Çok zor günler geçirdik. Yazın ortasında seller, depremler, şimşekler, yıldırımlardan dolayı ölen insanlar çok fazlaydı. Bu günler gelecekteki günlere oranlar iyi günlerimizmiş...
Bir kısmı bunu tanrıların kızmasına bağlarken bir kısmı büyük bir savaş habercisi olarak yorumluyordu. Bana sorarsanız bu Kıyamet alametlerindendi. Korkuyordum.
Okulum ve evim arasında geçen bir hayatım var. Bazen babamla balığa çıkar, bazense arkadaşlarımla gezerdim. Bulunduğumuz kasaba pek büyük sayılmaz. Ama her türlü ortam var; kafe, plaj, bar, restoran, vs, vs.
Hava gene karanlık, bulutluydu. Okuldan eve dönüyordum. Okuldan nefret ederim. İşte tam da o günde, o korkunç günde o ilanı gördüm. Yağmurda mucizevi şekilde ıslanmayan o ilanı...
'Kiralık tanrı aranıyor! Kısa süreli görev ve yetkileri elde edebilecek bir KİRALIK tanrı aranıyor. Bu kişi çeşitli sınavlardan geçtiği takdirde yeni tanrımız olacak! Başvuru için ilanı elinize alıp havaya atın.'
Bu da neydi böyle? Bir çeşit şaka olmalıydı. Kiralık tanrı mı olur diye düşündüm. Herhangi birşey olmayacağından emin olduğum için ilanı alıp kızgınca havaya attım. Çünkü bu şakayı kim yaptıysa hoş değildi.
Ama bunu yaparken başıma geleceklerden haberdar değildim.
GENÇLER BÖLÜM FAZLA KISA BİLİYORUM AMA İLERİDE DAHA DA UZAYACAK. İSTERSENİZ SON YAZDIĞIM BÖLÜMÜN UZUNLUĞUNA BAKIN.
BU HİKAYEYİ OKUDUĞUNUZA PİŞMAN OLMAYACAKSINIZ :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiralık Tanrı
AdventureYunan mitolojisindeki tanrıları düşünün. Harika olmalılar. Bir de o tanrılardan biri olmak için aday olduğunuzu düşünün. Bu inanılmaz. İşte Drave'in başına gelen şey tam da bu. "Peki bu testlere girmeyi kabul etmezsem..." sözümü kesen Zeus oldu...