Otobüs durakta durunca kalabalığı yarıp dışarı çıktım. Bu sıcakta, bu kıyafetlerle çok terlemiştim. Elimle kendime yelpaze yaptım. 'Şu morluklar bir an önce iyileşse de kurtulsam.' Okulun önüne geldiğim de kendimi cesaretlendirmek için derin bir nefes aldım. Okulun bahçesinde sadece bir kaç adım atmıştım ki biri yanıma geldi.
"Okuldan önce bir yere uğraman gerek ha?"
Sağıma döndüğümde gömlek çok ince olduğu için tüm güzelliğini arsızca sergileyen bir göğüsle karşılaştım. Karın ve göğüs kasları vücut çalıştığını belli edercesine şekilliydi. Beş kilometre öteden duyulabilecek şekilde yutkundum. Titreyerek kafamı yukarı kaldırmaya zorladım ve işte o ukalaca sırıtan mükemmel yüz.
"V-Vardı. Hallettim."
"Hiç inandırıcı değilsiniz Byun Baekhyun."
Gözlerimi kaçırdım. Ne diyeceğimi düsündükten sonra tekrar ona döndüm. "Sana hesap vermek zorunda falan değilim. Şimdi arkadaşlarının yanına git ve beni tanımadığın zamanlarda neler yapıyorsan onu yap." Bunu hangi boktan özgüvenle söyledim bilmiyorum ama hemen pişman olmuştum. Korktuğumu ona belli etmemek için önüme dönüp okulun bahçesinde yürümeye devam ettim. Hala varlığını arkamda hissedebiliyordum.
"Neden benimle görülmek istemiyorsun? Popüleriten mi düşer(!)"
"Sen neden benimle görülmek istiyorsun? Popüleriten düşer."
"Beakhyun. Sadece arkadaş olmak istiyorum."
"Ama ben istemiyorum."
Gözlerimi gizleyerek adımlarımı hızlandırdım. Artık arkamdan gelmediğini fark edince adımlarımı yavaşlattım. İçimden kendime küfretsem de böyle yapmam gerektiğini biliyordum. Omzumdaki hafif dokunuşla soluma döndüm. Suho hyung'u görünce gülümsedim.
''İyi misin Baekhyun? Girişte Chanyeol'le konuştuğunu gördüm.''
''Evet iyiyim. Chanyeol garip bir şekilde okula benimle gelmek istedi.''
''Seninle mi? Neden?'
''Bilmiyorum. Ben de hayır dedim.''
''Vao. Senden bunu beklemezdim.''
''Evet bende kendimden. Ama bir posta daha dayak yemeye niyetim yok.''
Omzumu patpatladı. ''Bir daha isteseler de seni dövemezler.''
''Hı-Hı.'' Zil çaldığında Suho hyung son kez sırtımı patpatlayıp sınıfına gitti. Ben de bana delici bakışlar atan Lay'i görmezden gelmeye çalışarak sınıfıma girdim.
-------------
Tam karşımda durmuş, tüm ciddiyetiyle benimle göz kırpmama yarışı yapan Chen'in suratını ittirdim.
''Baekhyun lütfeeeeeeeeeeen. Ben de gelmek istiyorum.''
''İnsanların istediği her şey olsaydı, şu an Teen Top'ın soyunma odasında olurdum.'' (Siz yazarınızı takmayın sabah sabah Teen Top krizi tuttu.)
''Lüüüfen lüüüfen lüüüfen.''
''Aegyolu söylesen bile kabul etmeyeceğim.''
''Sana pizza alsam bile mi?''
''...''
''...''
''... Yürü gidiyoruz.'' Tiz bir sevinç çığlığı atıp 'dance machine'liğini konuşturmaya başladı. Bahçedeki herkes garip sesler çıkararak dans eden bu salağa bakıyordu. Daha fazla rezil olmaması için kolundan tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Sweet Platonic Love
FanfictionNOT: Yaoi bir hikayedir. Bu tür hikayelerden rahatsız oluyorsanız okumamanızı tavsiye ederim. Smut yazmayı düşünmüyorum ama Smut'ımsı sahneler var :3 Ayrıca bu hikaye için bana ilham veren Ilgın Erkan'a teşekkür ederim. Byun Baekhyun: Lise 2'ye gidi...