Sevilen Adam(Luhan)
Hafifçe penceresini araladı sevilen adam. Gözlerinin kamaşmasını umursamadı. Gerçekten de güneş yüzünü göstermeye başlamıştı. Soğuk hava yerini tatlı bir esintiye bıraktığında kiraz çiçekleri de yollarda gözükmeye başlamıştı şimdi.
Gözlerini bir kere ovuşturarak karşı apartmanı inceledi. İki haftadır yaptığı gibi hafifçe pencerenin kenarına yaklaştı ve gizlice karşıya bakmaya başladı. Sabahtan beri hiçbir hareketlenme yoktu karşı tarafta. Ne perde kenara çekilmiş ne de pencere açılmıştı. Gittikçe daha meraklanmaya başlıyordu. Başını eğip saatine baktı. Neredeyse öğleye geliyordu.
'Bu saate kadar ne yapıyor acaba?' diye düşünmekten sabahtan beri kahvaltı yapamamıştı. Dalgın dalgın pencereden karşıyı izlerken onunla ilk karşılaştığı an aklına geldi. Yanakları yine sıcaklamaya başlamıştı işte. Çarpışmalarından önce neden onunla hiç karşılaşmadığını bir türlü anlayamıyordu. Oysaki baştan beri aynı mahallede, üstelik de karşı karşıyaydılar. Böyle bir yüzü görse bir daha unutmazdı sevilen adam. İlk evine geldiğinden beri saplantılı bir şekilde her sabah pencerenin önüne geçip karşıdaki daireyi inceliyordu. Bir keresinde karşılaşabilme ümidiyle akşama kadar kapının önünde bile beklemişti hatta. Ama yine de diğeri onun önüne çıkmamakta ısrarlıydı.
'Ne zamandan beri ona bu kadar kafayı taktım?' diye düşündü sevilen adam. Bu zamana kadar kabuğundan sıyrılmayı aklına bile getirmemişti ama yine de şimdi onunla birlikte bir şeyler yapmak istiyordu. İki hafta içinde sadece fırında bir kere daha karşılaşmışlardı. Sonrası ise boşluktu. O günden beri ne Sehun ona uğramış ne de sevilen adam ona gitmişti.
Kendini aptal bir âşık gibi hissediyordu. Karşılıksız sevmenin ne demek olduğunu sadece kitaplardan ya da filmlerden bilirdi ama bunu tatmak farklı bir şeydi. Karşılıksız olup olmadığını bilmese bile yine de bırakamıyordu insan.
Yine görememenin verdiği hüzünle derin bir nefes verdi. Perdeyi kenara çekip mutfağa geçti. Eline ilk geçen elmayı alarak muslukta yıkamaya başladı. İlk ısırığı aldığında çalan kapı sesiyle irkilmişti. Nasip değilmiş diye baktığı elmayı fayansın kenarına bıraktı ve kapıya yöneldi.
"Ah Sehun, hoş geldin."
"Neden şaşırdın? Başka birini mi bekliyordun?"
"Hayır ben..."
"Peki, neden kim o diye sormadın?"
"Şey ben..."
"Ya kötü niyetli biri olsaydı Luhan, hiç mi korkmuyorsun?"
"Düşmanım falan yok ama."
"Her insan düşmanını tanıyabilir mi ki sence?"
"Sehun. Yok dedim işte."
"Haklısın, senin gibi birine düşman olmak için bir neden olamaz."
"E Yani. Bu arada içeri geçsene, dışarıda kaldın."
Şaşkındı sevilen adam. Haftalardır görmeye çalıştığı varlık şimdi karşısında durmuş onunla konuşuyordu. Bir daha göremeyecekmiş gibi uzun uzun yüzünü inceledi. Son karşılaştıkları günden beri yine aynı muhteşemliğiyle duruyordu işte karşısında. Hayal dünyasından çıkıp gerçek dünyaya giriş yaptıktan sonra kapıyı kapattı ve diğerinin arkasından içeri geçti. Şimdi ikisi de koltukta karşılıklı oturmuş birbirlerine bakıyorlardı.
"Bugün boş musun?"
Aniden sorulan bu soru karşısında bir yandan sevinmiş bir yandan da şaşırmıştı adam. Haftalardır beklediği şeyin gerçekleşme ihtimalinin olmadığını bilse de yine de içindeki umut kırıntılarını öldürmek istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYI YAPAN ADAM
FanfictionSevdi seven adam. Yıllarca bekledi sevilebilmek için... Sevildi sadece sevilen adam. Yıllarca sevildi, sevebilmek için... -exojjangyeol