Patronum KİM NAMJOON -BİTTİ-

•22•

OY+YORUM PLSS KEYİFLİ OKUMALAR

_________

#HATIRLATMA

Min kyung'un Ağzından

*Baya haklı konuştu ne dicem ben şimdi...Hava atmaya çalış,çalış sonra kal böyle sap gibi min kyung*

 "Ne oldu kaldın öyle?"

 "Yoo, kim kaldı?"

 "Sen."

 "Sen benim donuk kaldığımı mı söylemeye çalışıyorsun?"

 "Evet."

 "pekala, şey bana ne zaman hasta yollamayı düşünüyorsun?"

Rüya'nın Ağzından

Min kyung'un odasından çıkıp hoseok'un odasına gittim. Kapının önüne geldiğimde içeriden bağırışlar geliyordu. Acele ile içeri girdiğimde 2 tane hemşire hoseok'u tutmaya çalışıyordu diğeri de sakinleştirici hazırlıyordu.

 "Ne oluyor?"

 "İlacını verecektik ama istemedi bizde içmelisiniz falan dediğimizde sinir krizi geçirmeye başladı. Sakinleştirici vereceğiz."

 "Hayır vermeyin!"

 "Ama nasıl sakinleşecek?"

 "Siz çıkın ben ilgileneceğim onun ile...Çıkın."

Onlar çıktığında hoseok ellerini saçlarına götürmüş çekiştiriyordu ve ağlıyordu. Yanına gidip oturdum ve ellerini saçlarından çekip tutup sarıldım ama ağlaması şiddetleniyordu.

Bu onu sakinleştirebilirdi...

 "Tamam...Sorun yok...Ağlama, hadi sakinleş."

O sırada kapı aniden açıldı kapıya baktığımda namjoon gelmişti tam sakinleştiriciyi alıp vuracaktı ki elim ile dur işareti yaptım. Şaşkınca bana bakıyordu.

4-5 dakika sonunda hoseok omuzum da uyuya kalmışdı onu yatırıp namjoon'a döndüm. Bana ne oldu der gibi bakıyordu bende omuz silkince önüne döndü. Yalnız yatarken çok tatlı görünüyor.

"Niye geldin?"

 "Kapıda ki görevli bana içeride ki hastanın çok fazla bağırdığını ve kimsenin zapt edemediğini söyleyince geldim. Neden sakinleştirici vurmamayı tercih ettin?"

 "Sürekli ilaç alırsa bünyesi yenik düşücek , zaten iyi durumda değil çubuk gibi kalmış hastalığından... O olmadan da sakinleşebilir. Bazen yalnızca sarılmak bile her şeyi çözebilir."

 "Tamam... Gel yemeğe gidelim."

 "Olmaz daha jin'in yanına gideceğim ben ne zamandır gitmiyorum."

 "Jin'in ? jin? O kim?"

 "OKB hastası ( obsesif - kompulsif bozukluğu) olan hasta."

 "Tamam o zaman gidiyorum ben."

 "Pekala."

 "Sen ne zaman çıkacaksın?"

 "Biraz daha buradayım."

Kafasını olumlu anlamda sallayıp çıktı.

...

10 dakika daha orada kaldım uyanmasını bekledim ama uyanmıyordu sanırım baya yorulmuş tam odadan çıkıyordum ki birine çarptım baktığımda gözleri kızarmış bir kızdı ve çok güzeldi.

 "Affedersiniz."

 "Önemli değil bende özür dilerim."

 "Ne için gelmiştiniz?"

 "B-ben kardeşimi görmek için gelmiştim."

Çok çekingen davranıyordu.

 "Siz ağladınız mı?"

 "Şey kardeşimin hastaneye kaldırıldığını duyunca İtalya'dan geldim... Ve duyunca ne yapacağımı bilemedim."

 "Anlıyorum ama kardeşinizin şuanda bir şeyi yok, adınız neydi?"

 "Dawon... Jung dawon."

 "Şey hastane kuralları olarak hastanın adı ve soyadını söyler misiniz? kurallar için."

Tebessüm edip.

 "Tabiki de... Jung hoseok."

 "Ben bir has-"

 "Abla?"

 "Hoseok!"

Çok sıkı bir şekilde sarılmışlardı kapıdaki görevliye "1 saat" sonra hastanın yemeğini yiyip ilacını içip uyuması gerektiğini zaten hemşirenin gelip vereceğini bu yüzden içerideki misafirin 1 saat sonra gitmesi gerektiğini söyledim.

 "Bölüyorum ama 1 saat sonra hoseok'un yemek ve ilacını içip uyuması gerekiyor... İyi günler, görüşürüz hoseok."

...

Hoseok'un odasından çıkıp min kyung'un odasına geldim ama odasında yoktu. Telefonumu çıkartıp aradım 3. çalışta açtı.

 "Alo?"

 "Boyor conom" ( buyur canım)

 "Yemek mi yiyorsun?"

 "Ovot." (evet)

 "Neredesin?"

 "Yomokhonodo doşorodoyom sende yemek al gel." ( yemekhanede dışarıdayım)

Telefonun kapatıp yemekhaneye indim oradan bahçeye geçtim min kyung' un oturduğu sandalyenin karşısına geçip yemek tepsisine baktım.

Maşallah bu çocuğa açık büfe vermeyin, bütün yemekleri almış.

 "Bütün hepsini sen mi yiyeceksin?"

 "Evet"

 "O kadar yiyorsun ama kilo almıyorsun."

 "İvit canısı çünkü ben muhteşemim."

EGO İS COMİNG!!

Elindeki çubukları alıp önündeki etinden aldım ve ağzıma attım

 "Yhaa!! git kendine al benim o!"

 "Banane... He bu arada ben önlüğümü bulamadım nerede?"

 "Aa biz onu hastane de unuttuk ya."

  "Ee ben ne yapıcam?"

 "Sevgiline sor bana neden soruyorsun?"

 "Tamam be ona sorarım."

Masadan kalkıp namjoon belki odasındadır diye onun odasına çıktım.

...

Odanın kapısını tıklayıp içeri girdim o sırada ayağımın takılması ile yere yapıştım.

RÜYA HAVA YOLLARI MUTLU UÇUŞLAR DİLER (!)

Yer ile muhteşem bir şekilde bakışırken havalanmam ile yerle olan bağım koptu.

 "İyi misin?"

 "iyi misiniz?"

Heeeh tam olduu...

RÜYA İLE REZİLLİK MUTLU SEYİRLER DİLER...

......

Umarım sevmişsinizdir byeee

♥♥ANYONGG♥♥