"Küçük" Gezinti

571 31 4
                                    

Orada bayılmadığım için çok mutluydum.

Etrafıma bir göz attım. Burası olağanüstü derecede büyüktü. Ayrıca her köşesi ayrı mükkemmellikteydi. Burada yaşamak için ölebilecek insanlar tanıyordum.

Benim etrafa hayretle baktığımı gören Apollon, bir ıslık çaldı. Ona baktım. Beni yanına çağırdı. Gittim. Apollon, uzun sarı saçlı, simsiyah gözleri olan, yapılı ve yirmili yaşlarında görünen birisiydi. "Haydi yeni konuğumuza etrafı gezdirelim." dedi gülümseyerek. Herkes evet, hadi gibi şeyler dedi. Ben ise bu gezintinim aylar alabileceğini düşünüyordum.

Önce beni şelalenin yanına götürdüler. Burası mavi ve yeşilden ibaretti. Suya dokunduğumda buz gibi olduğunu anladım.

Sonrasında beni hamağa götürdüler. Burda hep yeşil renk vardı. Hamak bile yeşildi. İki yanında ağaç vardı. Yaprakları hamağa düşmüştü. Hamak devasaydı. Aynı anda 14 kişi oturabilirdi. Bi dakika, bu olimposluların sayısı?!

Kayalıkların olduğu yere gelmiştik. Burası tamamen kıyıdaydı. Alanın bittiği yerdeydi. Aşağısında gökyüzü boşluğu vardı. Ne kadar yüksekte olduğumuzu anlamak için biraz daha ileri gittim. Birden ayağım kaydı. Düşüyordum! Ne olacaktı şimdi? Çığlığım ve uçan kuşların sesi birbirine karışıyordu. Tamam dedim kendi kendime. Öldüm. Ama öyle olmadı. Yeryüzüne çok az kalmıştı. Sanki bir trambolin vardı ve beni yukarıya geri gönderdi. Düşmeden önce olduğum yerdeydim. Titriyordum. Korku yüzümden her türlü anlaşılıyor olmalıydı. Geri geldiğimde gülmekten yere düşeceklerdi neredeyse. Bende güldüm istemsiz olarak kahkaha attım. Herkes gülmeyi bırakınca derin bir sessizlik oldu.

Sonunda evin önündeydik. Ev mi? Bu evse bizimkiler neydi? Dünyadaki en güzel ev bile bu evi geçemezdi. Buradı tam bir saraydı. Çok güzeldi. Ev sanırım altından yapılmıştı. İçerisi de ayrı güzeldi. Her yerde ayna vardı. Poseidon, "Biz kendimizi genç ve güzel görmeyi severiz." dedi ve sırıttı. "Kaç yaşındasınız ki?" diye sordum. Hepsi oldukça genç görünüyordu. Çoğu yirmi ve otuzlarında gözüküyorsu. Sadece Zeus ellilerinde gözüküyordu. Cevap veren kişi Apollon oldu. "Mesela ben 25 gibi gözüküyorum, aslında 695 yaşındayım." dedi. "Ama hala genç hissediyorum." dedi tekrar ve güldü. Ben de zorla güldüm.

Akşam olmuştu. Zeus bana odamı göstermeyi teklif etti. Odalar aynı anda kapandı. Odamın önünde Zeus, "Bir süre uyu dinlen. Kafanın karışık olduğunu biliyorum. Herşeyi konuşacağız. Odanda isteyeceğin herşey var. Rahat edeceğine eminim. İyi geceler." dedi. Bu adam çok garip ve gizliden konuşuyordu. Ama bugün yaşadıklarım bunu düşünecek kadar enerjimin kalmadığını belli ediyordu zaten. Her neyse dedim. "İyi geceler" dedim ve odama girdim.

Kapı kendiliğinden kapandı ve ışıklar birden açıldığında çok şaşırdım. Oda benim kendi odama oranla 10 kat daha büyüktü. Zeus isteyeceğin herşey var derken haklıymış. Oda mükemmeldi. Eski yaşamımı hiç özlemeyeceğim diye düşündüm. Babam hariç.

Burada kafamı kurcalayan birçok şey vardı. Ama bunları uyanınca soracaktım. Şimdi uyumalıydım.

Tam yattım ki yastığın sert olduğunu anladım. Sert yastıkta uyuyamamıştım hiçbir zaman. Bunun için dışarı çıkıp birisine soracaktım. Tam yataktan kalktığımda yatağın altığındaki yastığı gördüm. Her çeşit yastık ve yorgan vardı. İçlerinden yumuşak bir yastık seçtim ve uyumaya çalıştım. Zor olmadı.

Uyudum.

Kiralık TanrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin