti üzerinden hesaplamamıştı ama sevilen adama yıllar gibi gelmişti. Kolu hala uyuşuktu, derisinin altı sanki yanıyordu. Vücudu hala anormal bir sıcaklıkta kavruluyor gibiydi. Yine de kendini bu durumdan çıkarmak istemezmiş gibi bir hali vardı. En sonunda bir kere daha o ses kulaklarını doldurmuştu.
"Kolunuzu incittiysem... "
Hayır, hayır tabii ki de incitmemişti. Aksine daha da sağlam gibi duruyordu şimdi. Vücuduna dolan güven verici sıcaklığı başka bir türlü açıklayamıyordu oysaki. 'Ah ben neler düşünüyorum böyle?' diyerek bir kere daha gözlerini kırpıştırdı. Ne tepki vereceğini bilemez bir haldeydi belki de.
Ama olanlar sonradan olmuştu. Sanki refleks gibi bir şeydi yaptığı. Açıkta kalan elini hala kolunda duran elin üstüne koyduğunda çoktan ortamdan uçup gitmiş gibiydi sevilen adam.
Seven Adam (Sehun)
Ne kadar öyle kaldığını kestirmeye çalışıyordu seven adam.
Ne kadar süredir o gözlerde kaybolduğunu bilmek istiyordu.
Hem de kesin süresini, kaç salise kaç saniye olduğunu ölmeden önce hesaplayıp bu anı unutmamak üzere her yere kazımak istiyordu.
Vücudundaki titremeyi hissettiğinde hala gözleri bir aradaydı. 'Her an kaybolabilirim.' diye düşündü seven adam. 'Her an bu gözlere hapsolabilirim.'
Bir tepki vermesi gerektiğini hatırladığında kalbinden kayıp giden sıcaklığı tek kelimeyle hissetmişti. Gözlerini kırpsa ölecekmiş gibi hissetmesinin sebebini bilse de kelimelere dökmek zordu. Şimdilik. Elbet bir gün ağzından çıkabilirdi o bir çift kelime.
"B-Ben... Gerçekten özür dilerim."
Ağzından dökülen kelimeleri sanki ölümü pahasına sunmuştu karşısındaki meleğe. Evet, 'O tam anlamıyla bir melek.' diye düşündü seven adam. 'Bir gün ne zaman gökten düştüğünü sormam lazım.'
"Ö-önemli değil. Gerçekten..."
Bu cevap seven adam için hızlı olmuştu. Sesin her bir tonunu ezberine kazırken elinden tüm vücuduna yayılan sıcaklığı da onunla birlikte hatırlayacağına adı gibi emindi. Karşısındakinin ses tonunu o kadar hayal etmişti ki onu takip ettiği zamanlarda hep acaba nasıl konuşuyor diye düşünürdü.
Meleğin sesi ilk defa kalbine işlediğinde saatlerce etkisinden çıkamadığı o günü hatırladı. Eve döndüğünde yapabildiği tek şey üstünü çıkarmadan kendini yatağa atmaktı. Saatlerce tek bir noktaya bakıp ses tonunu unutmamak için uğraşmıştı. Ses hala kafasının içinde dolanıp kendini tekrar ediyordu. İşte o zaman anlamıştı seven adam bu sesi tekrar duymak için her şeyi yapabileceğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYI YAPAN ADAM
FanfictionSevdi seven adam. Yıllarca bekledi sevilebilmek için... Sevildi sadece sevilen adam. Yıllarca sevildi, sevebilmek için... -exojjangyeol