"Chanyeol! Aklıma bir fikir geldi!"
"Hm? Ne fikri?"
"İyi izle."
Pembe boya kutusuna kafamı daldırdım. Ne yaptığımı görünce kahkaha atmaya başladı. Saçımı büyü tuvale sürterek resim çizmeye başladım. Boya azaldıkça saçımı tekrar kutuya sokuyordum. İşim bitince gerileyip şaheserime baktım. Kulakları kocaman bir kafa ve yanında -boyunun kısalığından- sadece gözleri gözüken bir kafa vardı.
"Hahah. Bu çok güzel! Ama bunları biraz derinleştirmeliyiz."
Fırçasını koyu pembeye batırdı, çizdiğim kafların kenarlarını ve detaylarını çizdi. Bir işe odaklandığında çatılan kaşlarını izlerken aniden gözümdeki acıyla inledim.
"Ağh.. Aaağh! Gözüm, gözüm!"
"Baekhyun? İyi misin?"
Gözlerimi sımsıkı kapattığım için onu göremiyordum ama sesindeki endişeyi algılayabilmiştim. Ellerimle kendime yelpaze yaptım.
"Gözüm yanıyor! Iggh GÖZÜM!"
"Hareket etme! Sana yardım edeceğim."
Çok zor olsa da dediğine uydum. Yüzümde hissettiğim nefesle acımı unutmuştum bile. Resmen nane kokan, sıcak nefesinde eriyordum. Yüzümdeki sıcaklık kaybolduğunda gözlerimi açtım. Hala çok yakınımda durmuş bana gülümsüyordu.
''B-Boyanın çıkardığı garip g-gazdan olmalı.''
''...''
''Neden öyle gülümsüyorsun?''
''Telefonun daha ne kadar çalacak hesap etmeye çalışıyorum.''
''Hoh.''
Hayal alemimden gerçek dünyaya döndüğümde telefonumun Supa Luv melodisiyle çaldığını fark ettim. 'Kahretsin Chen! Şimdi aramak zorunda mıydın?' Elimi cebime attım ve telefonu boyamamaya dikkat ederek telefonu açtım.
''Efendim.''
''SENİ GÖTTEN BACAKLI NERDESİN SEN!?''
Telefonu hızla kulağımdan uzaklaştırdım. Hem Chanyeol çok yakınımda olduğundan hem Chen bağırdığından ne dediğini duyup çaktırmadan gülmeye başlamıştı.''Chanyeol'leyim.''
''O YAKIŞIKLI PEYGAMBER DEVESİYLE OLUP OLMAMAN UMRUMDA DEĞİL! NEREDESİN DEDİM SANA!''
''Bilmiyorum!
"... Baek hemen git oradan!"
"Ne?"
"Seni bilmediğin bir yere getirmiş! Sana tecavüz edip çalılara atma olasılığı ne kadar fazla haberin var mı?! O psiko sürtükten her şeyi beklerim! Tamam biliyorum ondan hoşlanıyorsun ama bu..."
"CHEN! CHANYEOL SENİ DUYABİLİYOR!" Chanyeol'ün yüz ifadesi ':O' şekline gelmişti. Ağıs hareketlerinden 'psiko sürtük mü?' dediğini anlamıştım.
"Aaah. Chanyeol dostum. Ben de seni ne kadar sevdiğimden bahsediyordum. Şimdi kapatmalıyım biliyorsun bakmam gereken çocuklarım var. Ehehhehe. Hoşçakaaaal~ Unutma seni seviyorum dostum. Ehehhheh."
Chen telefonu suratıma kapadığında elimi alnıma yapıştırdım. Chanyeol'ün yüzünü görmemek için gözlerimi sıkıca kapattım. Beni rezil ettiği yetmezmiş gibi onu sevdiğimi de açıkça söylemişti. Odadan hiç ses çıkmıyordu. 'Acaba öldü mü?' diye düşünüp gözlerimi açtım. Ama hayır. Sapasağlamdı ve çok çok çok yakınımda duruyordu.
"Yakışıklı peygamber devesi ha?"
"O-Onun dediklerine bakma büyük ihtimalle yine uyuşturucu aldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Sweet Platonic Love
FanfictionNOT: Yaoi bir hikayedir. Bu tür hikayelerden rahatsız oluyorsanız okumamanızı tavsiye ederim. Smut yazmayı düşünmüyorum ama Smut'ımsı sahneler var :3 Ayrıca bu hikaye için bana ilham veren Ilgın Erkan'a teşekkür ederim. Byun Baekhyun: Lise 2'ye gidi...