•15•

1.5K 108 34
                                    

Hello guys napaysunuz... İyiyim hazır cımartesi okulum tatil olmuşken bölüm atıyım dedim 😄😄 çok uzatmadan bölüme geçelim.

Şimdiden yazılım yanlışlarım için sorry.
__________________________________
#HATIRLATMA
Nasıl ya o adam benden habersiz başka bir hastane ile nasıl anlaşma yapabilir. Bu hastane benim üstüme aish! Bu adam beni gıcık ediyor.

Rüya'nın Ağzından

Jin'in kapısını çalıp içeri girdim öğle yemeği gelmişti fakat yemiyordu.

"Selam. Neden yemiyorsun?"

"Selam. Aslında yedim ama tatlımı yiyemedim... Senden birşey istesem olur mu?"

"Tabikii de."

"Benim için tatlımı keser misin?"

"Tamam, ama neden sen kesmiyorsun?"

"Ç-çünkü kendimi kaybedip etrafımdaki ve kendime zarar vermekten korkuyorum."

OKB hastalığının bu şekilde sorunları vardı. Kesici aletlerden korkarlar çünkü birine veya kendilerine zarar vermekten korkarlar. Çok fazla üstüne gitmeyip kestim.

"Neden bugün terapiye gelmedin. Eğer özelse söylemeye bilirsin."

"Hayır, özel değil bugün öğlenciydim o yüzden gelemedim... Bir fikrim var bak havada güzel bahçeye çıkalım mı?"

"Gerçekten mi?? Yaşasın çıkalım nolur. Ne demişler hastanın yeri bahçedir."

"Hmm... Kim demiş onu?"

"Canımız atamız kim seokjin majesteleri."

"Kim seokjin majesteleri"ni sesini kalınlaştırarak söylemişti, hafifçe kıkırdayıp ciddi oldum.

" Peki, o zaman seokjin majesteleri ben gidip izin alabilir miyim?"

"Tabikide, hemen gelmenizi emrediyorum, çıkabilirsiniz."

"Peki efendim."

Daha fazla dayanamayıp ikimizde gülmeye başladık. Onun odasından çıkıp Namjoon'un odasına doğru gidiyordum ki, arkamdan ismimi duymamla arkamı döndüğümde hemşire bana doğru geliyordu yanıma geldiğinde...

"Rüya hanım, doktor bey sizi odasına çağrıyor."

"Doktor bey, hangisi?"

"Adını söylemedi ama namjoon beyin odasının karşısında ki odadaymış."

"Peki, teşekkürler."

"İyi günler kolay gelsin."

"Sizede."

Koşar adımlarla ilerleyeme başladım, beni kim niye çağırsın ki?... Sonunda kapının önüne geldim isim yerine baktığımda daha yazılmamıştı. Kapıyı tıklayıp "Gel" Demesini bekledim içerden "gel" Sesini duyunca içeri girdim ve ayaklarını masaya uzatmış koltuğuna yaşlanan Min kyung'u gördüm ve üstünde de doktor önlüğüyle vardı... Yoksa!

"Hoşgeldin."

"S-sen burada mı çalışmaya başladın?"

"İvit, noldu şıçan sevinmedi mi?"

"Tabiki de sevindim ne-"

O sırada konuşmamı bölen Min kyung'un telefonu oldu.

"Alo... Merhaba eun Woo sunbae... Ne, neden... A-ama ben oraya daha yeni taşındım... peki... Paramı vericeksin demi?... İyi günler aish! Bu ne ya."

"Noldu?"

"Taşındığım evin sahibi... Ordan taşınmamı istiyor, kendi oğlu evlenmiş ve oraya taşınacakmış."

"Gerçekten mi!! Ne kadar terbiyesiz biri...BULDUMM!!"

"N-ne? Neyi?"

"Benimle aynı evde kalsana. Tek yaşıyorum ve 1 kişilik boş odam var."

"Gerçekten mi, ya sen cansın sıçan, seni yerim ben."

Sandalyeden fırlayıp bana sarıldı yanaklarımı öpüp geri sarıldı. O sırada kapı açılma sesi geldi ve ben min kyung'tan ayrılıp kapıya baktığımda namjoon'u gördüm gözlerini bize dikmiş çenesi kasılmıştı sinirlenmiş miydi o?

"Rüya! Hemen yanıma geliyorsun. Odamdayım!!"

Deyip hızla kapıyı çarpıp gitti...

"Ne oldu buna ya? Şşt kız bu seni mi kıskandı?"

"Yok ya! Niye kıskansın..."

"Bilmem, davranışları öyle geldi."

"Bilmem ben bir bakıyım yoksa daha çok köpürücek bu çirkin soğuk nevale görüşürüz benim işim bitince beraber çıkarız."

"Tamam. Ararım ben seni."

Onaylar anlamında başımı sallayıp namjoon'un odasına gitti. Kapıyı tıklatıp içeri girdim oda da volta atıyordu.

"Ne oldu hocam, neden birden çağırdınız??"

"NEDEN HASTANIN YANINDA DEĞİLSİN? BEN SENİ HASTANIN YANINDA BİLİYORUM, AMA SEN YENİ GELMİŞ BİR ADAMA SARILIYORSUN."

"Ben sizin yanınıza geliyordum bir şey sormak için ama o sırada bir hemşire bana doktor bey sizi çağrıyor dedi. Kim dedim bilmiyorum adını söylemedi ama namjoon beyin odasının karşısında dedi. Bende ilk oraya gidicektim sonra sizin yanınıza gelip bir şey sorup izin isticektim!"

Şuanda gözlerim yanıyordu ve sinirlenmiştim büyük ihtimal gözlerim kızarmıştı.

"İlk bana gelmeliydin! Neyse çok üstüne gitmicem, s-sen bana ne sorucaktın."

"Ben şey s-sorucaktım seokjin beyi dışarı çıkarmak istiyorum."

"Seokjin?"

"OKB hastası olan benim ilgilendiğim hasta..."

"Tamam, çıkın ama bir yanlışını görürsem...onu o zaman görürsün."

"Tamam, teşekkürler hocam..."

Jin'in yanına gittim, o yatağa oturmuş kitap okuyordu. Odasının kapısının açıldığını duyunca kafasını bana çrvirdi.

"Hadi hazırsan gidelim."

"Hazırım, gidelim!"

Tıpkı küçük bir çocuk gibiydi. Beraber bahçeye çıktık bende temiz havayı soluyunca derince temiz havayı içime çektim.

"Hadi gel."

"Nereye?"

"Gel  takip et beni."

Başıyla beni onaylayıp takip etmeye başladı biraz ilerimizde ki bankın yanına gidip oturdum ama o hâlâ bana bakıyordu.

"Hadi gel otur..."

Yüzünü ekşitip olumsuz anlamda başını salladı...

"Olmaz, orası çok pis herkes oraya oturuyor ben oraya asla o-tur-mam."

"Tamam oturma ama böyle yaparsan nasıl bu hastalığı yeniceksin?"

"Bilmiyorum, başka bir şey yapalım olmaz mı?"

"Tamam, bak köpek."

Aslında köpeklerden aşırı derecede korkuyorum ama onun için korktuğumu belli etmemem gerekiyor.........
___________________
İvit patatesler 797 kelime ile bu bölümüde bitirdik geç geldi farkındayım bazı sebeblerim vardı. Aslında cumartesi günü yazar yayınlarıım diye düşündüm ama işim çiktı o yüzden yazamaďim...

Sizi çok seviyorum kendinize iyi bakın😄😄😄

❤❤❤ANYONGGG❤❤❤

Patronum KİM NAMJOON -BİTTİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin